Bakış açısını değiştirin çözüm bulunur

Bizdeki gibi dünyada da bir karmaşa yaşanıyor; siyasal iktidarlar gündem değiştirme peşinde, insanlarsa temel giderlerinin yetmediği ekonomik koşullarla nasıl baş edeceğini bilemiyor. Bir gün Anayasa, bir gün saadet zinciri, ertesi gün rakip parti liderinin söyledikleri üzerinden polemik… derken asıl soruna kimse çözüm bulmayı bırakın üzerinde düşünemiyor bile. 

Taşları yerli yerine koymadığınız sürece tıpkı ilk düğmesi yanlış iliklenmiş gömlek gibi hiçbir şeyi düzeltemeyiz. Önce adalet, onun için kuvvetler ayrılığı ilkesinin yeniden uygulanması, bunun için de demokrasi gerekiyor. Tam da tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan ikilemi… Birileri çuval dolusu, dile kolay, milyonlarca Dolar veriyor, fazla faiz (şeyyy, onlar dini bütün olan insanlar, hacı hepsi, onun için kâr payı alırlar, faiz haram) almak için kayıt kuyut da olmadan. Hele biri, bilmek kaç milyon Dolar borç almış arkadaşından… Şimdi, eğri oturup doğru konuşalım, siz, bir arkadaşınızdan, bırakın milyonlarca Doları, bin veya on bin lira isteseniz verir mi? Bir düşünün, kaç arkadaşınız sorgusuz sualsiz borç verir size? Siz kaç kişiye verirsiniz?

Ülkenin çivisi çıkmış… Birileri, “devletin hemen tüm kademelerinde yaşanan yolsuzluklara karşı ne yapabilirsiniz, ne öneriyorsunuz” diye soruyor. Haklı belki de, bırakın öyle devam etsin. Yarın ne olacağından size ne! Yaşınızı başınızı almışsınız, ununuzu eleyip eleğinizi asmışsınız, dünya yansa bir bağ otunuz yok (aslında var da görmemek için kapatıyorsunuz gözlerinizi, ellerinizle de destekleyerek). Rezerv alan diye bir şey çıkarttı Hükümet, mülkiyeti vatandaştan rayiç bedel üzerinden alacak, “beşli çete”den birine aktaracak, onlar da beton yığınları dikecek, zenginlere satacak ve miras hakkı olan dışında herkes kazanacak. İlgili Bakan, bunu televizyon ekranlarından savunabiliyor. İzlerken benim aklıma gelen soruları, muhabir (veya sunucu) sormuyor. 

Çok ilginç bir haber daha… Aklımıza mıh gibi çakılması gereken, asla unutmayacağımız, gelecek kuşaklara da aktarmayı görev sayacağımız bir haber: Samsun’da, kaçakçılıkla mücadele eden ve onlarca başarı ödülü, taltif belgesi kazanan bir polis memuru… Dikkatle okuyun, kaçakçıların ihbarıyla, rüşvet aldığı iddiasıyla görevden atıldı; tam 18 ay önce. O dürüst ve görev aşığı polis seyyar satıcılık yaparak yaşamını sürdürmeye, çoluk çocuğunun rızkını çıkarmaya çalışıyor…du. Kendisini ihbar eden kaçakçı, sağlığını yitirip de ölümün soğuk yüzüyle karşılaşınca bir itirafta bulundu. Ankara’da bir savcı ve yargıçla anlaştıklarını, kaçakçılık yapmayı sürdürmek için uyduruk bir ihbarla polis memurunu zan altında bırakarak onu ekarte ettiklerini açıkladı. Tamam, polis memuru göreve iade edildi, ama ya o savcı, hâkim ve diğer görevliler… Onların adları da sümen altında, unutulmaya bırakıldı. 

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Meclis’te bütçe görüşmeleri sırasında, siyasallaştırılmış konularda kararların da siyasallaştırılarak verildiğini ifade etti. Hukukun dışına çıkıldığında kararların da hukuk dışı olacağını belirtti. AB, AİHM gibi organların aldığı kararlar hepimizi bağlayacağına göre, hukukun ve adaletin gerçekten tutarlı olması sadece vatandaş olarak bizim, karayoluyla yolcu taşımacılığı sektörünün değil, ülkemizin sorunu. Gidişatımız hiç iç açıcı görünmüyor… Hele şu yerel seçimler de bitsin, bakalım daha nerelere savrulacağız? ■