İzmir’den herkese merhaba… 30 Ekim 2020 tarihinde bizzat ailem ile yaşadığımız ve birçok insanımızı kaybettiğimiz İzmir depremi, herkes gibi, bizleri de çok derinden etkilemiştir.
İstanbul’dan Kuşadası’na Mart 2019’da geldiğimden, 30 Ağustos 2020 tarihine kadar, Manisa, Akhisar, Datça vs. gibi irili ufaklı, İstanbul da dahil deprem birçok yaşadım. 30 Ağustos 2020 tarihinde, İzmir’e taşındım daha iki ay doldu, bu yaşıma kadar yaşadığım en büyük depremdi diyebilirim. Rabbim bir daha böyle acılar yaşatmasın, inşallah…
Ölenlere rahmet, yaralılara şifa, geride gözü yaşlı kalan yakınlarına da, ailece sabırlar dileriz.
2020 kabus gibi...
2020 senesi hayatımıza bir kabus gibi çöktü. Pandemi, ekonomi, döviz, yangın, deprem derken, bir türlü dur durak bilmeyen bir girdabın içinde dönüp durmaktayız.
Bu kötü günlerin geride kalması ve iyi günlere geri dönülmesi için dua etmekteyiz. Fakat şöyle de bir gerçek de var: dövizde yaşanan artışlar, yeni araçlara ve mazota üst üste gelen zamlar, köprü geçişleri, otoban ücretleri, vs. bakıldığında sırat köprüsü gibi, nereye giderseniz gidin, ne alırsanız alın, her şey ikiye katlamış ve maliyetlerin altından kalkamayacak duruma gelmişiz. Ki, bankalarla akraba ilişkisinden daha yakın ve samimi duruma gelmişiz. Kredi ve kredi kartları ile gelir yok, gider çok -temsilde bir hata etmediysem- yaşam biçimi oluşturmuşuz. Geliri ve birikimi olan yaşıyor, olmayan nereye kadar dayanır bilinmez bir denklem.
Turizm taşımacılığında, asker sevkiyatı, ufak tefek gezi ve vb. gibi günü kurtaran çalışmalar yapılırken, şehirlerarası taşımacılıkta işler daha farklı yürümekte. Herkesin bildiği gibi kapanan firmalar, konkordato ve iflasını isteyen firmalar, yanı sıra yeni açılan firmalar, sizce de kafa karıştırıcı değil mi?
Benim olsun, gerisi ne olursa olsun mu?
Kiminle konuşsam, “iş yok; 10 kişiyle geliyor, 3 kişiyle gidiyoruz, zarar ediyoruz” dediği bir ortamdan bahsediyoruz. Şimdi ben soruyorum sizlere kaç kişi bu sektör için yatırım yapar?
İzmir’den Ankara’ya, bir misafirimiz otobüs bileti almış. Kaça aldın diye sordum “52,00 TL.” dedi. Şaşırdım. 8 ila 9 saat süren bir yolculuk. Tamam da, zaten para kazanamıyoruz diye yakınırken niçin ısrarla “benim olsun, gerisi ne olursa olsun” demeyi anlamış değilim. Diğer taraftan aracını değiştirmek isteyen, model yükselten, küçülten, vadeli alan, takas yapan ve bir şekilde iş yapan da var. Hiç yok da değil, fiyatlar sanal ortamda değişmezken, satış işlemi gerçekleşen araçların ciddi anlamda fiyatının düştüğü de bir gerçektir.
Kayıp yıl
2020 yılı kayıp bir yıl, hafızalarda da kabus dolu bir yıl olarak hatırlanacaktır. Bu yılı artık kazasız belasız atlatmak istiyoruz. Yeter artık diyoruz. Git başımızdan, hayırlısı ile 2021 gelsin diyoruz. Herkese kucak dolusu selamlar gönderiyorum. ■