13.03.2013, 18:51

Ah serbest piyasa ah!

 İkisi bir arada: Hem kurtar, hem dokunma! İyi ki varsın serbest piyasa, ama bana karışma! Bana dokunmayan serbest piyasa bin yaşasın! Serbest piyasa içinde, serbest piyasaya rağmen…

İkisi bir arada: Hem kurtar, hem dokunma!

İyi ki varsın serbest piyasa, ama bana karışma!
Bana dokunmayan serbest piyasa bin yaşasın!
Serbest piyasa içinde, serbest piyasaya rağmen…

İster sıradan birey olsun isterse ekonomik kuruluş, zor duruma gelince önce biraz bahane, sonra da çare aramaya başlar. Kapitalist ekonomiyi veya serbest piyasa ekonomisini benimsemiş, ancak bunu pek de anlayıp özümsememiş ülkelerde çare aramada sıkça devlete başvurulur: Kurtar bizi devlet baba! Bu durum ABD gibi bir ülkede bile sınırlı da olsa var. 

Devlete başvurular arasında başarısızlığının suçunu devlete yükleyenler olduğu gibi suçlu olmasa da devletin bunu çözme sorumluluğunun olduğunu, bunda devletin de menfaatinin bulunduğunu, en sonunda ise sosyal devletin yardım etmesi gerektiğini söylerler. 

Taşımacılarda durum

Başta otobüsçüler olmak üzere zor durumdaki bazı taşımacılar için de durum böyle. Yüksek akaryakıt fiyatları vs. nedeniyle tek sorumlunun devlet olduğu söylenir. Akaryakıt fiyatları, akaryakıttaki vergilerin azaltılması yoluyla düşürülse mutlaka faydası olur. Ancak mevcut rekabet koşullarında navlunlar, taşıma ücretleri düşeceğinden ve özel araç kullanımı artacağından her şeyin güllük gülistanlık olacağı sanılmamalıdır. Her ne kadar akaryakıt da serbest piyasadaysa da bunun yüksek fiyatından devletin sorumlu olduğu şüphesizdir. Tabii, bir de akaryakıt piyasasında rekabetin olup olmadığı sorunu var ki bu da devletin işi. Bu arada devletin taşımacılardan aldığı bazı vergiler ve ücretlerle bazı zorunlu ödemeler de serbest piyasaya tabi değil. 

Serbest piyasaya rağmen

Genelde işletmecilerin özelde de taşımacıların lastik fiyatları, işçilik giderleri, taşıt alım-amortisman-bakım giderleri, sigorta primleri gibi pek çok serbest piyasa girdisinden de şikayet ettikleri ve devleti suçladıkları görülür. Rekabeti sağlama dışında serbest piyasaya devlet, nasıl, niye müdahale etsin ki!

Serbest piyasaya bakış

Pek çok kişi serbest piyasaya rağmen bazı girdilerin fiyatlarının yeterince düşmediğini, bunun da maliyetlerini arttırdığını düşünse de yine de kendi kullandığı girdilerde serbest piyasadan yanadır. Hatta piyasanın daha da kızışmasını, rekabetin daha da artmasını -örneğin taşıt fiyatlarının daha da düşmesini- isterler. Tabii, bu arada düşen taşıt fiyatları sonucu daha çok taşıt alınacağını, şikayetçi olduğu piyasa dengelerinin daha da bozulacağını unutuverirler. 

Kendilerine gelince

Memnun oldukları veya en azından şikayet etmedikleri serbest piyasa kendi ürünlerine uygulanınca şikayetler başlar. Rekabetin adı yıkıcı rekabet, aşırı rekabet, maliyet altı taşımacılık, haksız rekabet olmaya başlar. Sözüm ona rekabetten değil, bunlardan şikayetçidirler. Bunlar arasında haksız rekabet hariç maliyet altı taşımacılık, hatta bazı amaçlar olmak veya olmamak üzere bedava taşımacılık dahil hiçbirinin suç olmadığını, bunların serbest ekonomi içinde olduğunu unuturlar. Haksız rekabet diye niteledikleri şeylerin de çoğu gerçek haksız rekabet olmayıp normal rekabetin beğenilmeyen, bu nedenle de haksız görülen hali olduğunu da görmezler. Dolayısıyla aslında şikayetçi oldukları şey serbest piyasa ekonomisi olsa da, başka yönleriyle bunu beğendikleri için, bunu gizleyerek içlerindeki serbest piyasa dışı çözüm arzularını dile getirirler. 

