Karayolu yolcu taşımacılığı sektörü, özellikle büyükşehirlerin otobüsçülerin çalışmasını sınırlamasıyla mücadele ediyor. Başta otogarların yapıldığı yerler olmak üzere, UKOME’lerin kararları doğrultusunda hep karşı karşıya kalıyorlar. Sektörümüz, daha iyi, daha kaliteli, daha seri hizmet vermek için elinden geleni yaparken, belediyeler ve UKOME’ler sanki onu engellemek için çabalıyor. UHD Bakanlığının yetki belgesi şartlarına 10 yaş gibi ilave şartlar getirmesi en yakın örnektir. Oysa biliyoruz ki her ikisi de çağın gerektirdiği kaliteli hizmet için yarışıyor.
Sadece para ile ölçülemez…
Bu arada merkezi yönetimin de tasarrufları söz konusu. Merkezi iktidar da daha geniş bakmak, daha kitlesel çözümler aramak için gidiyor devreye. İstanbul’u ele alalım: Trafik çok yoğun, yollar yetersiz, araçlar fazla… Dolayısıyla zaman da kaybediliyor, para da… Bağlı olarak akaryakıt için dışa bağımlı oluşumuzu da unutmamak gerekir. Tepeden baktığınızda çözüm olarak görülen başka bir zaviyeden bakışla sorunu katlıyor olabilir. Trafiği rahatlatmak amacıyla şehirlerarası yolcu taşımacılığı hizmeti veren otobüsleri üçüncü köprüye zorunlu yönlendirince sorun farklı noktalarda daha da büyüyor. Trafik rahatlıyor gibi gözükse de, otobüslerin kullandığı akaryakıt arttığı için getirisiyle götürüsü birbirini tamamlıyor. Saatler geçtiği halde şehri terk edemeyen otobüsün kaptanının yaşadığı sıkıntı, yolcunun beklentisi gerilimi arttırıyor. Şimdi sormak lazım: Kim kazançlı? Getirdiklerini çoktan götürdü…
Toplu taşımacılık önemsenmeli…
20. yüzyılın insanlığa sağladığı en büyük yararlardan biri, noktadan noktaya taşımacılık imkanı veren otobüslerin de toplu taşımacılık olarak kabul edilmesidir. Toplu taşımacılıkla hem maddi hem manevi kazanımlar söz konusu. Avuç dolusu para verip aldığımız petrol ve türevlerinin tasarruf edilmesi ancak toplu taşımacılıkla söz konusu. Elektrikli otobüslerin teşvik edilmesi de bu çerçevede atılan adımlardır ve çok da önemlidir. Peki, İstanbul gibi, ülkemizin hem ekonomik hem de sosyal merkezi olan bir mega şehirde otobüslerin zorunlu üçüncü köprüye yönlendirilmesiyle kaybolan kazanımı neyle karşılayacaksınız?
Bu açıdan bakınca, hiçbir yükü olmayan şehirlerarası yolcu taşıyan otobüslerin ikinci hatta Şehitler Köprüsünden bile geçmesine izin vermek gerekir. Böylelikle çok yönlü kazanım sağlanmış olacaktır.
Bir başka seçenek…
Ak Parti Hükümetleri en çok ulaştırma yatırımlarıyla hatırlanacak. Ulaştırmanın hızlanması, güçlenmesi, yollarda harcanan zamanın azalması ülkenin refahını da doğru orantılı olarak etkiliyor. Körfez geçişini bypass eden Osmangazi Köprüsüne ne itiraz eden var ne de karşı çıkan. Hatta otobüsçüler, pahalı olmasına rağmen tercih de ediyor. Çünkü yolu kısalttığı için yolcu memnun oluyor, aracın amortismanı düşmüyor, belki ikinci seferini bile yapabiliyor, kaptan ve araç personeli yorulmuyor, en önemlisi de zaman kazandırıyor. Aynı şeyi üçüncü köprü için söyleyemiyoruz. Osmangazi Köprüsünün seçeneği var, isteyen feribotla geçer, isteyen körfezi dolaşır… Peki, Yavuz Sultan Selim Köprüsünün alternatifi var mı? Yok! Projelendirilen ve yapımı sürdürülen bir alternatif var mı? O da yok. Bu size akılcı geliyor mu?
Otogarların durumu…
İstanbul’da birkaç bölgesel otogar açılmasını planlayan Büyükşehir Belediyesi, bu zorunlu istikameti hiç aklına getirmediği için Alibeyköy’de açtığı terminal benzerini Ataşehir’de de planlıyordu. Şimdilerde üzeri örtülen Kavacık’ta veya yakınlarında da bir otogar yapılması projelerde yer alıyordu. Bir düşünün, siz yolcu olsanız, süresi size her zaman kısa gelen tatile gidişinizde şehri saatler boyunca terk edemediğinizde neler gelir aklınıza?
Masaya yatırılmalı…
İstanbul ve benzeri büyük şehirler için geçerli olan taşımacılık modları arasındaki entegrasyonu bu yolla sağlamak mümkün değildir. Bu mecburi istikametler fayda yerine zarar getirir uzun vadede. Bağlı alarak ilerleyen zamanla çözüm getirilmesi de güçleşir. Çünkü ona göre, o yapıya yönelik yatırımlar yapılacaktır. Yani ulaşım sadece otobüsçünün sorunu değildir. Ulaşım, Türkiye’nin geleceğini belirleyecek en önemli güçtür.
Herkese hayırlı haftalar, bol kazanç diliyorum… ■