Bu yaz sezonunu çok iyi değerlendirmemiz lazım ki kışa rahat girelim, cebimizde para olsun. Otobüsçüye para kazandırmamız lazım bireyselciye firmacıya, firma otobüsüne para kazandırmamız lazım. Otobüs bizim için asli unsurdur, bütün şartlar ona göre düzenlemeli, bu çerçevede çalışmalıyız. Otobüs para kazanamazsa firma da para kazanamaz ve firma yaşamaz. Dolayısıyla, hepimizin gayreti otobüslerimizin tekerleği döndükçe onlara para kazandırmak olmalıdır. Aksi takdirde komisyon alamayacaksınız ve bindiğimiz dalları keserek artık tırmanacak yerimiz kalmayacak.
Akıllı yatırımcı, akıllı yatırım
Onun için yaz dönemini çok iyi geçireceğiz, haksız rekabet yapmayacağız. Yıkıcı rekabet yapmayacağız. Olumsuz kampanyalar yapmayacağız. Fiyatlarımızı makul, mantıklı, halkın ödeyebileceği tüketiciyi ezmeyen ölçülerde tutacağız. Uçaklar, otomobiller rakibimiz; yarın, demiryolları da gelecek, onlar da bizim rakibimiz olacak. Onun için ben iki unsurun altını çiziyorum: akıllı yatırımcı ve akıllı yatırım. Bundan sonra hepiniz akıllı yatırımcı olmak zorundasınız ve akıllı yatırımlar yaparak aklınızı ortaya koymak durumundasınız.
Otobüs aldın, ihtiyacın var mı, yok! Niye aldın? Aldım işte. Yok, böyle bir şey! Yola çıkan aynı istikametteki iki hatta üç otobüste 10 yolcu bulunuyor, bakın. Ben Sayın Müsteşarımdan rica ediyorum, bu konuda çalışalım.
Kapasiteyi doğru kullanmak…
Sayın Müsteşarım, TOFED-TOF işbirliğiyle, kendi aramızda çalışıp size gelmek istiyoruz. Sizin, devleti temsilen, bu ülkenin kaynaklarını, koltuk kapasitesini doğru kullanma konusunda yetkiniz olmalı. Bu kaynakları israf etmemeliyiz ve yollarda tüketmemeliyiz. 10 kişiyle, 5 kişiyle yola çıkan bir otobüs hepimizin vicdanlarını sızlatır. Bin kilometrelik yola 15 kişi ile gitmenin bedelinin ne olduğunu bu sektöre emek veren insanlar çok iyi bilirler. Otobüsün, otobüsçünün korunması için alınması gereken kararlar olduğuna inanıyorum. Batı Avrupa’da, Eurolines yüzde 70 doluluk olmadan ilave sefer açtırmıyor. Hükümetimiz, Bakanlığımız ve kabinedeki diğer Bakanlıklar bizleri korumak zorunda. Çünkü bizler, akılla yola çıkan insanlar değiliz. Biz duygularımızla yola çıkıyoruz. Birbirimizi öldürürken kendimizi de öldürüyoruz; buna müsaade edilmemesi lazım. Haksız yıkıcı rekabetle bu ülkenin ithal ettiği akaryakıtı yollarda tüketmemeliyiz. Biz otomotivi de yüzde 80 oranında ithal ediyoruz. Onları da yollarda heba etmememiz lazım. Bunlar bizim çocuklarımıza bırakacağımız mirasın altyapılarıdır. Salonu dolduran insanlar çocuklarına meslek bırakmak istiyorsa, burada kapasite kullanımı, kaynak kullanımı ve verimlilik denen kavramları dört dörtlük yerli yerine oturacak düzenlemeleri talep etmeliyiz. Akaryakıtta yapılacak indirimin arkasından biz yine haksız rekabetle birbirimizi kıracaksak, böyle bir şey olmaz, olamaz. Tam anlamıyla dört dörtlük bir düzenleme bunun için gerekli.
Geleceğimizi karartmayalım…
Sayın Bakan ifade etti; senenin yarısını bulmayan çalışma sezonumuz, günlerimiz var. Bayramlar, hafta sonları ve yaz ayları iş günümüzdür. Onun dışında yaklaşık 180 gün arabalarımız boş gidiyor. Hepimiz arabalarımızı yola gönderiyoruz. 10 kişiyle biri, 20 kişiyle biri, 30 kişiyle biri… Bir otobüslük yolcuyu 3 otobüse koyuyoruz, 3 otobüslük masraf yapıyoruz. Meslektaşlarımızı iflas ettiriyoruz. Kendi geleceğimizi karartıyoruz. Kış aylarında otobüslerin yatırılma imkanı var mıdır? Koltuk kapasitesinin yüzde 30’u, yüzde 40’ı yatsa; yatan araba zarar etmez. Öyle olursa giden araba para kazanır. Bence, bizim artık bu düzenlemeleri yapmamız lazım. Dünyada petrol fiyatları 28 dolardan 120 dolar seviyesine geldi. Bu bizim hükümetimizin elinde değil. Bizim petrol kuyularımız yok, petrolü ithal ediyoruz. Petrolü verimli kullanma önerileri bizim sektörümüzden gelmelidir.
Gelin birleşelim!
Bunun dışında, otogarların verimli yapılması lazım. Projelerimizin standart olması lazım. Büyük olmaması, abartılmaması lazım. Benzer şekilde, sigorta sorunlarımızın çözülmesi lazım. Birçok sorunumuz var.
Soruyorum: Servisten rahatsız olmayan bir otobüsçü var mı? Bedava servis hizmetlerinden rahatsız olmayan kimse var mı? Yok!
Gelin gücümüzü, düşüncemizi birleştirelim. Mümkün mü, mümkün. Antalya’da meslektaşlarımız bunu başardı, İzmir’de başardı, Ankara’da başardı. Neden olmasın? Bu konuda karar, otobüsçüde.
Hükümetten her şeyi bekleyemeyiz. Karar otobüsçünündür. Otobüsçü mesleki sivil toplum örgütlerinin çağrılarına kulak vermeli. Sizler için iyi şeyler yapan birliktelikleri destekleyeceksiniz. Bu sektörün menfaatleri söz konusu olduğunda bir araya gelmeyen namerttir, sektörün namerdidir.
TOF ve TOFED olarak her türlü gayreti göstereceğiz. Bunun sözünü buradan veriyorum. Birlikte daha güzel şeyler yapmak dileğiyle, TOFED Genel Kurulunda görev alan arkadaşlarıma başarılar diliyorum. ■