16.04.2013, 12:53

Şehirleşme ve Akıllı Şehirler -4

Toplu ulaşımın yönetişimi, denetimi, tercihli yol uygulamaları, taksi çağrı merkezi uygulamalarının geliştirilmesi, bireysel hizmetlerin hizmet esaslı olarak geliştirilmesi, modlar arası entegrasyon vb. bütün başlıkları ‘akıllı ulaştırma’nın birer argümanları olarak, sosyal yönü, adil paylaşım bakışı, bireysellik yerine sağlıklı toplumsallaşma, insan odaklı yatırımlar, denetim ve güvenliğin güçlendirilmesi gibi hususlarla güçlendirilerek kendimize ait bir ‘perspektifin inşasının’ keşif kollarına dönüştürülmelidir.  

İnsan endeksli…

Akıllı şehirlerin ve dolayısıyla akıllı ulaştırmanın alternatif enerji ve yenilenebilir enerjiden bağımsız görülmesi ve düşünülmesi mümkün değildir. ‘Akıllı’ kelimesi bu terminoloji içerisinde ‘teknik gelişimler ve imkanlardan alabildiğine ‘hizmet parametreleri’ ve ‘insan odaklı’ eksende okumaları ve eylemleri’ içermektedir. Hal böyle iken; bu kavramsallaştırmalar; kendi geliştireceğimiz muhtemel bir perspektif ile içerisini alabildiğine felsefi-sosyolojik-kültürel-ekonomik ve tabii ki teknik olarak doldurabileceğimiz bir alanı ifade eder. Alternatif enerji ve yenilenebilir enerji konuları birebir ‘enerji’nin alt başlıkları olduğundan direkt olarak ‘siyasi-politik-stratejik’ girdi ve çıktılara sahiptir. Dolayısıyla da; bu politik jeo-stratejik süreçlerden tabi olarak etkilendiği gibi onları direkt olarak formatlayabilme imkan ve ihtimalini de işaret eder. Buradan hareketle; birbirini doğuran, besleyen ve bir ‘şebeke’yi oluşturan bir döngü söz konusu olup, bunun ne kadar ‘akıllı şebeke’ olacağı hususu bizim bakış açımızın ve derinliğimizin ölçüsü ve derecesi ile birebir paraleldir. Alternatif enerji ve yenilenebilir enerji konuları ‘sürdürülebilirlik’ ana aksında ‘çevreci, ekonomik olarak optimal, adil, sosyal arka planı olan’ bir gündem bütününü ortaya koyar. Aslında; ‘alternatif enerji’ konusu, ‘enerji’ başlığını ‘şiddet-gücün merkezileşmesi-statü ve para odaklı anlayışlar-vahşi rekabet’ koşullarından alabildiğine ‘insani merkeze’ taşıyabilecek bir hareket alanının göstergesidir. 

Dengeli dağılım ve entegrasyon

Ülkemizin doğalgaz ve petrol hatları haritası bütün bu söylediklerimiz ekseninde yeniden okunduğunda, enerji ulaşımında önemli bir düğüm noktası haline gelen ülkemiz; coğrafyası, kültür arka planı, toplumsal tarih hikayesi itibariyle geniş bir ‘fırsat-tehdit’ alanının merkezinde yer almaktadır. Bütün bunlar, bizim çoğu zaman ‘ulaştırma eksenli’ kimi zaman da en kapsayıcı düşünsel anlamda ortaya koymuş olduğumuz ‘dengeli dağılım-farklı modlar arası entegrasyon’ anlayışımızın birebir sağlamasıdır. Bu kavramlarımızı; en geniş anlamda ‘dengeli dağılım=hakça paylaşım’ ve ‘entegrasyon=yaşamsal bütünleşme’ olarak okuyabiliriz. Petrol, doğalgaz, nükleer enerji gibi günümüz siyasa terminolojisinde ‘çatışma ve kitlesel kayıplar’la beraber algılamaya alıştığımız kaynakları, ‘güneş enerjisi, jeotermal enerji, dalga enerjisi, rüzgar enerjisi’ gibi kaynaklarla beraber doğru ve yerinde değerlendirmenin, coğrafya, kültür imkanlar, politika anlamında yeryüzündeki en önemli üstlerinden birini ülkemiz ve merkezliğindeki bölge teşkil etmektedir. Kültürel-toplumsal-politik anlamda ivmelenerek yeni imkanlarla buluşacağımız tarih olarak vücut bulan ‘2023 vizyonu’ bütün bu bahsini ettiğimiz enerji kaynaklarının hepsini en doğru yerde ve ölçüde değerlendirebilme ihtimalini ülkemizin geleceği ile bütünleştirmeye fazlasıyla elverişlidir. 

