09.09.2013, 14:16

Şehirleşme ve Ulaşım - 1

Bugün, siz değerli okuyucularımla; şehirleşme, şehrin kavramsal içeriği, gelişim süreci, İstanbul’ un tarihi şehirleşme kronolojisi, şehirleşme-ulaşım ilişkisi, dünyadaki şehirsel dağılım ve planlama konularında paylaşımlarda bulunacağım. Bu çerçevede, tarihi süreci ve geliştirilen perspektif bağlamında İstanbul şehirciliğinin geldiği nokta ile ulaşımda mevcut durum üzerinden ne gibi öneriler ortaya konabileceğini tartışacağım. 

Daha öncede ifade ettiğimiz üzere; şehir, şehirleşme, şehirlilik gibi olgular üzerinde durulması gereken ve kavramsallaştırmasından dünyadaki, bölgedeki ve Türkiye’ deki gelişim sürecine kadar derinlikli bir şekilde ele alınması gereken bir konu bütününü ifade etmektedir. Zira; bu olgular, insanlık tarihinin başlangıcından itibaren, insan hareketlerinin ve sosyal gelişimlerin merkezinde olan bir alanı teşkil etmektedir. Bununla beraber; bu kavramların ifade edilişinden yeryüzünden formlarına kadar oldukça farklılaşabilen bir çerçeveye oturduğu açıktır. Öyle ki; Doğu-Orta Kuzey Afrika’ nın Mogadişu, Timbuktu, Mombasa, Nairobi, Kinsaşa gibi şehirleri, modern öncesi dönemin en ‘medeni’ olarak ifade edilebileceği bir geçmişi içinde barındırmakta fakat modern dönemde aynı zamanda kaotik bir şehir yapısına sahip olmaktadır. Söz gelimi, İspanya’ nın Endülüs Çağı’ nda yeryüzünün merkezi konumunda olan Kurtuba (Cordoba), Sevil (Sevilla), Gırnata (Grenada), Madrid, Mürsiyye (Murcia), Toledo gibi şehirleri, modern dönemde Rönesans karakterini en orijinal şekilde yansıtmasından da fazla köklü bir medeni(yet) tasavvurunu da en güçlü şekilde ortaya koymaktadır. Bu çerçevede, kıtanın iki ucunda yer alan Lizbon (Portekiz) ve İstanbul şehirlerinin birbirine benzer önemli yönleri bulunmakta olup, Kuzey Afrika’ nın sahil şeridi şehirleri de Osmanlı Çağı’ nın Akdeniz Anadolusu şehirleriyle ortaklıklara sahiptir. Yine; Latin Amerika’ nın Arjantin, Brezilya, Şili, Peru gibi ülkelerinin şehir yapıları Endülüs bakiyesinden ve Katolisiszm’den izler taşımaktadır. 

Anadolu’da şehirleşme

Anadolu’ da şehir kültürü - bilinen anlamda - Hititler, Frigler, Lidyalılar, Sümerler’e kadar uzanmakta olup, özellikle Karasal Anadolu’ daki şehirleşmede Hititler’ in varlığı görülmektedir. Takibinde; Anadolu’da -kültür ve dil olarak- Grek egemenliğinin olduğu Bizans Çağı’ nda, eski tarihlerden o döneme aktarılan şehir yapılarının yok olmaya yüz tuttuğu, Anadolu’ da özellikle yer yer Ege, Akdeniz ve Karadeniz’ de koloni şehirleşme örneklerinin görüldüğü bilinmektedir. Bu dönemde Bizans-Pers çekişmesi kaynaklı olarak Doğu Anadolu, Ortadoğu Anadolu ve Doğu Karadeniz’ de, mutlak hakimiyetin olmadığı ve çatışma sahalarının olduğu ve dolayısıyla kale şehirlerin bulunduğu bir ortam mevcuttur. Anadolu’ da Selçuklu Çağı’ nın başlangıcı, siyasi-kültürel-ekonomik birliğin satıh boyunca sağlanmasını ifade etmektedir. Dolayısıyla, Selçuki Dönemde Orta Anadolu, Ortadoğu Anadolu, Doğu Anadolu ve İç Batı Anadolu boyunca karasal satıhta, Sivas, Erzurum, Erzincan, Konya, Kayseri, Kars, Manisa, Kırşehir, Karaman, Malatya, Ahlat, Adilcevaz, Aydın gibi şehirler kendine has ve bütünlüklü karakteriyle kurulmuş ve belirgin bir rol oynamaya başlamıştır. Osmanlı Çağı’ nda ise; medeniyetin kimliğini yoğunluklu olarak verdiği ve eserlerini bıraktığı şehirler; Bursa, Edirne, Balıkesir, Aydın, Denizli, Kastamonu, İstanbul, Kocaeli, Bilecik, Kütahya ile Balkanlarda, Üsküp, Kalkandelen (Tetova), Ohri, Selanik, Manastır, Şumnu, Razgrad, Plevne, Filibe, Gümülcine, Dimetoka, Prizren, Priştina, Tiran, Elbasan, Berat, İşkodra, Yenipazar (Novipazar), Saraybosna, Belgrad, Sofya olarak öne çıkmaktadır. Ancak Osmanlı Çağı’ nın yükselişi, Osmanlı şehir ve kültür algısının, Anadolu, Balkanlar, Rumeli, Kafkaslar, Bilad-ı Şam (Suriye, Ürdün, Lübnan, Filistin), Irak, Hicaz, Karadeniz’ in kuzeyi ile Kuzey ve Orta Afrika olmak üzere bütün bir coğrafyada hissedilmesini beraberinde getirmiştir. 

