İyi yönetim

İnsanoğlu yaradılış olarak, olumsuzluklarda, hatayı kendisinin dışındaki kişi ya da etkenlerde aramayı yeğler. Kendini irdelemeden, özeleştiri yapmadan, mazeretler üreterek, suç ve sorumluluğu başkalarında aramak veya onların üzerine atmak genellikle işine gelir. Özellikle bilinç düzeyi gelişmemiş toplumların bireyleri için bu tez daha yaygındır.

Bireyler için geçerli olan bu durum, ülke, kurum ve hatta şirket yönetimleri için de benzerlikler gösterir. Bugün, her seviyede pek çok yönetim, işler kötüye gittiğinde, sorunların kaynağını bünyesinde değil, dışarıda arar. Sorunlar karşısında kendini irdeleyen kurum pek azdır. Buna karşılık, yönetim ellerinden gelen tüm gayreti gösterdiğini iddia eder!

İnsanların, şirketlerin, kurumların ve hatta ülkelerin başarılı olması nasıl yönetildikleriyle ilgilidir. Yönetimden beklenti, insanları bir amaç etrafında toplayarak işbirliği sağlamak, iş bölümü ile verimliği arttırmak ve çıkacak sorunlar karşısında yaratıcı çözümler üretebilmesidir.  

Yaşadığımız ülke, kent veya belde ya da çalıştığımız iş yerinde her zaman iyi bir yönetime ihtiyaç duyarız. Aksi durumda zaman, kaynak ve fırsatları zayi etme olasılığı hep vardır. Özellikle kamuda oy verip iş başına getirdiğimiz yönetimler hakkında kişisel sorumluluğumuz da bulunduğunu göz ardı etmeden, sonuca göre gurur ya da suçluluk duygusu yaşamamız olasıdır. 

Şirket yönetimlerinde, yöneticiler sonuçlardan hissedarlarına hesap veriyorken, ülke yöneticileri de kendilerini seçen hakla karşı sorumluluk sahibidirler. Yönetim, salt iş yapmanın ötesinde, kendine has, etik, kavram, metot, ilke ve teknikleri içeren bilimselliği ve yaratıcılığı olan bir olan bir alandır. Ülke ve şirket yönetim şekillerinin pek çok benzerlikler içerdiğini görebiliriz. Her kuruluş, iyi yönetildiğini iddia edebilmesi için kısa ve uzun vadeli hedeflere ulaşabilmesi adına performans kriterlerinin yeterli ve uygun olup olmadığına bakmalı, iyi çalışanlarını ödüllendirip, verimsizleri de sistem dışına atabilme yeteneğini haiz olmalıdır. 

Yönetimin kalitesi, ülke ya da kuruluşun refahını doğrudan etkileyen bir durumdur. Ama maalesef bugün iyi yönetimlerin sayısı toplam içinde çok küçük bir orandadır. Görünürde başarılı sayılabilecek müesseselerin bile kendilerini daha da geliştirerek yeni ve farklı başarılara imza atmaları mümkündür.

Şirketlerin başarılı olması için, doğru zamanda doğru iş modeliyle çalışması, başta insan olmak üzere ihtiyaç gösterdiği her türlü kaynağa sahip olması gereklidir. Bunlara sahip olduğu halde bile başarısız olunmasının tek ve gerçek nedeni, kötü yönetimdir.

Eğer iyi bir yönetim olmazsa, en doğru zamanda en doğru iş bile başarısızlıkla sonuçlanır. Geçtiğimiz yıl içerisinde futbolda tüm kupaları kaldıran; ancak bu yıl aldığı kötü sonuçlar ile sıralamada rakiplerinin çok gerisinde kalan kulübümüz bu konuya uygun canlı bir örnektir. Aslında imkanlar ve tesisler vs aynı olmasına rağmen, motivasyon ve insan faktörü göz ardı edildiğinde sonuçlar bu denli farklılaşabiliyor. 

İnsanlar, iyi şeylere layıktır. En başta da, iyi bir yönetime…■