Pastırma

Mercedes-Benz’de çalışmaya başladığım yıl, Bodrum’da bir toplantıya gidildi. Şirkette yeni olduğum için belli insanlar dışında pek çok kimseyi tanımıyordum. Birlikte gittiğimiz elemanıma gerektiğinde “kim kimdir?” diye soruyordum. 

Toplantının bir bölümünde, sarışın, yakışıklı ve mükemmel Türkçesi olan bir adam konuşmacıydı. 

Dinleyicilere “siz pastırmayı bilir misiniz?” diye bir soru sordu. Pastırma nereden yapılır ve lezzetli midir soruları akabinde geldi. Tabii ki herkesin yanıtı “Evet” oldu. “Pastırma lezzetlidir ama onun lezzetini maksimize eden, üzerine kırılan yumurtadır” dedi.

“Sizin sattığınız ürün, pastırma, benim ürünüm onu daha lezzetli hale getiren yumurtadır” diye devam etti.

Bu betimlemeden çok etkilenmiştim. Arkadaşıma sordum: “Kim bu adam?” “Bay Koller, abi” diye yanıtladı.

“Nasıl yani, bu adam Türk değil mi? Yanıt, “Hayır, Alman!” oldu.

Bir yabancının, Türk dili, Türk örf ve adetleri ve lezzetlerine bu kadar hâkim olması ve Türk dinleyicilere böyle bir vurucu örnek vermesi, bende ona karşı büyük hayranlık uyandırdı.

Bay Koller, o gün Mercedes-Benz Finans’ın başındaki adamdı. Satılan ürünlere finans desteği sağlıyordu. Müşteri, ürünü ve finansı aynı çatı altında kolaylıkla temin ediyordu.

Bu organizasyonun, satışlara olan desteğinin, marka için bir ivme sağladığı asla yadsınamaz. Çünkü finansta çalışan arkadaşlar, satıştan gelmiş -değilse bile- satış ile iç içe oldukları için müşteri hakkında sadece kâğıt üstündeki bilgilerden ziyade nasıl bir kişilik ve piyasa itibarı hakkında bilgileri ve dolayısıyla fikirleri vardı.

Müşteri, kapı kapı dolaşıp kendini anlatarak kredi temin etmek için uğraşmıyordu. Tek elden ürünü ile kredisini muhatap olduğu satıcı üzerinden hallediyordu.

Bugün, maliyetler dolayısıyla fiyatların aşağı çekilmesini beklemek hayalcilik olur. Yani satılan ürün, o gün dendiği gibi “pastırma” ise bugün, pastırma gerçekten çok pahalı. İşin kötüsü üzerine kırılacak yumurtanın maliyeti, pahalıyı daha da pahalı hale getiriyor. 

Yeni yeni kredi maliyetleri aşağı çekilmeye çalışılıyor. Umarım ki ekstra durumlar oluşmaz ve bu gayretler pazara canlılık getirir. Umarım ki, bizi derinden etkileyen, ekonomik çalkantılar, kaos ortamı dağılır ve önümüzdeki yıl daha iyi bir tablo görme şansımız olur. 

Sektörde son yıllardaki satış rakamlarındaki düşüş nedeniyle, filolar yaşlanmaya ve sorunlar çoğalmaya başladı. Sektörün verimliliği, ekonomisi yanı sıra imajının güçlü olması için kullanılan araçların güncel ve bakımlı olması kaçınılmazdır.

Bugün şirket ve ülkelerin en büyük sorunu, finans temini ve finansı efektif kullanamamaktır. Pastırmayı daha lezzetli kılan yumurtanın maliyetlerinin aşağı çekilmesiyle pastırma daha lezzetli hale gelebilir.

Bu vesile ile yazıma ilham kaynağı olan ve her zaman saygı ile hatırlayacağım güzel adam “Bay Koller”e sevgi ve saygılarımı yolluyorum. Biliyorum ki, onun bu ülke ile irtibatı asla kesilmez. Bir şekilde bu yazıdan da haberi olur.

Tüm camianın her seviyesindeki güzel insanlarına… 

Ümitsizlik, gelişmeye manidir. Ümitlerimizin hiç sönmemesi ve 2020 yılının daha verimli ve keyifli geçmesi dileğiyle... 

Saygılar sunuyorum. ■