Şehirleşme

Modern dönemle birlikte; birçok kavramda ve içerikte olduğu gibi ‘şehirleşme’ olgusunda da en azından algı bazında köklü dönüşümlerin gerçekleştiğine şahitlik ettik. Ancak bu; problemlerin kökten çözümü yerine, birçok sorunsalı ve sorgulamaları da beraberinde getirdi. Post modern süreç ise; birçok olgu ve olaya yeni tanımlar ve içerikler getirmek yerine, modern dönemde oluşan kimi kavramsal sorunsallara daha geniş bir hareket alanı açtı. Ama bu kavramsal sorunsalların, hareket kabiliyetinin artmasına paralel, çözümlere bütünüyle münbit bir zemin açıldığı anlamına da henüz gelmemektedir.

Modern süreçle birlikte; teknik imkanların alabildiğine gelişmesine paralel, sadece kavramların dönüşmesine değil aynı zamanda yeni kavramların meydana çıkmasına da şahitlik ettik. Bu çerçevede; bizler teknik imkanların hizmet ve insan odaklı olarak seferber edilmesine paralel, verimliliğin mevcut olanaklar dahilinde azami ölçülere çekilme gayesine esas alan anlamda ‘akıllı’ kelimesini kullanmaktayız. Akıllı yollar, akıllı binalar, akıllı şehirler ve benzeri kavram yaklaşımlarımız buna birer örnek teşkil etmektedir.

Dünyaya bakış 

Bulunduğumuz yerden, yerkürenin tamamına baktığımızda, içinde bulunduğumuz süreci 100 yıllık, 150 yıllık, 300 yıllık yakın geçmişimizin sorunları, artıları-eksileri, kazançları ve kayıplarıyla beraber oluşturduğu deneyimden hareketle, son 20 yılda gelmiş olduğumuz siyasi süreçle, stratejik bir nokta olarak okumaktayız. Bu ise bize; modernite ile 150 yıllık teknik, felsefi, sosyolojik, ekonomik, kültürel bir yüzleşmeyi hem zorunlu kılmakta ve hem de bir imkan olarak sunmaktadır. Bu anlamda; kapsamlı ve bütüncül bir mevcut durum analizi, GZFT analizi ve Gelecek Projeksiyonu yapmamız gerektiği ve bu çerçevede ilgili, yetkili ve muhatap olan herkese hayati görevler düştüğü ortadadır. 