Bazı çözümler

Çoğunlukla arz talep dengesinin bozuk olduğu, düşük talep, yüksek arz nedeniyle taşıma ücretlerinin düştüğünü söyleyen olursa da pek azdır. Çünkü doğrudan serbest piyasa suçlanmış olacaktır. Bunun yerine düşük talebe rağmen yüksek taşıma kapasitesi ve yüksek arz olduğunu, taşıtların sefere çıkamayıp boş yattığını, çıkanların dolmadığını, bu durumun çeşitli yönleriyle ülkeye de zarar verdiğini söyleyip belge, taşıt, hat, sefer sayılarının planlanmasını, dondurulmasını isterler. Sorarsanız kendileri için bir şey de istememişlerdir. Tamamen serbest piyasaya aykırı bu taleplerinde diğer ülkelerde de bunların olduğu savunmasını yaparlar. Bilinmeli ki bu talepleri kabul edilse bile belge, taşıt, hat, sefer devri yoluyla rant olmadıkça razı da değillerdir. Zaten bu sınırlamaların da kendilerine değil başkalarına uygulanmasını isterler. 

Verimlilik tezine gelindi

Serbest piyasaya aykırı tezlerin söylenmesinde zorlanılması, örnek verdikleri Almanya gibi korumacı/sınırlamacı AB ülkelerinde de serbestleşme başlaması sonrasında yeni bir kavram üzerinden talepler dillendirilmeye başlandı: Verimlilik. Öyle ki serbest piyasaya aykırı çözümler verimlilikten hareketle savunulup bir nevi serbest piyasa dışılık gözden kaçırılmaya çalışılır oldu. 

Verimlilik nedir?

Verimlilik; kaynakların, özellikle de kıt kaynakların (zaten kıt olmayanı da yok) iyi kullanımıdır. 10 kilo hammaddenin 8 kilosunu, 10 Kw.saat enerjinin 8’ini ürüne dönüştürüyorsan hammadde veya enerji verimliliğin yüzde 80’dir. Ölçümünün zor olduğu hallerde mukayese esas alınır. Başkalarının 10 birim hammadde elektrik, yakıt, işgücü, sermaye vs. kullanarak yaptığı üretimin aynısını siz 9 birim tüketerek yapıyorsanız, ondan yüzde 10 daha verimlisiniz veya verimliliğiniz fazla demektir. Tabii, aynı üretim tesisinde rakibiniz 50 birim üretim yaparken siz 60 birim yapıyorsanız kapasiteyi ondan yüzde 20 verimli kullanıyorsunuz demektir. Ama tam kapasite 100 ise onun kapasite verimliliği yüzde 50 iken sizinki yüzde 60 olsa da, siz de başarılı sayılmazsınız. 

Verimlilik kimin işi?

Verimlilik; üretimle ilgili bir kavramdır, satış fiyatlarıyla fazla ilgisi de yoktur. Verimli olduğunuz halde zarar, verimli olmadığınız halde kâr da elde edebilirsiniz. Bunlar daha çok piyasaya bağlıdır. Siz verimli üretim yapacaksınız, demeyin ki pazar yoksa, o zaman küçük ölçekte iş kurup çalışacaksınız veya rakiplerinizi verimlilikle aşacaksınız. Bu iş, sizin işiniz, devletin değil. 

Peki, ya planlama?

