01.06.2015, 12:36

Kapı aralığından…

Kapı aralanır, incecik bir ışık düşer içeri. Birden ilginiz oraya odaklanır. Birden şöyle bir dikilirsiniz, sanki umursamıyormuş gibi, ama meraktan gebererek. Bir siluet, ışık da ters olduğundan seçmek mümkün değildir. Merakınız daha bir artar, daha bir heyecanlanırsınız. Aslını sorarsanız, ayıp olmayacağını bilseniz kalbinizin atışının alabildiğine yükseldiğini söyleyeceksiniz, ama serde yiğitlik var ve ona bir şey dokundurtmamayı öğrettiler yaşamınız boyunca.

Göz açıp kapayıncaya değin geçen zamandan daha kısa bir andır o duygularınız. Aklınızın hızına eliniz, elinizin hızına klavye yetişmediği için sözcüklere dökemezsiniz o kısacık ana sığanları. Sonradan bile, üzerine düşündüğünüzde ateş bastığını tüm bedeninize, fark edersiniz. Müstehzi mi, mahcup mu, artık nasıl nitelerseniz, ince bir gülümseme gelir oturur yüzünüze. Saklamak isteseniz de saklanmaz, göstermek istediğinizde de ayırdına varmayanlar çok olacaktır. Siz bilirsiniz ya, o yeter de artar bile…
Matematik ne desin?
Bunca çelişki, bunca gelgit, bunca doluya koyup aldıramama, boşa koyup dolduramama karmaşasının yanıtını bulmak insanlık tarihi boyunca pek mümkün olmamış. Hem zaten değil mi ki sosyal olayların reçetesi olmaz diye öğrettiler. Binlerce etkenin, binlerce bileşeniyle matematik nasıl başa çıksın ☺ İşte, en tam da o nedenle reçetesi yoktur, olamaz da… 
Duygularınızda başlayan serüven düşlerinizde sürer. Sahi, çok da kolaydır aslında, öyle olmazsa böyle düşlersiniz, sıkıştığınızda bir kapı aralarsınız (düş benim ellere nesi). Hakem görmedi deyip topa elle bile müdahale edebilirsiniz. Hoş, görse de bir şey demez, diyemez hakem de… Değiştirirsiniz hemencecik. Kim ne diyecek?
Yalan mı, doğru mu?
Düşlediklerinizin ne kadar yalandır ne kadarı doğru, kimse bilemez… Siz bile. İpin ucu kaçmıştır, ilmek yetmez, yama tutmaz olmuştur. Bir heves, bir umut yeniden dalarsınız düşler dünyasına. Bu kez daha özen gösterirsiniz o labirentten sıyrılmak için… Zaten geçmiştiniz o yolları biliyorsunuz, tez ve kolaycacık varırsınız o noktaya. Sonrası… sonrası yine çetrefilli. Bıkmadan, yılmadan, usanmadan çabalarsınız.
Doğru, doğruluğunu yitirir, yalansa sanki biraz doğrudur… belki yanlış görmüşsünüzdür. Hoşgörülü, ama biraz sabırsız, keyifli ama biraz rahatsız dönenir durursunuz. Sıra kendinizi ikna etmeye gelmiştir ve başardığınızı sandığınız o an, yine yeniden düşersiniz o sonsuz soru işaretlerinin arasına. Kasap çengeli misali üzerinize üzerinize gelenlerden kaçmak, vücudunuzun esneyebildiği (feyk atmak mı deniyor şimdilerde)  oranda sıyrılmak için kan ter içinde kalırsınız…
Sözcükler yeterli anlam yüklenebilir mi?
Anlatmak istediğinizi kendinizce dile dökersiniz. Kimse anlamaz bir şey. Araya anekdotlar, şiirler, öyküler, filmlerden parçalar koyarsınız… Aslında herkesin bildiği bir şeydir… dillerinin ucundadır da bir türlü söyleyemezler. Tıpkı sizin gibi onlar da katılırlar sözcüklerin yetersizliğine. Sahi, Orhan Veli boşuna mı “Bilmezdim kelimelerin bu kadar kifayetsiz olduğunu…” demiş. Tabii ki değil. Tabii ki bir yolu vardır, bir umar bulunur. Kelimeler kifayetsiz kalıyorsa, çiçekler, onlar yetmiyorsa renkler, onlar bulunamıyorsa düşler yetişir imdadınıza.
