01.09.2021, 11:40

Sonbahar Geliyor

Geçen sayıdaki yazımın başlığı, “Yaz Geçip Giderken” idi. Bu kez, başlık ararken, iklim açısından etraftaki serinliği, rüzgarı ve insan hareketliliğindeki azalmayı görünce “Sonbahar Geliyor” dedim. Ülkemiz geniş ve farklı bir coğrafyaya sahip. Bazı yerlerde yaz bitti bile. Güneydeki bölgelerde ise güneşi ve sıcaklığı ile yaz hâlâ sürüyor. Eylül ayında, hatta ekim ayı sonuna kadar Güneyde deniz ve güneş keyfi yapmak mümkün. Tabii bu durum buralardaki yazlıkçıların, tatilcilerin ikamet ettikleri yerlere dönmesini durduramıyor. İş hayatı, okulların açılması gibi nedenlerle buralardan da dönüşler başladı. 6 Eylül’de okulların açılacağı düşünülürse tam dönüş günleri. Benim gibi emekli olanlar için ise tatil sürüyor. Ben ekim ayının ikinci yarısına kadar yazlığımda kalmaya niyetliyim. 

Geçmişe bakış

Geçmişe baktığımızda aklımıza, pek iyi şeyler gelmiyor. Önce, uzun zamandır süren salgın tehlikesi altında yaşadık. Bu salgın 1,5 yılını doldurdu ve geçiyor. Bize çok zor günler yaşattı. Sağlık konusu, ölüm tehdidi ve ekonomik zorluklar olmak üzere pek çok sıkıntıyı yaşadık. Bunlar hafif hafif bitiyor derken salgındaki yeni artışlar ümitlerimizi kırmaya başladı. Salgının ötesinde sel ve yangın konularında da çok olumsuz günler geçirdik, geçirdik demek bile doğru değil, bunlar zaman zaman tekrarlanabiliyor ve bu tehlikeleri yeniden yaşama ihtimalimiz ne yazık ki, hâlâ bulunuyor. 

Salgın tedbirleri

Salgının başlangıcından sonra kimi başarılı, kimi başarısız çeşitli tedbirlerle etkisi ve yayılması azaltılmaya çalışıldı. Şimdi ise salgın ile mücadelede yeni bir aşamadayız. Aşı olanlar ile aşı olmayanların bir arada yaşamasının nasıl mümkün olacağı tartışılıyor. Aşı olmayanlar bunun zorla yaptırılamayacağı tezleriyle haklarını savunuyorlar. Ama aşı olanlar da onlarla aynı ortamda kalarak hayatlarını tehlikeye atmak istemediklerini öne sürüyorlar. Bu çok tartışmalı ve benim bu topa girmeye hiç niyetim yok. Ancak üzerinde durmak gerekiyor. Bana kalsaydı ben aşı olanlar ile aşı olmayanların farklı biçimde birbiriyle temas etmeden iki tarafa da çözümler sunardım. Örneğin bir toplantıya sadece aşılıların gidebilmesi, başka bir toplantıya da aşısızların gidebilmesi gibi. Yani aşılıların faydalandığı ortamlar ile aşı yaptırmayanların faydalandığı ortamları ayırmaya çalışırdım. Ama bu benim fikrim, şu anda yapılan bu değil.

Seyahat kısıtlamaları 

Seyahat alanında da kimi doğru kimi yanlış çeşitli tedbirleri tartıştık. Şimdi aşı açısından seyahatlerin nasıl yapılacağı konusunda sonuç arıyoruz. Artık bilindiği gibi bu konularda sona yaklaşıldı. Ben karar verici olsaydım, sadece aşılıların faydalanabileceği firma veya seferler ile aşısızların faydalanabileceği firma ve seferlerin ayrılması şeklinde bir belirleme yapardım, ancak şimdi durum farklı. Herkes tek tip seferden faydalanacak. Bunun için aşı olanlar doğrudan faydalanırken aşısızlar da testler yapmak kaydıyla aynı seferlere katılabilecek. Bu durum aşılıların tedirginliğini gidermeye yetecek mi? Keza aşısızlar da test tedbirlerine ne kadar uyacak? Bu durum, insanların özel araç kullanımını veya seyahatten vazgeçmesini kısmen de olsa getirebilir mi? Bu arada taşımacıların da iş yükü artacak ve zorlaşacak. Ancak burada konu hayat olduğu için taşımacılar, kendilerine getirilen bu yüklerini savsaklama şeklinde bir anlayışta olmamalıdırlar. Zira dediğim gibi, tehlikeli sonuçları olabilecek bir durum olur. Bu nedenle, kuralları uygulamada titiz olmaya davet ediyorum. 

