3’üncü köprü 26 Ağustos’ta yapılan törenle İstanbul’un, bağlı olarak Türkiye’nin hizmetine sunuldu. O günden bugüne de sektörün en önemli gündem maddesi oldu. Çünkü sektör mensuplarımız hiç beklemedikleri, ummadıkları bir maliyet yükü ile karşı karşıya kaldı. Biz yeni altyapı yatırımlarının yapılmasından hep mutluluk duyduk ve gelişmelere hiç karşı durmadık. Bugün şehirlerarası otobüslerin zorunlu olarak 3’üncü köprüye yönlendirilmesinin mutsuzluğunu yaşıyoruz.
Bu karar değişecek, inanıyoruz
Ancak biz, bu kararın zaman içerisinde değişeceğine inanıyoruz. Çünkü 3’üncü köprünün yapımı 1990’lı yıllarda ilk gündeme geldiğinde, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde yapılmasına karşı çıkmıştı. Demek ki şartlar ve beklentiler değişiyor. Sayın Erdoğan, Belediye Başkanı olduğu dönemde yapılmasına karşı çıktığı köprünün Cumhurbaşkanlığında icraatını yapıyor. Demek ki o gün kendisine ulaşan bilgiler ve ihtiyaçlarla bugünküler arasında fark oluşabiliyor, görüş açısı değişebiliyor.
Bu yatırımlar önemli
Bugün diyoruz ki, İstanbul’un, Boğaz’ın estetiği, çevre bozulmasın ama trafiği rahatlatacak yeni köprüler de yapılsın. Hatta 4’üncüsü, 5’incisi, 6’ıncısı da yapılsın. Eskiden sadece köprünün ve yolun yapımı ihtiyacı göz önüne alınırdı, şimdi çevrenin de doğanın da ihtiyaçları göz önüne alınıyor. Bu köprüyü yapanlara teşekkür ediyoruz. Bu köprü İstanbul trafiğini rahatlatmada önemli bir etkendir. Marmaray da, 20 Aralık’ta açılacak olan Avrasya da, yapılması planlanan 3 katlı tüp tünel de, Kanal İstanbul da önemli bir etkendir. Yapılacak düzenlemelere de karşı değiliz. Köprünün yapılmasının doğru olduğunu, bütün açıklamalarımızda dile getirdik. Bizim itirazımız 3’üncü köprünün şehirlerarası otobüslere zorunlu tutulmasına…
Bakanlık gerçeği görecek
Bizim kendi sivil toplum örgütlerimize, sektörümüze karşı sorumluluğumuz gereği bunu da kavgaya, gürültüye yer vermeden çözmek istiyoruz. Biz bu yanlış karardan geri adım atılacağı inancımızı koruyoruz. Önümüzdeki süreçte, şehirlerarası tarifeli taşımacılık alanında hizmet veren otobüs sayısının 3’üncü köprüye yönelik, işletmeciye söz verilen günlük 135 bin araç geçişi garantisine çok önemli katkı yapmayacağını Ulaştırma Bakanlığı da görecek. Birkaç aylık veri sonrasında bu sonuç görülecek. Binlerce otobüs bu yolu kullanmıyor. Başta bütün otobüsler denildi, daha sonra ise bir kısım otobüsler kapsam dışında bırakıldı. Bize göre şehirlerarası otobüslerin zorunlu tutulması yanlış bir karar oldu.
Aylık maliyeti 6 bin 500 TL
Köprü geçişleri aylık 6 bin 500 TL civarında bir maliyet yükü getirdi otobüsçüye. Oysa bu köprünün, zaman kazanmak ve ekonomiklik için inşa edildiği sık sık dile getirildi. Görüyoruz ki, ne ekonomiklik ve ne de zaman tasarrufu getirdi yeni köprü. İstanbul’dan İzmit’e, Yalova’ya, Bursa’ya daha sık sefer yapan otobüsler için daha çok maliyet getirdi. Sefer süresini de 2 saat kadar uzattı. Bir tek seferde 70 km fazla yol yapılıyor şimdi. Bu haliyle 42 litrelik fazla yakıt tüketimi de demek. Osmangazi Köprüsü bu maliyetlerin dışında. Onunla birlikte o hat üzerinde çalışan otobüsçünün maliyet yükü daha da ağırlaştı.
İDO ile maliyetleri aşağıya çekmek için alternatif modeller üzerinde görüşüyoruz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün zorunlu olmasıyla ilgili olarak da Bakanlık, hükümet ve belediye nezdinde görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Yukarıda da belirttiğim gibi veriler bizim haklılığımızı gösterecek.
3 köprüden de otobüslerimiz geçmeli
Gelecek hafta Ulaştırma Bakanlığı’nı ziyaret etmek için randevu talep ettik. İkinci köprüden geçiş hakkımızı geri istiyoruz. Yoksa her otobüsçüye yılda 80 bin TL’nin üzerinde ek bir maliyet yükü olacak. Biz, köprülerin yapılmasından mutluluk duymak istiyoruz. Biz, toplu taşımacılık yapan otobüslerimize gerekirse üç köprüden de geçiş hakkı verilmesini talep ediyoruz. Devletin köprüsü 6 lira olduğu yerde, müteahhidin köprüsünün fiyatı 4 katı olmaz. Bu sosyal devlet anlayışı ile uyuşmaz. Yetkililerin bu kararı hem ekonomi adına, hem verimlilik adına değiştireceğine inanıyoruz. ■