Geniş coğrafyada…

Bu anlamda; enerji verimliliği ve alternatif enerji konularını da ‘ulaşım’dan ‘ulaştırma sistemi’nden ve ‘ulaşım imkanları’ndan bağımsız düşünmek mümkün değildir. Bu iki hat arasında karşılıklı etkileyen ve etkilenen bir süreç söz konusudur. Zira doğalgaz ve petrol; boru hatları ile taşınıyor olup, bu hatlar da birer ulaşım çeşididir. Bunun yanı sıra; petrol başta olmak üzere birçok enerji çeşidi, en geniş anlamda denizyolları ve iç suyolları yardımıyla taşınmakta ve bu dünya ve bölge ticaret hacminde çok önemli bir yekûn tutmaktadır. Bu anlamda yakın dönemde; ülkemizden Kuzey Kıbrıs’a (KKTC) su taşınımı anlamında önemli çalışmalar yapılmaya başlanmış olup aslında bu, ülkelerarası su taşınımının/ticaretinin ve dolayısıyla siyasetinin ‘ilk adımı’nı teşkil etmektedir. Bu anlamda yine yakın dönemde Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de önemli yeni doğalgaz yatakları bulunmuş olup bunların her biri bölge siyasetlerini önemli ölçüde formatlayabilme kapasitesine haizdir ki; burada ‘siyaset’imizin ‘bölge ülkelerince ve bizzat mevzu bahis enerji kaynaklarınca’ formatlanmaması, tam tersine bunların ‘siyasetimizce’ formatlanması, top yekûn toplum olarak orta koyacağımız ferasetimizle ilgilidir. Bu da; oluşturma zorunluluğunu çok defa ifade ettiğimiz ‘perspektifimiz’ ile yakından ilgilidir. Kıbrıs’ın açıklarında birçok noktada bulunan yeni kaynaklar, sadece Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni değil, İsrail, Lübnan, Filistin, Suriye ve Mısır gibi bölge ülkelerini de şimdiden -görünen yüzüyle- sürece dahil etmiştir.

Kaynakların dağılımı…

Coğrafi olarak bu kaynakların dağılımına baktığımızda; Rusya Federasyonu ve bağlı Özerk Bölgeleri, Çin’in batı ve kuzeybatısı, Kuzey Afrika, Sudan, Ortadoğu, Yakın Doğu, İç Asya, Ukrayna, Latin Amerika ve ABD’nin bu anlamda yer yer ve tamamıyla zengin olduklarını görmekteyiz. Avrupa’nın ise yer altı kaynakları anlamında fakir olduğu ve bu bağlamda Orta Asya, Kafkaslar, Ortadoğu ve Rusya’ ya muhtaç olduğu, güçlü bir Rusya’ya bu konuda güdülü olmak istemediği, İran’a da ambargo uyguladığı gerçeğiyle karşılaşırız. Dolayısıyla; Avrupa Birliği bu anlamda yer yer Türkiye üzerinden taşınımı uygun görebilmekte, kimi zaman bu hattı Ukrayna üzerine doğru taşımayı düşünmekte bunun içinde Ukrayna-Rusya ilişkilerine en üst düzeyde müdahil olmakta, tasallut altında tutulan bir Ortadoğu’yu bu anlamda elverişli görebilmekte, Orta Asya’yı Rusya’nın ve Çin’in tasallutundan kendi tasallutuna çekebildiği ölçüde bu alanda da zemin yoklamaları yapabilmektedir. Bu anlamda; petrol boru hatları (mevcut, inşa halinde, planlanan) ve ulaşım hatları (mevcut, inşa halinde, planlanan) haritalarına tekrar baktığımızda daha net sonuçlar görebileceğiz. Dolayısıyla; bütün bu yatırımların, ‘elimizdeki imkanların, alternatif enerji ve yenilenebilir enerji kabiliyetlerimizin, bölgesel ilişkilerimizin, adil toplumsal yapı kurulumunun, halkımızla yönetişimimizin, sosyal doku entegrasyonumuzun’ maksimizasyonuyla ele alınmasının ‘yüzlerce yıllık yeni bir kader akışı’na kapı aralayıcı bir anlama sahip olduğunu idrak etmemiz gerekmektedir. Bu bağlamdaki ‘akıllı’ bir yaklaşım ancak yerleştirilecek ‘güçlü bir perspektif’ ile mümkün olabilecektir.   

Hareket kabiliyeti…

Son 150 yıllık klasik algı bizi; dünyayı batı ve doğu eksenli ve batı merkezli (ister karşıt ister taraf olsun) algılama refleksine itti. Halbuki bu tür net bir kategorik ayrım dünyanın hiçbir döneminde olmamış olup, ‘sürdürülebilir’ de değildir. Ayrıca burada; kuzey-güney eksenini de göz önüne almak durumundayız. Dünyada her ne kadar; son yüzyılda ‘teknik gelişmeler’in ışığında tarafımıza ‘hareket kabiliyetinin maksimizasyonu’ olarak güdülenmiş olsa da, tarih boyunca her dönem insanlar bir şekilde hızlı akan bir tarih içerisinde (özellikle coğrafyamızda) hızla hareket etmişlerdir. Bugün de; bu insan hareketleri ‘büyük parametreler ölçeği’nde hızla devam etmektedir. 

Sosyal ajanda zayıflıyor mu?