Şehirlere göç dalgası

Ülkemiz; şehirleşme ve şehirlilik kavramının içini gerek teoride gerekte pratik uzun yıllar boyu tam olarak dolduramamış, bu da her alanda olduğu gibi planlama eksiklikleri ve disiplinler arası koordinasyon kopukluğu gibi sebeplerle birleşerek karmaşık problemlere yol açmıştır. Kültürel ve sosyal düzeyde üretilemeyen çözümler, ekonomik kısıtlarla da birleşince göç olgusu büyük bir ivmeyle ortaya çıkmış ve Cumhuriyet tarihi boyunca 4 ana göç dalgası ortaya çıkmıştır. Bu göç dalgalarının her birinin dönemsel ve karakter olarak kısmi farkları olmasına karşın, geneli itibariyle önce köyden köyün bağlı olduğu kasaba, nahiye, ilçe ve il merkezine, sonraki adımda; il merkezlerinden yöre merkezlerine, sonrasında bölgesel merkezlere, son adım olarak ise İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Mersin, Kocaeli, Konya, Antalya, Samsun ve Manisa gibi merkezlere doğru bir göç yönü ortaya çıkmıştır. Zaman zaman, bu göç olgusu bütün bu belirtilen adımlarla takip edilmeyip, söz gelimi direk köyden İstanbul’a şeklinde gerçekleşmiştir. Bu ise; kimi şehirlerde dengesiz nüfus dağılımı, kimi şehirlerde insansızlaşma gibi sonuçlar vermekte, çeşitli sebeplerle göçte tercih sebebi haline gelen şehir ise bütün bu dalgayı yönetememekte, plansızlık ve entegrasyon eksikliği gibi nedenlerle şehir taşıdığı insan yükü oranında sanayileşme, kültürlenme, şehirleşme ve şehirlilik gerçekleştirememektedir. 

Yatırım perspektifi

Geliştirecek olduğumuz yatırım perspektifinde; projelerimizin hizmet esaslı olarak doğru yerde doğru kararın alınması ve uygulanmasına paralel, dengeli nüfus dağılımını gözeten bir çerçevede geliştirilmesi önemlidir. Yeni projeler; mevcut göç olgusunu destekleyici değil, düzenleyici nitelikte olmalıdır. Anadolu’nun birçok iline, geçmiş dönemlerde görülmemiş düzeyde yapılan yatırımlar, insanımızın yaşadığı şehir üzerinde üst düzey hizmet parametrelerine ulaşmasını, iş imkanlarının çeşitlendirilmesini, şehrin potansiyelinin ortaya çıkarılmasını, üretim teşviğini hedeflemektedir. Bu anlamda; yüksek hızlı demiryolları başta olmak üzere yapılan ulaştırma yatırımları şehirlerin birçok alandaki sektörünün kapasitesinin artırımında önemli rol oynamakta ve aynı zamanda altyapı standartlarını yükseltmektedir. Ancak; şehir ve şehirlilik olgusu; sosyal-teknik-ekonomik-kültürel birçok arkaplana sahip, daha komplike bir konu olduğu için, yapılan ve yapılacak olan yatırımların niceliğinin yanı sıra niteliğinin düzeyi de stratejik bir konudur. 
Hepinize sağlıklı huzurlu mutlu ve başarılı bir hafta dilerim. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner153
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 12 34
2. Fenerbahçe 12 29
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 13 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 12 16
9. Rizespor 12 16
10. Gaziantep FK 12 15
11. Kasımpasa 12 14
12. Konyaspor 12 14
13. Antalyaspor 12 14
14. Trabzonspor 11 12
15. Kayserispor 12 12
16. Bodrumspor 13 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Boluspor 13 21
7. Ankaragücü 13 19
8. Ahlatçı Çorum FK 12 19
9. Keçiörengücü 13 18
10. Şanlıurfaspor 13 18
11. Ümraniye 13 18
12. Gençlerbirliği 13 18
13. Pendikspor 13 18
14. Esenler Erokspor 12 17
15. İstanbulspor 13 17
16. Manisa FK 13 17
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 13 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 12 23
3. Chelsea 12 22
4. Arsenal 12 22
5. Brighton 12 22
6. Tottenham 12 19
7. Nottingham Forest 12 19
8. Aston Villa 12 19
9. Newcastle 11 18
10. Fulham 12 18
11. Brentford 12 17
12. M. United 11 15
13. Bournemouth 12 15
14. West Ham United 11 12
15. Everton 12 11
16. Leicester City 12 10
17. Wolves 12 9
18. Crystal Palace 12 8
19. Ipswich Town 11 8
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 14 34
2. Atletico Madrid 14 29
3. Real Madrid 12 27
4. Villarreal 12 24
5. Girona 14 21
6. Mallorca 14 21
7. Osasuna 13 21
8. Athletic Bilbao 13 20
9. Real Betis 14 20
10. Real Sociedad 13 18
11. Celta Vigo 14 18
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Getafe 14 13
16. Deportivo Alaves 14 13
17. Las Palmas 14 12
18. Valencia 12 10
19. Espanyol 13 10
20. Real Valladolid 14 9