U-ETDS toplantılarının 26’ncısını, Ankara’da, ATO’da yaptık. U-ETDS’yi önemsiyoruz. Sektörün çıkış yollarından bir tanesi de U-ETDS verilerinin değerlendirilmesidir. “Sayılamayan şeyler yönetilemez” kavramından hareketle, U-ETDS başta yolcu verileri olmak üzere birçok bilgiyi verecek. Bu verilerin sektörün dönüşümünde kullanılması lazım. Bundan sonra hat esasının gelmesi, kapasite kullanımının mutlaka dikkate alınması lazım. Hatları bu kadar başıboş dağıtırsanız, herkes istediği noktaya istediği kadar sefer açarsa otobüs işletmeciliğinde para kazanılmaz.
Sektör yeniden şekillenecek
U-ETDS ile artık sektörün sayılamayan değil, sayılan verileri olacak. Mevzuatı U-ETDS ile eşleştirmemiz gerekiyor. Nereden nereye kaç kişinin gittiğini, hangi mevsimde nasıl bir hareket olduğunu bileceğiz ve seferler ona göre planlanacak. Ulaştırma Bakanlığı’nın da bu veriler ışığında seferlere kısıtlama getirmesi gerekir. U-ETDS verileri bizim için devrim olacak. Elektronik takip sistemi olduğu için firmalarla Bakanlık arasında ilişkiler, iç denetim sistemiyle kendiliğinden çözülecek. Uygulama esasları, U-ETDS’yi çıkarmak kadar önemli. Mesleki yeterlilik kapsamında firmaların, U-ETDS başta olmak üzere iç denetim sistemlerini oluşturup Bakanlıkla ilişkilerini sağlıklı bir yapıya kavuşturması lazım. Taşımacılıkta en büyük sorumluluk firmalara ait. Kazaların ve mağduriyetlerin faturası firmalara çıkıyor. Firmaların kendi iç denetimlerini iyi yapması ve yolculara da güven vermesi lazım. Otobüs işletmeciliğini 80-90’lı yıllardaki gibi daha güvenli hale getirmemiz gerekiyor. Konforda ve hizmette geriye doğru gidiyoruz. Avrupa’da olmayan sınırsız ikramlar, 2+1 otobüsler bizde var. Sınıflandırmayı da bunun paralelinde getirmemiz gerekiyor. Karayolu Taşıma Kanunu’nda sektörün geleceğini şekillendiren düzenlemelere yer verilirse sektör bir çıkış yolu bulacaktır. Ücretsiz servis olmamalı, acente komisyonu hizmet bedeline dönüştürülmeli. Otogar, köprü, akaryakıt, personel maliyetlerini karşılamak mümkün olmuyor ve iflaslar kaçınılmaz hale geliyor. Bütün bunları yapabilmek için sadece kanunların değiştirilmesi yeterli değil, sektör de kendi dönüşümünü gerçekleştirmek zorunda. Zamanın ruhuna uygun düzenlemelere gidilmesi gerekiyor.
Kaynak israfı önlenebilir
Firmalar altyapı ve satış hizmetlerine yönelik global ittifaklar kurmalı. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullar nedeniyle ulaşımda kaynak israfını önlemek adına, Bakanlık gerektiğinde müdahale edebilir. Serbest piyasa disiplinsiz, kuralsız hareket etmek değildir. Bugün tanzim satış mağazaları kuruldu. Bunun aynısını “sen nereye gidiyorsun, kaç kişiyle gidiyorsun, boşa akaryakıt harcıyorsun, araçlarla yolları yıpratıyorsun, bana vergi vermeyip iflas ediyorsun’ çerçevesinde sektör için de düşünebiliriz.
Bakanlık; denizyolu, havayolu, demiryolunu geliştirirken karayolu yolcu taşımacılığını ihmal etti. Karayolu Taşıma Kanunu ile sektörü kayıt altına aldı ama sektörümüz 1980’li yıllardan çok daha kötü durumda. Böyle mi olmalı? Ulusal ekonomi açısından, ulaşım güvenliği, istihdam ve sürücü kriterleri açısından bizim mutlaka Bakanlıkla el ele verip yolcu taşımacılığının geleceğini yeniden şekillendirmemiz gerekiyor.
Mevzuat düzenlemeleri
Karayolu Taşıma Kanunu ve Yönetmeliği’nin diğer kanunlarla çelişen tarafları düzenlenmeli, diğer taşıma modlarının sınırları iyi çizilmeli, yerel yönetimler müdahil edememeli. Bugün D2 belgeli taşımacılar Rent A Car şirketleri gibi otobüslerini belediyeye aylık şoförsüz kiraya veriyor. Belediyenin şoförünün inisiyatifine kalıyorsunuz ama sorumluluk sizde. Bu yanlıştır. Araç ya şoförle kiralanır ya da belgeden düşürülür, Bakanlığa bildirilir. Sorumluluk da sözleşmeyle taşıma yapana verilir.
Ekonomik Şura’da taleplerimiz
Bu hafta, Pazartesi günü Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımı ile TOBB’da düzenlenecek Ekonomik Şura’da, sektör meclisi olarak, mevzuat sorunlarımızı gündeme getireceğiz. Mevzuatı toplu ulaşımı da kapsayacak şekilde yeniden düzenlemek gerekiyor. Altyapı entegrasyonunun sağlanması şarttır. IPRU’nun etkinliğinin artması için ekonomik olarak destek verilmesi gerekiyor. Bakanlıklar arası ulaştırma sistemlerini düzenleme kurulu oluşturulması gerekiyor. Alt komisyon niteliğinde ilgili bakanlıkların katılımı ile Ulaştırma Sektör Danışma Kurulu’nun oluşturulması lazım. Köprü ve otoyol ücretlerinde bir denge sağlanması, servis sektörüne yönelik çıkarılan yönetmelik ve İstanbullu servisçilerin plaka tahdidi ve özel halk otobüsçülerinin ücretsiz taşıma sorunlarıyla ilgili talepleri dile getireceğiz. ■