Ancak görülmemektedir ki; dünyada teknik ve ekonomik gelişmelerin öncüsü görünen yapıların ‘sosyal ajandası’nın sürekliliği zayıflamaktadır. Bu anlamda; dünyada nüfus hareketlerine baktığımızda küresel anlamda güney ve doğudan kuzey ve batıya göç hareketlerinin ivmelenerek devam ettiğini ve insanların ekonomik-sosyal kaygılarla göçünün yanı sıra ‘vatanını, güvenliğini, özgürlüğünü’ tamamen kaybetmiş olarak kitleler halinde göçe devam ettikleri, ilk çeyreğinin sonuna yaklaşmakta olduğumuz 21. yüzyılın en önemli yakıcı gerçeklerindendir. Bunun yanı sıra 30-50 yıllık nüfus projeksiyonlarında; en büyük nüfus artış oranlarının Afrika Sewahili (Sahili) bölgesinde (Sudan, Somali, Eritre, Kongo, Kenya, Cibuti, Uganda, Zaire), Hint alt kıtasında (Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Sri Lanka), Asya Pasifik ve Hindi-Çin’de (Filipinler, Tayland, Vietnam, Myanmar), Kuzey Afrika’da (Mısır, Cezayir, Libya), İç Asya’nın güneyinde (Afganistan, Özbekistan, Tacikistan), Latin Amerika’da (Kolombiya, Meksika, Venezüella, Peru) ve Yakın Doğu’da (Suriye, Irak, Filistin, Lübnan) olduğunu görmekteyiz. Bunu; kuzey-güney ekseni ile ve AB’nin ekonomik gidişatı ile birleştirdiğimizde; karşımıza Avrupa Rusya’sı-Polonya-Ukrayna-Türkiye-Mısır-Sudan hattı çıkmaktadır. Dolayısıyla bütün bu verdiğimiz bağlam; çoklu okumalar çerçevesinde insan odaklı bir ‘akıllı şehirler akıllı ulaştırma’ yaklaşımının, bahsini ettiğimiz coğrafyadaki ‘zaruretini ve fırsatlarını’ da ortaya koymaktadır. ‘Hizmet, denetim, güvenlik, hayat standartları’ algısı; bir bütüncül yaklaşımı gerektirmektedir. Bu anlamda yakalanacak olan bir bakış açısı ile teknik imkanların birleştirilmesi bağlamında önemli gelişmeleri kat edebileceğimiz düşüncesini ve ümidini taşıyorum. 
Siz değerli okuyucularıma sağlıklı huzurlu mutlu ve başarılı bir hafta dilerim. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner153
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 15 41
2. Fenerbahçe 16 36
3. Samsunspor 16 30
4. Eyüpspor 17 27
5. Beşiktaş 16 26
6. Göztepe 15 25
7. Başakşehir 15 22
8. Antalyaspor 15 21
9. Konyaspor 16 20
10. Rizespor 15 20
11. Kasımpasa 15 19
12. Sivasspor 17 19
13. Alanyaspor 16 18
14. Gaziantep FK 15 18
15. Trabzonspor 15 16
16. Kayserispor 15 15
17. Bodrumspor 15 14
18. Hatayspor 15 9
19. A.Demirspor 15 5
Takımlar O P
1. Bandırmaspor 16 32
2. Kocaelispor 16 32
3. Erzurumspor 17 29
4. Karagümrük 16 28
5. Keçiörengücü 16 27
6. Igdir FK 17 25
7. İstanbulspor 17 24
8. Ahlatçı Çorum FK 16 24
9. Ankaragücü 16 23
10. Manisa FK 17 23
11. Pendikspor 17 23
12. Gençlerbirliği 16 23
13. Boluspor 16 22
14. Ümraniye 16 22
15. Amed Sportif 16 22
16. Esenler Erokspor 16 21
17. Şanlıurfaspor 17 21
18. Sakaryaspor 17 21
19. Adanaspor 16 11
20. Yeni Malatyaspor 17 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 15 36
2. Chelsea 16 34
3. Arsenal 17 33
4. Nottingham Forest 17 31
5. Aston Villa 17 28
6. M.City 17 27
7. Newcastle 17 26
8. Bournemouth 16 25
9. Brighton 17 25
10. Fulham 16 24
11. Tottenham 16 23
12. Brentford 17 23
13. M. United 16 22
14. West Ham United 17 20
15. Crystal Palace 17 16
16. Everton 15 15
17. Leicester City 16 14
18. Ipswich Town 17 12
19. Wolves 16 9
20. Southampton 16 5
Takımlar O P
1. Atletico Madrid 18 41
2. Barcelona 19 38
3. Real Madrid 17 37
4. Athletic Bilbao 19 36
5. Mallorca 19 30
6. Villarreal 17 27
7. Real Sociedad 18 25
8. Girona 18 25
9. Osasuna 18 25
10. Celta Vigo 18 24
11. Real Betis 17 24
12. Sevilla 17 22
13. Rayo Vallecano 17 21
14. Las Palmas 17 19
15. Leganes 17 18
16. Getafe 18 16
17. Deportivo Alaves 17 16
18. Espanyol 17 15
19. Real Valladolid 18 12
20. Valencia 16 11