01.02.2016, 18:29

Şehirleşme, İstanbul ve Ulaştırma Sisteminde Türel Dağılım - 11

Bu bağlamda; ülkemizde ve bölgemizde, ekonomik gelişimin hızlanması ve siyasi istikrarın derinleşmesine paralel izlenecek doğru sosyal politikalar, yerinde kullanılacak ‘teknik imkanlar ve argümanlar’la beslenerek gerçekleştirilecek olan büyük ölçekli yatırımlarla ‘deniz ulaşımı’ bölgesel çapta, bütün tarafların faydasına bir itici güç ve temel hizmete dönüştürülebilir. Bütün bu yaklaşımlar ‘2023 Vizyonu’ ve ‘Paris-Berlin-Londra-Moskova-Pekin-Yeni Delhi’ yayının çevrelediği coğrafyadaki en büyük ekonomik güç olma perspektifi ile bütünlüklü ve birbirini doğrular-besler niteliktedir. İstanbul’umuz bütün bu coğrafyanın aslında; sosyal-politik-ekonomik-kültürel-coğrafik anlamda ‘doğal merkezi’ konumundadır. İstanbul’da yaşıyor olmamız ve İstanbul’un bir parçası olmamız, bütün bu sorumlulukları, faydaları, maliyetleri, riskleri ve fırsatları bize muhatap kılmaktadır. Daha ‘sağlıklı bir yaşanabilirliği’ ancak bütünlüklü bir bakış açısı, ‘insan odaklı bir yaklaşım’, uzun vadeli politikalar, kendi perspektifimizi geliştirebilme düşüncesi ve ‘sürdürülebilir’ bir kavrayış ile yakalayabileceğiz. 

Aşırı yüklü karayolu
İstanbul’da modal dağılımda, yüzde 20 olması gereken deniz ulaşımı payının çok gerisinde olduğumuz gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu durum; ‘ulaşım bazlı’ olarak adeta ‘denizin kıyısında denize bakmadan yaşamak’ olarak açıklanabilir. İstanbul’daki modal dağılımda karayolu aşırı yüklü bir paya sahipken, karayolunda ‘özel otomobil’ kullanım payı da çok yüksek bir orana sahiptir. Bu; karayolu trafik güvenliğini tehdit eder boyutlarda sonuçlara yol açarken, bütün İstanbul halkını alabildiğine konfor-güvenlik-dakiklik gibi parametrelerden sürekli olarak feragat etmeye zorlamaktadır. Toplu ulaşıma; bütün ulaşım modlarında yönelmek ve bu anlamda daha entegre, konforlu, dakik, güvenli bir hizmeti sunabilmek kısa vadede gözle görülür geri dönüşler almamızı sağlamaktadır ve sağlayacaktır. Bu yılın genel verilerine baktığımızda; Şehir Hatları Genel Müdürlüğü’nün rakamlarına göre ‘şehiriçi denizyolları’mızın ancak yüzde 10’luk doluluk kapasitesi ile çalıştığını görmekteyiz. Bu kapasitenin; yüzde 50’lik düzeylerde dahi kullanılması, ilaveten kabaca bir milyon yolcunun denizyoluna çekilmesi demektir. Ortalama; İstanbul’da bir otomobilin 1 ila 2 yolcu taşıdığını düşündüğümüzde; bu ‘trafikten 500-600 bin aracın’ çekilmesi demek olacaktır. Katıldığım bütün TV-radyo programları ve demeç verdiğim gazete-dergi ve net portallarında; ‘köprülerde devam eden geniş çaplı tadilatlar neticesinde ortaya çıkan talebin deniz ulaşımına yönlendirilmesi’ fırsatının doğduğunu ve bunu doğru yönetebileceğimizi ifade ettim, rakamlarla açıkladım ve yorumladım. Eşsiz bir Boğaz’a sahip olup da trafik yönünden burayı atıl vaziyette bırakıyor oluşumuzun tutarsızlıklarını ortaya koydum. Boğaz yolumuzu kullanan uluslararası büyük tonajlı yük gemilerinin daha akılcı yöntemler ve ileride hayata geçirilecek büyük yatırımlarla -deniz ulaşımını İstanbul için ideal seviyeye ulaştırmamız anlamında- Boğaz trafiğine oluşturabildiği olumsuz etkilerin tamamen bertaraf edilebileceğini ifade ettim.

