Bu günlerde güneşin giderek daha sevecen hale getirdiği ve ısıttığı dünyamızda, kış uykusundaki bitki örtüsü, üzerlerindeki kalın kasvetli yorganı atarak gülümsemeye başlar. Bu dönem; tüm canlılar için heyecanlı bir döneme geçişi simgeler. Tabiattaki değişimin, insanlar üzerinde son derece olumlu yansımaları görülür, duygular daha ön plana çıkar ve olumlu hale gelir.
Taşımacılık sektöründe de dünyadaki bu değişime paralel bir hareketlenme ve yenilenme süreci başlar. Çünkü taşımacının “sezon” tabir ettiği dönemin arifesidir bu günler. Havaların düzelmesiyle, dünyadaki hareketlenmenin benzeri insanlar üzerinde oluşur.
Yer değiştirmeler artar ve bugün ülkeler için birer “bacasız sanayi” olarak nitelenen turizm hareketleri yoğunlaşır.
Ülkemiz, yıllardan beri bu alanda yaptığı devasa yatırımların sonucu -ister, ülkemizi ziyaret eden insan sayısı olarak, isterse de bu insanların ülkemize bıraktıkları para olarak, her ne şekilde değerlendirirseniz değerlendirin- dünyada önemli turizm bir lokasyonu haline gelmiştir.
Dünyamızda, ülkeleri yönetenlerin egoları veya milliyetçilik kavramlarının abartılması sonucu oluşan hâkimiyet duygusu ile dünya tarihinde sürekli bir savaş ve kargaşa ortamı hüküm sürmektedir. Geçmişte, bir Milli Eğitim Bakanının “Şu mektepler olmasa milli eğitimi ne güzel idare ederdim” dediği gibi. Keşke şu siyasetçiler olmasa, ülkeler arasındaki sınırlar daha silik, insanlar arasındaki ayırımcılık daha belirsiz hale gelebilse... Ancak bu çıkar çatışmalarında ne yazık ki oyunu planlayanlar parsayı toplarken, ceremeyi her zaman çok daha masum ve günahsızlar çekiyor.
Önümüzdeki dönemde ülkemizin turizm gelirlerinde dünya siyasetinin yansımalarına paralel olarak oluşan gerginlik ve terör yüzünden bir düşüşün olması kaçınılmaz görülmektedir. Turizmde hizmet veren herkes ikinci gurupta, yani cereme çekenler sınıfındadır.
Bu yıl heyecan, yerini endişeli bir bekleyişe terk ediyor. Sezon hazırlıklarına başlayan taşımacılar bu olumsuzluklardan bir şekilde nasibini alacaktır. Taşımacının kullandığı finans geçmiş yıllar ortalaması göz önünde bulunarak hesaplanır; bu sebeple beklenmeyen durumlar taşımacıyı zor duruma sokar. Taşımacılara hizmet veren araç üreticilerinden tutun da ikramcılara kadar zincirde bulunan herkesin zarar görme ihtimali yüksektir.
Buna karşılık her birimiz güneşin her gün yeniden doğmasıyla dünyanın yeniden kurulduğunu sürekli hatırda tutmalı hedeflerimizden ve iyilik beklentilerimizden vazgeçmemeliyiz. Çünkü vazgeçmek, ümitsizliğe düşmektir. Ümitsiz olmak da gelişmeye manidir.
Oysa gelişmenin önüne geçmek mümkün değildir. Tablo ne kadar karamsar olursa olsun, bakınız dünyaya her gün pek çok bebek geliyor.
Tıpkı sektörümüze geçtiğimiz hafta yeni bir oyuncunun dâhil olması gibi. Mercedes-Benz’in ürettiği “Yeni Travego”, muhataplarıyla muhteşem bir gösteri ile buluştu. Beklentiler herkes için farklı olabilir ama unutulmamalıdır ki, otobüsçülükte standartları Mercedes belirler. Rakipler tarafından imal edilen araçlarda, boyutlar da dahil konforal özellikler ve hatta fiyat bile Mercedes baz alınarak ayarlanır.
“Gelecek Sefere” sloganıyla yollara çıkan “Yeni Travego”, üreticisine ve ülkemiz otobüsçüsüne hayırlı yolculuklar sağlasın. ■