Öncelikle, Beşiktaş'ta güvenlik güçlerimize yönelik katliamı kınıyor, şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağolsun.
Bu hafta yazıma Taşıma Dünyası Gazetesi’ni tebrik ederek başlamak istiyorum. Geçen hafta Taşıma Dünyası’nın 3. Havalimanına otogar konusuyla ilgili manşetini çok beğendim. Şehir dışındaki bu havaalanı 150 milyon yolcu potansiyeline sahip olacak. Buraya gelen giden insanların karayolu ulaşım talebi olacak. Onun için burada mutlaka en azından bir cep terminali yapılması lazım.
Manşeti çok beğendim
Ülkemiz bir turizm ülkesi. 150 milyon insan transit bir şekilde Türkiye’den geçecek. Otel transferlerinden, gruplara, şehir içine, şehir dışına her tarafa gitmek ihtiyaç olacak. Onun için mutlaka burada şehirlerarası ve turizm otobüslerine yönelik bir yapının düşünülmesi lazım. Bu aynı zamanda bir model olacaktır. Benim gündemimde vardı, birkaç yerde konuştum ama bu kadar kapsamlı değildi. Bir kez daha teşekkür ediyorum. İlgililere duyurulur. Türkiye’de İstanbul’dan başlayarak bu adımın atılması gerekiyor. Entegre taşımacılık mevzuatı olmadığı için bunlar yapılamıyor. Sözleşme şartları içerisinde yer alması gereken hususlardan biri de bunlar olmalı. Edirne’ye, Çanakkale’ye, Tekirdağ’a, Kocaeli’ye gidecek insanlara, şehre gel, tekrar yola çık mı diyeceksiniz? Yerinde, doğru ve zamanlaması de iyi bir haberdi. Ben de aynen Taşıma Dünyası’nın görüşlerine katılıyorum.
Dönüşüme hazırlıksız yakalandık
TOBB Sektör Meclisi’nde gündeme getirdiğimiz konulardan biri de entegre yasası. Sektörün dönüştüğünü hem kamunun hem de sektör mensuplarının çok iyi algılaması gerektiğini düşünüyorum. Biz sektör olarak, bu geçiş sürecine hazırlıksız yakalandık. Türkiye’de son 20 yılda ulaştırma yatırımları ve sistemleri çok hızlı dönüştü, ama bizi düzenlemediler. Bize sadece belge verdiler. Düzenleme yapıldı, kayıt altına alındı bunların hepsi tamam, ama yeni düzen kurulması lazım. Eksik olan bir taraf var. Kaynak israfı arttı, kapasite kullanımı ve verimlilik düştü. Bundan sonra Türkiye’de uzun mesafeler tamamen uçakla, kısa mesafeler de yüksek maliyetle yapılacak. Yeni bir düzen kurulması lazım. Bu dönüşümün bir programlı, planlı olması lazım. Bu güne kadar yapmadıklarımız bizi bir yere getirdi. Biz sektör olarak, yarınlarımız hep dünlerimiz gibi olacak algısıyla yaşadık. Ha düzeldi ha düzelecek derken battıkça batıyoruz.
Gücümüz yerel taşımalara…
Görünen köy kılavuz istemez. Havayollarında ve demiryollarında yolcu her geçen gün artacak. Biz bu emek gücümüzü, yatırım gücümüzü, tecrübemizi banliyö ve şehiriçi taşımacılığa transfer etmeliyiz. Kamunun taşımacılıktan tamamen çekilmesi lazım. Bunu defalarca söyledik, söylemeye de devam edeceğiz. İşte İstanbul Otobüs AŞ, İETT’yi işletmek üzere görüşmeler yapıyor. Bunu kendileri de yapmayacaklar. Bunu özelleştirecekler. Peki, nasıl bir özelleştirme? Kurumsal özelleştirme, bireysel özelleştirme değil. Onun için mali ve mesleki yeterliliğiyle mesleki saygınlığı olan büyük kurumlar, gerekirse konsorsiyumlar kurarak İstanbul’dan başlayarak yerel taşımayı yani metrobüsü, İETT’yi özelleştirecek ve bizler de bunlara aday olacağız. Bizim de yatırım gücümüzü bu alanlara taşımamız lazım. Bir taraftan KİT’ler yok edilirken, belediyeler BİT’leri üretmeye devam ediyor. Bunun sonlandırılması lazım. Entegre taşıma mevzuatı bizim için hayati önem taşıyor. 3. Havalimanındaki otogar aslında bunun bir parçası. Bütün havaalanlarında terminallerin mutlaka yapılması lazım.
