Geçen hafta, Turizm Teşvik Kanunu Tasarısı kapsamında otellere getirilmek istenilen transfer yapabilme imkanı TBMM’de komisyonda çıkarıldı. Aslında Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mehmet Ersoy, bu hizmetin, iyi niyetle, üst gelir grubunun lüks taşıma talebine yönelik verilmesini istedi. Ancak bizim incelediğimiz mevzuata göre D2 belgesine otomobil kaydı yapılabilir diye düşünüyorum. A1 belgelerine yönelik de bir düzenleme yapılabilir. Dolayısıyla bu belgeleri aldıktan sonra otellerin araçlarla bu hizmeti sunmasına mani olunamaz. Tabii, kanunlar karmaşık hale getiriliyor yönünde bir kaygımız vardı. Biz milletvekilleri ile bu konuyu konuştuk, Sayın Bakan ile de bu konuyu görüşmüş ve böyle bir düzenlemenin çıkmasının yeni sıkıntılar getireceğini aktarmıştık. Komisyonda bu düzenleme çıkarıldı.
Derin bir nefes alındı
Gerek turizm taşımacıları, gerekse taksiciler derin bir nefes almış oldular. Bu düzenleme istismara çok açık olacaktı. Sayın Bakanımız, turizmi çok iyi biliyor onun haklı olduğu nokta dünyanın birçok ülkesinde üst düzey yöneticilerin, devlet adamlarının katılacağı toplantılarda limuzin tipi bu araçlara ihtiyaç var. Türkiye’de bu tür araçlardan da var. Dediğimiz gibi, D2 belgesine ve A belgesine bu araçların kaydedilmesi ile bu hizmet verilebilir. Eğer Taşıma Kanunu yetersizlik içeriyorsa orada iyileştirmeler yapılarak bu ihtiyacın giderilmesi de sağlanabilir.
TÜRSAB ve yol belgesi
Turizm taşımacılarının yaşadığı tek sorun da bu değil. Yol belgesi veya TÜRSAB belgesine yönelik sıkıntılar sürüyor. U-ETDS sistemine giriş yapıldığı takdirde Ulaştırma Bakanlığı kapsamındaki taşımaları düzenleyen ve denetleyen kurum yine Ulaştırma Bakanlığı olmalıdır. İçişleri Bakanlığı da bizi, aldığımız belge türüne göre denetlemesi lazım. Ulaştırma Bakanlığı’nın verdiği belgelerdeki haklarımızın yerel yönetimler tarafından gasp edilmemesi, bir başka kurumun belgesine ihtiyaç duyulmadan bu taşımaların yapılabilmesi gerekiyor. TÜRSAB ile konuşmamız gereken turizm taşımacılığının daha güvenli ve daha nitelikli yapılmasının değerlendirilmesi olmalıdır. Ama TÜRSAB belgesi alması gerekenler yine seyahat acenteleridir.
U-ETDS ve dijital takograf
Bu konuyu TÜRSAB Başkanı Sayın Firuz Bağlıkaya ile ile tekrar konuşacağız. Acenteler kendi adına belge alabilir ve taşıma yaptırdığı aracın önüne o belgeyi koyarlar. Ayrıca turizm taşımacılarına belge dayatılması haksızlıktır. Birçok turizm taşımacısının aracı bağlandı, ağır para cezaları kesildi. Tarafların karşı karşıya getirilmeyeceği şekilde düzenlemeler yapılması gerekiyor. İçişleri Bakanlığı’nın da U-ETDS sistemine entegre olması ve denetimlerde kullanılması ile sorun da çözülecektir. Bakanlık da bu konuda çalışma yürütüyor. Ayrıca İçişleri Bakanlığı dijital takoğraf verilerinin online ortamda aktarılmasına yönelik de bir çalışma yürütüyor. Artık denetimlerin akıllı sistemler üzerinden yapılabilmesi çok daha etkin sonuçlar sağlayacaktır.
Anadolu Otogarı
Ulusal medyada, geçen hafta, Anadolu Otogarı’nın inşasına yönelik bir haber yayınlandı. 2018 yılında gündeme gelen proje tekrar haber olmuş. 35 dönümlük bir alanda inşa edilecek otogarın bu sektöre yetmeyeceğini herkes biliyor. Kimse hayallerle uğraşmasın. Biz Sayın Cumhurbaşkanı talimatı ve İçişleri Bakanımızın da bu konuda yardımcı olacağını söylemesiyle arazi tahsisi konusunda talebimizi yaptık. Önümüzdeki hafta bu konuda görüşmeler yapılacak ve sanıyorum bu arazi tahsisi olacak. Harem Otogarı’ndaki meslektaşlarımızın arayışlarına saygı duyuyoruz. Ancak Tuzla’da, söz konusu arazi yetersiz, konumu yanlış ve projenin maliyeti de yüksek. 125 milyon TL yatırımla hayata geçen bir otogarı bu sektör kaldıramaz. Bu hayal proje. Yanlış bir yerde otogar projesine rıza göstermeyiz. Bu proje başlayamaz. Anadolu Otogarı konusundaki yetki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde. Biz ön hazırlığımızı yaptık. Atacağımız adımlarda Harem esnafının haklarını da sonuna kadar koruyacağız. Konulacak kriterlere uygun olan arkadaşlarımız ortaklaşa yazıhane alıp, işletebilirler. Bu sektörün paydaşlarının karar vereceği yeni ortaklık yapısı olacak. Bu otogarı bu anlayışla yapacacağız. ■