İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile görüşmelerimiz sürüyor. Otogardaki kiralama ile ilgili prensipleri, kuralları konuşuyoruz, bir noktaya kadar da geldik. Önümüzdeki hafta büyük ihtimalle bu konu çözülecek. Tabii, belediyenin bir koyundan beş post çıkarmaması lazım. Biz burada belediyeyi muhatap kabul ediyoruz. Otobüs çıkış ve park paralarını alıyor, ayrıca bizden de aidat almaya çalışıyor. Tabii, bu nasıl olacak bilmiyorum.
Beş firma 800 otobüs
Otogarda şöyle bir durumda var: 800 otobüsü beş büyük firma kaldırıyor. Geride kalan 400 otobüsü de 264 firma kaldırıyor. Sektör yüzde 40 oranında küçüldü. 12 bin 800 otobüsten 6 bin 500 otobüse düştü ( bu yazın 7 bin 500 civarında oluyor). Firma sayısı 616’dan 327’ye geriledi. 1,5 arabalık pay hiçbir firmayı kurtarmaz. Büyükler daha da büyüyecek, küçükler yok olmaya doğru gidecek. Bu gerçekler üzerinden giderek sektörün aklını başına toplaması lazım.
Herkesi mutlu etmeli
Kiralamanın da bu mantıkla yapılması gerekiyor. Belediyeye bu durumu kabul ettirmeye çalışıyoruz. Görüşmelerimiz devam ediyor. Olumlu sonuç alacağımıza inanıyoruz. Önce yolcuların sonra otobüsçülerin, yani herkesin mutlu olacağı bir otogar olması gerekiyor. Sayın Başkan, kimsenin mağdur olmasını istemiyor. Biz de bu mağduriyetleri önlemek için tekliflerimizi yaptık. Önümüzdeki hafta kararı verilecek.
İkinci köprü kullanımı
Sektör için bir önemli konu da Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün otobüsçüler tarafından kullanılması. Burada kamu otoritesinin zarar etmemesi için biz, “Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü kullanalım, isterseniz Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün bedelini ödeyelim” önerisi getirdik. Trafik durumuna göre, otobüsçüler ikinci köprüden geçebilsinler, iki köprüyü de kullanabilsinler. İstanbul Otogarı’ndan kışın günde 1200 otobüs çıkıyor, bunun 900’ü Anadolu yönüne gidiyor, yani köprüyü kullanıyor. Avrupa-Anadolu yakası geçişi günlük 650-700 bin civarında; 900-1000 otobüsün bu trafiğe etki yapmayacağını düşünüyoruz. Onun için de UKOME kararı ile ikinci köprünün serbest bırakılacağını düşünüyoruz. Belediye ile bu konuda bir görüş alışverişinde bulunduk. Sektör için önemli bir avantaj olacak.
TOFED’in 15’inci yılı
Karayoluyla yolcu taşımacılığı sektörünün çatı örgütü TOFED, 15 yaşına girdi. Güzel bir gece düzenlendi, tebrik ediyorum kendilerini. Sektörün bütün paydaşlarını bir araya getirdiler. Biz, bize düşen görevi yaptık, katıldık. Sağ olsunlar bize de konuşma hakkı verdiler. Biz de sektörün sorunlarını dile getirdik. Gecede güzel konuşmalar yapıldı. Ben, konuşmamda sektördeki dönüşümü anlatmaya çalıştım… Sektörde nereye gidiyoruz. Bu gerçeklerin görülmesi lazım. Hep söylüyorum, söylemeye de devam edeceğim. Akıllı sistemleri kullanmazsak birileri gelip elimizden ekmeğimizi alacak. Sektörün bu dönüşüme ihtiyacı var. Bizim artık bilet satmayı eziyet ve maliyet olmaktan çıkaracak, acente yükünü üstümüzden kaldıracak, servis memuru ve ikramı değerlendirecek, servis araçlarını, hizmetlerini ücretli hale getirecek bir yapıya dönüşülmesine ihtiyacımız var. Her şeyin maliyeti artıyor. Otoyolların, köprülerin, tünellerin, otogarların çıkış ücretleri artarken bizim başka türlü davranmamız sektörü sıkıntıya sokar. Sektörde yeni arayışlara ve inovasyona ihtiyaç var. Flixbus şirketinin Kamil Koç projesini ayrıntılı bir şekilde incelemek lazım. Flixbus Almanya’da ve diğer Avrupa ülkelerinde ne yaptı, Türkiye’de ne yapacak? Ona göre önlem alınması lazım.
Taşeron işletmeciliği geliyor
Taşeronlaşan bir otobüs işletmeciliği geliyor. Bu bizim için bir tehlike sinyali. Onun için yeni arayışlara, yeni ittifaklara ihtiyaç var. Özellikle servisin, acentenin yükünün elektronik bilet ile giderlerin azaltılması lazım. İkramı, servis memurunu kısa mesafelerde kaldıracaksınız. Bu dönüşüme bütün sektörün hazır olması lazım. Türkiye otobüsçülüğünün kurtuluşu için acente yükünün otobüsçünün üstünden kalkması lazım. Arkasından, bizim transfer terminalleri yapıp sektörün sıkıntılarını en aza indirmemiz gerekiyor. Sektörün lehine kararlar alınması aşamasındayız. Sektörün bu konuda yanımızda olması lazım. Otobüs işletmeciliğinin geleceğe güvenle taşınması konusunda atacağımız adımlar inşallah meyvesini verecek. 2020 yılının ülkemize ve sektörümüze hayırlar getirmesini diliyorum.
30 Ocak’ta mevzuat çalıştayı
Sektörün mevzuat ile ilgili yaşadığı sıkıntılar da var. 30 Ocak’ta İstanbul Ticaret Odası’nda Ulaştırma Bakanlığı yetkililerinin de katılacağı bir mevzuat çalıştayı yapacağız. Bu çalıştayda zamanın ruhuna uygun Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nde yeni düzenlemeler yapılmasını talep edeceğiz. Cep terminallerinden, transfer terminallerine, A belgelerinden, turizm taşımacılarının yaşadığı belge sorununun çözülmesine kadar belediye ile Ulaştırma Bakanlığı arasındaki çatışmayı ortadan kaldırmamız gerekiyor. Buna benzer birçok konumuz var. Ulaştırma Bakanlığı ile sorunlarımızı çözeceğimize inanıyoruz.
Sümer Ağabeye başsağlığı
Geç hafta çok önemli kayıplar yaşadık. Turizm Taşımacıları Derneği Başkanı Sümer Yığcı Ağabeyimiz çok sevgili eşi Aysel Yığcı’yı kaybetti. Sümer Ağabey ile 50 yıldır tanışan insan olarak söylüyorum; bir abi kardeş idik. Aysel Hanım gerçekten bir abla idi benim için. Çok üzüldük. Zamansız bir ölüm. Aysel Ablamıza da Allah’tan rahmet diliyorum, mekanı cennet olsun. Sümer Ağabey ve çocukları Murat ve Zeynep’in başı sağ olsun. Ulusoy ailesinin başı sağ olsun.
Can Cansu’ya başsağlığı
Man Kamyon ve Otobüs Ticaret AŞ Otobüs Satış Direktörü Can Cansu’nun da değerli annesi Türkan Cansu’yu kaybettiğini öğrendim. Can kardeşime de başsağlığı dileklerimi iletiyor, merhume Türkan Cansu’ya Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun.■