Otogarların güvenliği
Geçen hafta İZOTAŞ’ta bir terör olayı yaşanmadan önlendi. Yani büyük bir şanstı bizim için. Bizim mutlaka ve mutlaka güvenlik tedbirlerini arttırmamız gerekiyor. Türkiye’de terör tırmanırken, otogarlar, otobüsler teröristlerin en çok kullandığı alanlar. Bu anlamda Valimiz ve Emniyet Müdürümüze teşekkür ediyoruz. İstanbul Otogarı’nda ciddi bir kontrol başlattık. Ama bu yeterli değil, daha da arttırmalıyız. Terörü önlemenin bir yolu da karayolu taşımacılığının sıkı denetiminden geçiyor. Güvenlik önlemlerinin artırılması, muhtemel terör olayının önlenmesi için hayati önemde.
Taşımacıların konfederasyonu
TOBB Sektör Meclisi’ni bir daraltılmış çalışma komitesine dönüştürmeyi düşünüyoruz. Sektörümüzün büyüklüğü, ticaret odasındaki kapasite dikkate alındığında, şehiriçi taşımalar, şehirlerarası taşımalar, turizm taşımaları yapan bu sektör artık bu parçalı yapıyla yürüyemez. Mutlaka bunun bir konfederasyonda birleştirilmesi lazım. Bunu ilk defa burada dile getiriyorum… Ben şahsen kamunun karşısına çıkarken parçalı şekilde değil de, ne istediğini bilen bir yapıyla yürümek lazım. Tabii ki federasyonlarımız olsun. Asgari müştereklerde anlaştığımız konuları ülke gündemine taşımak ve düzenlemeleri yapmak, birtakım sosyal haklar elde edebilmek için bütüncül yapıya geçmemiz lazım. Şehiriçi özel halk otobüsler, servis taşımacılığı, turizm taşımacılığı, tarifeli şehirlerarası taşımalar, D4 kapsamındaki taşımalar tek bir çatı altında örgütlenmesi lazım. Her taşıma türünün kendi sorunlarını bu platform üzerinden çözüm sürecine taşıması lazım. Önümüzdeki dönemde böyle bir yol haritası izlemek zorunda kalacağız. Kamunun karşısına daha güçlü çıkabilmek için bu zorunluluk. O Federasyon, bu federasyon, o dernek, bu dernek, şu taşıma türü artık bunlar taşınabilir yükler değil. TOBB Sektör Meclisi’nin mecliste yaptığımız görüşmelerin kapsamında atılması gereken adımları o noktaya taşımamız gerekiyor. TOBB bu konuda bize destek oluyor. Motorlu taşıtlar Vergisinin ticari taşıtlardan alınmaması, ÖTV iade konusu, eğitim konusu, kazaları önleme konusundaki birçok konu sektör meclisinin gündeminde var.
3’üncü köprü kararından dönülmesi lazım
İstanbul için şehirlerarası otobüslerin zorunlu olarak 3’üncü köprüyü kullanması kararından vazgeçilmesi lazım. Uzun mesafede uçakla vurulduk, kısa mesafede maliyetle vurulduk. Bedelini ödemek şartıyla ikinci köprüyü kullanabilir hale gelmemiz lazım. Bu kararın verilmemesi Anadolu Otogarı projesini askıya aldırdı. Bu karardan dönülmesi için Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımızdan randevu istedik. Firmalarımız şaşkın durumda. Kurumsal olmayan dağınık bir yapı var, herkes kendine Hadımköy’de, Kurtköy’de cayır cayır yer arıyor. Zaten sektör olarak terminal çıkışları, yeni trafik yükleri, yeni maliyetlerle yüz yüze. Sektör bunları taşıyamıyor. Bu kadar göz ardı edilmeyi hak etmiyoruz biz. Sayın Başbakanımız sektörümüzü çok iyi tanıyor ve sorunlarımızı iyi biliyor. Gerekiyorsa Cumhurbaşkanımıza bu konuyu taşıyacağız. 3’üncü köprü meselesinin mutlaka çözülmesi lazım. Bizim işimizin bu kış aylarında en yoğun kısmı öğrenci taşıması. Bir taraftan öğrenciler, bir taraftan biz mağdur oluyoruz. İstanbul en verimli şehir, Bursa, Kocaeli ve Adapazarı ve yakın çevresi ile büyük bir potansiyel arz ediyor. İnsanlar büyük bir eziyet çekiyor, yolculuklar uzuyor. Maliyetlerimiz artıyor. Bütün bunlardan kurtulmak için de bu meseleyi kökünden çözmemiz lazım.
Yeni bir yıla giriyoruz
Sıkıntılı bir yıla giriyoruz. Bizim önümüzü görmemiz lazım. Ulaştırma politikasındaki dönüşümde hazırlıksız yakalanan ve atıl kapasitesi artan sektörün bu gücünü yerel yönetim taşımalarına aktarması gerekiyor. Kısa mesafe taşıma maliyetlerini en aza indirecek düzenlemeleri yapmamız gerekiyor.
Herkese iyi haftalar diliyorum. ■