Eşitlik var

Ben, farklı taşıma modları arasında ayrım yapılmadan, eşitlikçi yaklaşılmasını savunurum. Örneğin ÖTV’siz yakıt verilmesinde bunu isterim, ama ne yazık ki yok. Bu herkese aynı muamele yapılması anlamında değildir. Herkese hak ettiği muamele yapılması demektir. ÖTV konusunda kime, ne için ayrıcalık yapıldığını bir türlü öğrenemedim. Kriterinin ne olduğunu da bilmiyorum. Bu bakımdan eşitlik olmadığı iddiamı sürdürüyorum. Salgın sürecinde zaman zaman farklı tedbirler uygulandı. Ama şu anda seyahatlerde aşısızlardan istenen, haftada iki kez PCR test tedbiri tüm modlarda aynı kuralın eşit biçimde uygulanmasını doğru buluyorum ve herkesi bu tedbirlere uymaya çağırıyorum.

Taşıma güvenliği

Geçen günlerde, karayolu yolcu taşımacıları açısından pek de iyi hatırlanmayacak kazalar yaşandı. Bunların üzerinde tabii ki durmak lazım. Bunu geçen dönemde azalan ve durma noktasına gelen karayolu yolcu taşımacılığının performans kaybı olarak görüyorum. Şimdi yeni duruma geçmekle bunun geri kazanılmasına çalışılmalı. Ancak bu çok kolay olmayabilir. Zira birtakım unsurlar değişti. Taşımacılığın olmadığı dönemde pek çok araç sefere çıkmazken pek çok personel özellikle de sürücüler görev yapamadı. Bu, onların sürücülük deneyimi eksikliğinin ötesinde başka modlarda iş bulmalarına neden oldu. Salgın döneminde kargo taşımacılığı ve dağıtım işleri çok hızlı biçimde arttı. Bunun yanı sıra ticari olmayan taşıma şeklinde ticari kuruluşların kendi mallarını ücretsiz ulaştırma şeklindeki dağıtım işleri sorunlu biçimde de olsa çok yaygınlaştı. Bunların geriye geleceğini de çok düşünmüyorum. Bu sektörlerde çok fazla insan istihdam edildi. Bunlar arasında çok sayıda sürücü de var. Yolcu taşımacılığından gönlü olmayan sürücülerin bir kısmı bu alanlara gitti ve sanırım ki durumlarından da memnunlar. Bunların büyük bir kısmının geriye dönmeyeceğini düşünüyorum. 

Otobüsçülükte kaptan sorunu

Otobüs kaptanları ile ilgili konuları iki başlık altında değerlendirebiliriz. Bunlardan birisi otobüslerde sürücü olmak için gereken kurallar. Bunlar Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nde apaçık yazılı. Ancak bunların üzerinde detaylı biçimde durulmalı. Örneğin yaşı yükseltmek veya yaşı düşürmek şeklindeki öneriler hemen akla gelebiliyor. Peki, bunun olumlu sonuç vereceğinden emin miyiz? Bence kesinlikle değil. Bu şekilde bir şeyleri değiştirmek için değişiklik yapmak şeklinde anlayışlardan vazgeçilmeli ve detaylı çalışmalarla gerekirse sürücü olabilme koşulları yeniden belirlenmelidir. 