Tabii ki ülke imkan ve kaynaklarının doğru kullanımı önemli ama serbest piyasada özellikle de özel sektöre bir emredicilik, sınırlamacılık, belirlemecilik yoktur. “Peki, ama…” demeyin; serbest piyasa bu. Hiçbir gerekçeyle, ki buna verimlilik de dahil, kendi sorumluluklarınızı devlete yıkıp başarınızı ona sağlatamazsınız. Zaten serbest piyasa ekonomisi ülke kaynaklarının en verimli kullanımının planlama yoluyla devletçe sağlandığı, sağlanmaya çalışıldığı düzenin adı da değildir. Tek çözüm serbest piyasa ve serbest piyasa içinde iyi yatırım, iyi işletmecilik ve verimlilik. Tabii, isteyen serbest piyasa karşıtı olup, serbest piyasaya aykırı her şeyi savunabilir. 

Sorumluluklarınızı, üstelik de serbest piyasaya aykırılık olmadığı görünümüyle devlete yıkma kurnazlıklarınıza zaman harcamayın, sonuç vermez. Sadece zaman kaybetmekle ve devleti boş yere suçlamakla kalırsınız. Hele hele, bunları serbest piyasanın benimsenmesi ve uygulanmasından sorumlu olmayan Ulaştırma Bakanlığı’ndan beklerseniz, çok beklersiniz.
Yorumlar (0)
banner117
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
banner153
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 27 71
2. Fenerbahçe 26 62
3. Samsunspor 27 51
4. Beşiktaş 26 44
5. Eyüpspor 27 44
6. Gaziantep FK 26 38
7. Göztepe 26 37
8. Başakşehir 26 36
9. Trabzonspor 26 35
10. Kasımpaşa 27 35
11. Rizespor 27 33
12. Antalyaspor 27 33
13. Konyaspor 27 31
14. Alanyaspor 27 31
15. Bodrum FK 27 30
16. Sivasspor 27 27
17. Kayserispor 26 27
18. Hatayspor 26 19
19. A.Demirspor 26 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 30 59
2. Karagümrük 30 53
3. Erzurumspor 30 51
4. Bandırmaspor 30 50
5. Gençlerbirliği 30 48
6. İstanbulspor 30 46
7. Ahlatçı Çorum FK 30 45
8. Boluspor 30 44
9. Ümraniye 30 44
10. Amed Sportif 30 43
11. Iğdır FK 30 43
12. Keçiörengücü 30 42
13. Esenler Erokspor 30 41
14. Pendikspor 30 40
15. Sakaryaspor 30 39
16. Ankaragücü 30 38
17. Manisa FK 30 37
18. Şanlıurfaspor 30 34
19. Adanaspor 30 27
20. Yeni Malatyaspor 30 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 29 70
2. Arsenal 29 58
3. Nottingham Forest 29 54
4. Chelsea 29 49
5. M.City 29 48
6. Newcastle 28 47
7. Brighton 29 47
8. Fulham 29 45
9. Aston Villa 29 45
10. Bournemouth 29 44
11. Brentford 29 41
12. Crystal Palace 28 39
13. M. United 29 37
14. Tottenham 29 34
15. Everton 29 34
16. West Ham United 29 34
17. Wolves 29 26
18. Ipswich Town 29 17
19. Leicester City 29 17
20. Southampton 29 9
Takımlar O P
1. Barcelona 27 60
2. Real Madrid 28 60
3. Atletico Madrid 28 56
4. Athletic Bilbao 28 52
5. Villarreal 27 44
6. Real Betis 28 44
7. Mallorca 28 40
8. Celta Vigo 28 39
9. Rayo Vallecano 28 37
10. Sevilla 28 36
11. Getafe 28 36
12. Real Sociedad 28 35
13. Girona 28 34
14. Osasuna 27 33
15. Espanyol 27 28
16. Valencia 28 28
17. Deportivo Alaves 28 27
18. Leganes 28 27
19. Las Palmas 28 25
20. Real Valladolid 28 16