Suyolunu yeterince kullanmak
Yakın geçmişte denenen ‘Boğaz’da kıyıya paralel’ seferler, (Şehir Hatları vapurlarınca Beşiktaş-Ortaköy-Arnavutköy-Bebek vb.) akılcı bir düşünceydi ve gerekliydi. Fakat bu tam olarak istenen sonuçları vermedi. Burada; paralel hatlar boyunca sefer yapacak olan araçların büyüklüğü, talebin iyi yönetilmesi ve benzeri hususlar önemlidir. Mesela; Boğaz sahil boyunca birçok noktada yeterli genişlikte olmayan karayolu hatları üzerinde özellikle yoğun saatlerde; yürüme mesafesiyle on dakika olan Beşiktaş-Ortaköy güzergahı 30 dakikada aşılamayabilmektedir. Bu anlamda; Beşiktaş’tan iyi yönlendirilmiş bir talebe binaen ortaya konan hizmetin sonucu olarak minimum bekleme süreleriyle kalkacak optimum büyüklükteki bir şehir hatları aracı 20 dakikalık bir yolculuk sürecinde, gerekli duraklara uğrayarak Bebek’e ve benzer şekilde diğer iskele duraklarına uğrayarak yolcu taşıyabilecektir. Bu itibarla; halkımızın ulaşım talebi; doğru saat aralıkları-doğru güzergahlar ve doğru araç filoları ile yönetildiği takdirde, kıyıya paralel hat uygulamasının ‘Boğaziçi deniz ulaşımı’mızda etkin ve verimli bir şekilde uygulanabileceği kanaatindeyim.

Uzun mesafelerde de denizyolu 
Yine aynı şekilde; Deniz Otobüsleri iç hatlarının yaptığı Bostancı-Bakırköy, Maltepe-Bakırköy, Bostancı-Kabataş ve benzeri seferlerle önemli bir yolcu taşımacılığı gerçekleştirilmekte, üst düzey konfor şartları sağlanmakta ve zamandan önemli kazançlar elde edilmektedir. Örneğin; karayolu ulaşım modu ile -ister özel araç, isterse toplu taşımayla- bir Bostancı-Bakırköy mesafesi saatler alan bir yolculuğu ve trafiğe eklenen ekstra yoğunlukları ifade etmektedir. Aynı güzergah deniz ulaşımı ile ortalama 45 dakikalık zaman değerleri ile alınabilmektedir. Bu seferlerin yaygınlaştırılması, alternatiflendirilmesinin yollarının bulunması; bizlere karayolundan çekilecek önemli bir yükü, zamandan büyük ölçülerde kazancı ve insanlarımıza daha üst konfor parametrelerinde hizmeti ifade etmektedir. Bu hatlar üzerinde; maliyet-zaman-arz/talep ilişkisi-konfor gibi ölçekler bazında optimum bir hizmet düzeyini yakalamak mümkün görünmektedir. 

Gelişmeyle doğru orantılı büyüme
Gayri safi milli hasılası hızla artmakta olan ülkemizin, her alanda kapasitesi artmakta, ticaret hacmi büyümekte, komşuları ve gelişmiş, gelişmekte olan ülkelere ihracatı artmakta, eğitim düzeyi yükselmekte, yöresel, ülkesel ve bölgesel entegrasyon ekonomik parametreler itibariyle gelişmektedir. Ülkemizin önümüzdeki on yıl içerisinde gayri safi milli hasılasının iki katına çıkacağı öngörülmektedir. Bu noktada; eğitim sistemimizin içeriğinin geliştirilmesi, Ar-Ge faaliyetlerinin arttırılması, enerji kaynaklarının etkin kullanımı, sosyal politikaların nitelikli olarak geliştirilmesi, temel hizmet parametrelerinin devlet eliyle halka eşit, doğrudan ve azami ölçülerde sağlanması, sosyal-kültürel-teknik bütün kaynakların aktive edilmesi ve eşgüdümünün sağlanması, ulaştırma sisteminin sorunlarını minimize etmiş ve fonksiyonel bir seviyeye taşınması ve enerjinin taşınımı konuları bizim için SWOT analizi (güçlü yönler, zayıf yönler, fırsatlar ve tehditler) bağlamında çok iyi etüt edilmesi gereken konulardır.
Hepinize sağlıklı, huzurlu, mutlu ve başarılı bir hafta dilerim. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159
banner153