Otomotivde sıfır emisyona giden süreci hızlandırmak amacıyla, ülkeler peşi sıra stratejik kararlar alıyorlar. Özellikle Almanya, Fransa, Norveç ve Çin’in sıfır emisyon konusunda kararlı vizyonları, elektrikli ve hibrit araçların önünü iyice açtı. Gerçekleşen ve planlanan üretim adetleri arttı, bu da en basitinden maliyetleri düşürdü. Örneğin li-ion batarya. 2011’deki seviyelerin 3’te birine gelmek üzere… Araçlar elektrikli araçlara dönüştükçe, elimizdeki akıllı telefondan farksız hale gelmeye başlıyor. Akıllı telefonunuzun çalışma mantığından tutun, süresi dahil şarjlanma problemine ve içerik zenginliğine kadar aynı konuları otomobillerimiz için de konuşuyoruz. Araçlarımız akıllı telefonlarımıza döndükçe de, daha önce otomobil üretiminde masada olmayan telekom şirketleri, şu an ana tedarikçilerin başında geliyor, hatta rekabette orta vadede markayı farklılaştıracak en önemli unsur. Yurtdışındaki gelişmelere baktığımızda, bazı telekom şirketlerinde genel müdür yardımcılığı seviyesinde otomotiv bölümleri var. Avrupa’nın en büyük 5’nci, dünyanın en büyük 14’üncü otomotiv üretim yeri olan ülkemizde telekom sektörü, otomotivin önünde onu yönlendirecek şekilde mi gidiyor, yoksa otomotiv sektörünü yönlendirmekten ziyade, otomotivin belirlediği alanlarda çözümler sunmaya mı çalışıyor? Yönlendirmek kısmını biraz açayım. Otomotiv sektörü profesyonellerinin telekom profesyonelleri kadar neler yapılabileceğini bilmelerini beklemek, hayatın doğal akışına ters. Hele ki telekomun akıllı bir nesneden müşterinin neler beklediğini yıllarca deneyimlediklerini gözönüne alırsak… Hatta daha iddialı konuşalım, teknolojide sunulanların çoğu, müşterinin beklentisini aşan, talebi de yaratan hareketler. Bu durumda, otomotivde akıllanan araç konseptinde telekom profesyonellerinin otomotiv sektörüne daha çok konsantre olmaları gerekiyor. Otomotivi, binlerce müşteriden biri ya da onlarca sektörden biri olarak değil, ülkemizin ihracat amiral gemisi olarak merkezlerine almaları gerekiyor. Bunun gereği olarak da dikey bir oluşumla otomotivle yatıp kalkmaları gerekiyor. Firmalarında otomotiv bilgi birikimini arttırmaları, sektörel bilgilerinin üzerine telekom çözümlerini geliştirmeleri gerekiyor. Ama kendilerini otomotiv şirketlerinin yönlendirmesini beklerlerse, ülkemiz açısından global bir fark yaratmak mümkün olmayacaktır. Yurtdışında yapılanı ülkemize yansıtmaktan ileriye geçmemiş oluruz. Bir-iki firmada, belli adetlerde ki, o da çoğu zaman ‘pr’sal hareketler kapsamında kalan teknolojik imajsal adımlar olarak kalmaya devam edecektir.
Telekomcular, Sektörle Daha Çok Bir Araya Gelmeliler
Telekom firmalarına baktığımızda, kadroları ile görüştüğümüzde, otomotiv, ulaştırma, lojistik gibi sektörlere çok da hakim olmadıklarını gözlemliyoruz. Sektörden sorumlu kişilerin sektörün ana etkinliklerinde, organizasyonlarında davetli bile olsalar katılmadıklarını üzülerek gözlemliyoruz. Telekomda otomotiv sektör sorumlularının sektörle daha çok iç içe olmaları, trendleri ve dinamikleri yakalamaları adına çok çok önemli. Türkiye’deki regülatif nedenlerden dolayı artan ürün talebini, ülkemizdeki teknoloji ofisi, bunu yurtdışındaki genel merkezlerinden öğreniyorlarsa, bir yerlerde eksik var demektir. Bu eksiğin ya da başka bir deyişle, geliştirmeye açık alanın başında sektörle, sektördeki kanaat liderleriyle daha çok bir araya gelmeleri yatıyor. Güzelim plazalarından çıkıp sahada bizlerle daha fazla zaman geçirmeleri gerekiyor. Sektörde teknolojik gelişmeleri yakından takip etmeye çalışan biri ve hemen hemen sektörel tüm aktivitelerde aktif rol alan biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki sektörümüzün algısı, telekom ve teknoloji ana firmaların profesyonellerinin uzak durdukları yönünde. Yakın olanlar, firmaların iş ortakları. Ama biz telekom ve teknoloji ana firmalarının sektörel sorumlularıyla da daha çok yakın olmak ve daha da akıllanacak araçlarımıza yönelik teknolojik çözümleri, regülatif gelişmeleri konuşmak istiyoruz. Bu firmalardaki arkadaşlar, şu kadar günde bu kadar firmayı ziyaret ettiklerini söyleyecekler. Mesele sadece ziyaret ettiğiniz satın alma bölümleri değil. Bizim ArGe, üretim, pazarlama, satış sonrası hizmetler, iş geliştirme gibi bölümlerimizle, sektöre yön vermeye çalışan kanaat liderleriyle de çok sık bir araya gelmenizi bekliyoruz. ■