İkinci husus ise; sürücü olduktan, yani otobüsün direksiyonuna geçtikten sonraki çalışma koşulları. Tüm araçlar için geçerli olarak sürücülerin araç sürme hızları ve araç kullanma süreleri artık teknoloji sayesinde takip edilebiliyor. Ancak bundan ötesi belli değil, yani bir sürücünün araç kullanmadığı zamanlardaki yaşamı ve kendisini bir sonraki sefere hazırlayıp, hazırlamadığı, yeterince dinlenip dinlenmediği bilinmiyor. Bunu kimsenin bilmesi de mümkün değil. Bunu sağlayabilecek ve denetleyebilecek olan sürücünün çalıştığı firmadır. Firma bunu yakından takip edip iyi olanları ödüllendirirken kötü olanları sisteminin dışına çıkarmayı da bilmelidir. Tabii, bu seçmeyi yapabilmek için de elinde yeterli sürücünün bulunduğu bir sürücü kitlesinin olması gerekir. Daha fazla sürücünün otobüs kaptanlığına yönelmesi için de başta ekonomik koşullar olmak üzere çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerekir. Sürücünün maaşlarını devlet vermeyeceğine veya devlet bu maaşları sübvanse etmeyeceğine göre firmalar kendi imkanlarıyla bu sorunu çözmek zorundadırlar. Şunu da belirteyim ki, Varan, Ulusoy ve Kamil Koç… gibi firmalarımızın geçmiş dönemlerdeki sürücü başarıları hâlâ unutulmadı. Bu dönemleri yaşayan kişiler hâlâ sektörde bulunuyor ve bu tecrübelerden de faydalanılarak tekrar otobüs kaptanlığına arzu edilen saygınlığı kazandırabilirler. Bu da karayolu yolcu taşımacılığı için çok çok önemlidir. 

Bitirirken kaptan konusu üzerinde önemli çalışmalar yapılması ve geniş platformlarda değerlendirilmesi hususunu bir kez daha tekrarlamak isterim. ■

Yorumlar (0)
banner117
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
banner153
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 17 47
2. Fenerbahçe 17 39
3. Samsunspor 17 33
4. Eyüpspor 18 30
5. Göztepe 17 28
6. Beşiktaş 17 27
7. Başakşehir 17 26
8. Gaziantep FK 17 22
9. Kasımpasa 17 21
10. Alanyaspor 17 21
11. Rizespor 17 21
12. Antalyaspor 17 21
13. Konyaspor 17 20
14. Trabzonspor 17 19
15. Sivasspor 17 19
16. Kayserispor 17 16
17. Bodrumspor 17 15
18. Hatayspor 17 9
19. A.Demirspor 17 5
Takımlar O P
1. Kocaelispor 18 38
2. Bandırmaspor 18 33
3. Karagümrük 18 31
4. Erzurumspor 18 30
5. İstanbulspor 18 27
6. Ankaragücü 18 27
7. Keçiörengücü 18 27
8. Pendikspor 18 26
9. Amed Sportif 18 26
10. Ahlatçı Çorum FK 18 26
11. Manisa FK 18 26
12. Boluspor 18 25
13. Igdir FK 18 25
14. Gençlerbirliği 18 24
15. Ümraniye 18 23
16. Esenler Erokspor 18 22
17. Şanlıurfaspor 18 22
18. Sakaryaspor 18 22
19. Adanaspor 18 15
20. Yeni Malatyaspor 18 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 19 46
2. Arsenal 20 40
3. Nottingham Forest 19 37
4. Chelsea 20 36
5. Newcastle 20 35
6. M.City 20 34
7. Bournemouth 20 33
8. Aston Villa 20 32
9. Fulham 20 30
10. Brighton 20 28
11. Brentford 20 27
12. Tottenham 20 24
13. M. United 20 23
14. West Ham United 20 23
15. Crystal Palace 20 21
16. Everton 19 17
17. Wolves 19 16
18. Ipswich Town 20 16
19. Leicester City 20 14
20. Southampton 20 6
Takımlar O P
1. Real Madrid 19 43
2. Atletico Madrid 18 41
3. Barcelona 19 38
4. Athletic Bilbao 19 36
5. Villarreal 18 30
6. Mallorca 19 30
7. Real Sociedad 18 25
8. Girona 18 25
9. Real Betis 18 25
10. Osasuna 18 25
11. Celta Vigo 18 24
12. Rayo Vallecano 18 22
13. Las Palmas 18 22
14. Sevilla 18 22
15. Leganes 18 18
16. Deportivo Alaves 18 17
17. Getafe 18 16
18. Espanyol 18 15
19. Valencia 18 12
20. Real Valladolid 18 12