Sektörümüzün en büyük maliyet kalemini oluşturan akaryakıtta, fiyatların giderek yükselmesi nedeniyle sıkıntılarımız artıyor. Akaryakıt fiyatlarının pahalı olmasında sürekli artan vergilerin önemli bir etkisi var. Yüksek vergiler, ülkemizde satılan benzin ve motorini dünyanın en pahalı ürünü haline getirdi.
8 yılda vergi yüzde 106 arttı
Yapılan araştırmalara göre, benzin ve motorin fiyatlarının 1 Ocak 2005’ten itibaren serbest bırakılmasıyla, akaryakıttan alınan vergilerin tutarı hızlı bir şekilde yükseldi. 2005 yılından bu yana geçen 8 yılda motorinden alınan vergi tutarı yüzde 106 artarken, benzindeki artış oranı ise yüzde 71 oldu.
Dünyanın en pahalı benzini
Şu anda litresi 2 Euro ile (5 TL) dünyanın en pahalı benzinini tüketiyoruz. Ham petrol fiyatlarındaki artış ve yükselen döviz kurları, benzin ve motorin fiyatlarını olumsuz etkiliyor. Bu durum bütün ülkeler için geçerli bir sonuç. Ancak ülkemizde dolaylı şekilde vergilerden gelir etme anlayışı ilk başta akaryakıta yansıyor. Çünkü rakamlar vergi gelirlerindeki yükselişi de gösteriyor.
Vergi geliri arttı
Akaryakıt ürünlerinden alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ile Katma Değer Vergisi’ndeki (KDV) artış, serbest piyasa olarak adlandırılan 1 Ocak 2005 sonrası toplam vergi gelirlerine de olumlu yansıdı.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Petrol Piyasası Sektör Raporu 2012’ye göre 2005’te 23,1 milyar lira olan toplam akaryakıt vergi geliri, geçen yıl 43,5 milyar dolara çıktı.
Motorinde 2.25 TL vergi
Yüksek vergi istasyonlarda benzin ve motorini pahalı satılır hale getirdi. Resmi verilere göre Enerji Bakanlığı Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (PİGM) 31 Aralık 2004 itibarıyla akaryakıt fiyatlarını son kez belirledi. 31 Aralık 2004 tarihli fiyat belirlemesine göre 1 litre benzinden 1,71 lira, motorinden ise (kırsal) 1,09 lira vergi alınıyordu. Serbest piyasa sistemi ile akaryakıttan alınan vergi hızla artarak 18 Temmuz 2013 itibarıyla pompadan satılan 1 litre benzinden 2,93 lira, motorinden ise 2,25 lira vergi alınmaya başlandı. 8 yılda vergideki artış oranı motorinde yüzde 106,4 ve benzinde ise yüzde 71,3 oldu.
Maliyetler artıyor, bilet fiyatları yerinde sayıyor
Peki bu süreçte sektörümüz en büyük maliyet kalemini bilet fiyatlarına yansıtmayı başarabildi mi? Bu soruya cevap belli. Tabiî ki hayır. Sektörümüzün maliyet artışlarını bilet fiyatlarına yansıtamamasının en büyük nedeni ise, diğer taşıma modlarına sağlanan avantajlarla oluşan fiyat baskısı oldu. Sektörümüzün desteklenmesine yönelik taleplerimiz ise bugüne kadar bir cevap hatta muhatap bulamadı. Yaşadığımız zorluklar şehirlerarasında faaliyet gösteren firma sayısının azalmasında önemli bir etken.
3 yılda 386’dan 336’ya düşen D1 belge sayısı
15 Temmuz 2013’te Ulaştırma Bakanlığı’nın verilerinde D1 belgeli firma sayısı 336. Oysa sektördeki erime için 8 yıl öncesine gitmeye gerek yok. 31 Temmuz 2010’da D1 belgeli firma sayısı 386 idi. Son üç yılda 50 firmanın sektörden çekildiğinin kanıtı bu rakamlar. Son 8 yılda yüzde motorindeki vergi artış oranı yüzde 106 olurken D1 belgeli firma sayısında azalma yüzde 13. Sektörün geldiği nokta bu rakamlar da ifade ediyor. 8 yıla bakıldığında küçülmenin oranı çok daha yüksek çıkacaktır. Bazıları firma sayısının azalmasını sağlıklı bulabilir, bu düşüncenin doğru olabilmesi için yapılan toplam taşımanın azalmaması gerekir. Ama gerçekler böyle değil.
Gelecek adına umutsuz olmak istemiyor tabi insan, ancak bu gerçekler bir çözüm bulunmasının da zorunlu olduğunu gösteriyor.
Herkese iyi haftalar diliyorum... ■