Sevgili dostlarım, yazıma 2 ay ara verdim. Ara vermemdeki sebep, düşüncelerim ve duygularımın karmakarışık olması, hayatın peşinden sürekli bir koşturmaca, sürekli bir telaş, bugün ne olacak, neler yaşanacakların beklentisi ve yaşıyor muyuz sorusu...
Sektör tamamen sessizleşti, ‘yandık, bittik, battık’ diyenlerin şu anlarda, zenginliğin rehavetine kapıldıklarını umuyorum. Aslında geçici bir sarhoşluk olduğuna inanıyorum. Kendilerine geldiklerinde anlayacaklar ki, biz yine aynı yerdeyiz.
Peki, neler değişti?
1) Araç fiyatları binlerle ifade edilirken, 2005 ve üstü araçlar şimdi milyonlarla ifade ediliyor.
2) Araç bakım fiyatları?
3) Yakıt fiyatları?
4) Kredi faiz oranları?
5) Vade aralıkları?
6) Otoban fiyatları?
7) Otogar çıkışları?
8) Kira fiyatları?
9) Yiyecek, içecek, giyecek fiyatları?
10) Tatil fiyatları, uçak bileti fiyatları, otobüs fiyatları?
11) Elektrik, su, doğalgaz, aidat fiyatları?
12) Genel yaşam bedelleri? Sigorta fiyatları?
Yazamadığım yüzlerce fiyat artışı var, ev kiraları yüzünden adliyede dosya koyacak yer kalmadığı söyleniyor, enflasyon, ekonomi derken kafamız ambulans lambasına döndü, yönümüzü bir türlü bulamıyoruz. Birkaç gün önce eczaneden bir göz damlası almaya gittim, fiyatı tam 370 TL. Yuh be! Bu kadar da olmaz ki, biz yaşıyor muyuz?
Sektörel olarak alımlar satışlar var mı, var; çarklar dönüyor mu, dönüyor. Filolar genişliyor mu? Aslında genişlemiyor, görünümde 10 sıfır araç alınıyorsa filolardaki, 15 veya 20 araç ekarte ediliyor… Yani aslında sektör daralıyor, alım gücü azalıyor, bazı arkadaşlar bana soruyor: ‘Abi, sektör içine yeni yeni firmalar girmiş, haberin var mı?’ Evet, var, her gün ben de rastlıyorum, sosyal medyada görüyorum. Evet, bu tür firmalar olacak. Niye olacak? Alım gücü olmayan, kurumsal firmaların taleplerini yerine getiremeyen bireysel otobüsçüler bir araya gelip firma kuracaklar ve de kuruyorlar. Çünkü bu pastadan pay kapmak istiyorlar, hem de yeni araçlarla değil, değiştiremedikleri araçlarla. 100 TL. aşağı fiyata bilet satıyorlar. Sezonda para kazanıyorlar, sezon sonunda devam ederler mi, onu yaşayıp göreceğiz. Tabii yaşayabilirsek...
Sıfır araç fiyatları 15 milyona dayandı. Peki, yüzde 70 peşin yüzde 30'una en fazla 30 ay vadeli kredi… Faiz oranlarının ise yüzde 5-29-69-75 aralığında olduğu bir yıl içindeyiz, inanılmaz. Üretici firmalar, takas alacakları araçları bile almama yönünde bir yol izliyor, fiyatlar o kadar değişken ki! Bu şartlarda kaça araç alınır, kaça satılır, bilinmez bir denklem. Bir de vergi meselesi var, bir defaya mahsus aynı vergi tekrar tahsil edilecek, şimdi satıcı ödeyecek, alan kişi de aynı vergiyi yeniden ödeyecek, eğer o da satarsa, alan kişi de yine aynı vergiyi ödeyecek, anladınız mı bilmiyorum! Yani bir araç aynı sene içinde vergi dilimlerinin hangisine denk geliyorsa, bu vergileri her bir kişi ayrı ayrı ödeyecekmiş! Gerçekten böyle bir durum var ise bu sene ikinci el veya sıfır araç alımlarında ciddi anlamlarda sıkıntılar yaşanabilir.
Daha çok şeyleri yazabilirim, ancak sayfalar yetmez. Bir örnek vererek bitirmek isterim. Beş kişilik bir aile İstanbul'dan İzmir'e aile ziyareti veya önemli bir gün ziyaretine otobüs ile yolculuk yapacaklar, bu ailenin gidiş dönüş maliyeti aşağı yukarı tam 10 bin TL. Benim bir aylık emekli maaşım yani.
Hepinizi sevgi saygıyla selamlıyorum. Hoşça kalın, sağlıcakla kalın... ■