Nereye kadar?
Doğru yerde, doğru zamanda, doğru insanı buluncaya kadar… Nasreddin Hoca, “ölme eşeğim ölme, yaz gelecek, yoncalar bitecek” demiş… Umudu üzmemek gerek. 
Sahi, dediğimiz gibi oldu, ne sözcükler yetti ne düşlerim… Çevresinde dolanıp durdum da bulamadım o sözcüğü… Şimdi, 7 Haziran diyeceğimi bekleyeceksiniz, değil mi? Çok beklersiniz daha… Yalanla doğrunun nerede ve nasıl kesiştiğini bilemediğimiz, gündemde de olduğu için aklımıza gelen en kolay cevap olur seçimler. Evet, onlar da yalan olduğunu bildikleri halde doğruya inandırmaya çalışıyor bizleri. Onlar da bir hedef uğruna sözcüklerden, renklerden, gelecek güzel günler düşünden medet umuyorlar. Ama değil, o kadar uzak değil. 
Nerede?
İçinize sorun… İçiniz nasıl, içiniz? Hala kıpır kıpır mı? Masmavi gökyüzünde koşturan pamuk bulutlar gibi uçuyor mu? Sular gibi şırıl şırıl akıyor mu? Çağlayanlar gibi çağıl çağıl dökülüyor mu? Gelincik gibi rüzgara, yağmura karşı direngen ama incecik boynundan koparıldığında yapraklarını dökecek kadar narin mi?
Evet, haklısınız. İşte o. Unutmayın, sizinle büyüyecek, serpilip gelişecek. 
Aşksız kalmayın. 
Yorumlar (0)
banner117
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
banner153
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 30 77
2. Fenerbahçe 30 72
3. Samsunspor 31 51
4. Eyüpspor 31 50
5. Beşiktaş 30 49
6. Başakşehir 30 48
7. Trabzonspor 30 42
8. Gaziantep FK 30 42
9. Kasımpaşa 31 42
10. Göztepe 30 40
11. Konyaspor 31 40
12. Antalyaspor 30 40
13. Kayserispor 30 37
14. Rizespor 30 37
15. Bodrum FK 31 34
16. Alanyaspor 30 34
17. Sivasspor 31 31
18. Hatayspor 30 19
19. A.Demirspor 30 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 35 69
2. Karagümrük 35 60
3. Gençlerbirliği 35 59
4. Erzurumspor 35 58
5. Bandırmaspor 35 57
6. İstanbulspor 35 55
7. Amed Sportif 35 54
8. Iğdır FK 35 52
9. Esenler Erokspor 35 52
10. Boluspor 35 52
11. Keçiörengücü 35 51
12. Ahlatçı Çorum FK 35 51
13. Ümraniye 35 50
14. Pendikspor 35 45
15. Sakaryaspor 35 45
16. Manisa FK 35 41
17. Şanlıurfaspor 35 40
18. Ankaragücü 35 39
19. Adanaspor 35 30
20. Yeni Malatyaspor 35 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 33 79
2. Arsenal 33 66
3. Nottingham Forest 33 60
4. M.City 34 59
5. Newcastle 33 59
6. Aston Villa 34 58
7. Chelsea 33 57
8. Bournemouth 33 49
9. Fulham 33 48
10. Brighton 33 48
11. Brentford 33 46
12. Crystal Palace 33 44
13. Everton 33 38
14. M. United 33 38
15. Wolves 33 38
16. Tottenham 33 37
17. West Ham United 33 36
18. Ipswich Town 33 21
19. Leicester City 33 18
20. Southampton 33 11
Takımlar O P
1. Barcelona 33 74
2. Real Madrid 32 69
3. Atletico Madrid 32 63
4. Athletic Bilbao 32 57
5. Villarreal 31 52
6. Real Betis 32 51
7. Mallorca 33 45
8. Celta Vigo 32 43
9. Real Sociedad 32 42
10. Rayo Vallecano 32 41
11. Osasuna 32 41
12. Getafe 32 39
13. Espanyol 32 39
14. Valencia 33 39
15. Sevilla 32 37
16. Girona 32 34
17. Las Palmas 32 32
18. Deportivo Alaves 32 31
19. Leganes 32 29
20. Real Valladolid 32 16