7 Haziran seçimleri sonrasında oluşan TBMM aritmetiğinden şu ana kadar bir hükümet çıkmış değil. AKP-CHP koalisyonun kurulması aslında ülkemizin yaşadığı bu zorlu süreci atlatabilmesi açısından çok önemliydi. Sağlanabilecek uzlaşıyla oluşacak güçlü bir hükümet, beklenen reformları aslında hızlı bir şekilde hayata geçirebilir ve Türkiye, hem ekonomik anlamda hem de huzur anlamında istediği, beklediği, özlediği seviyeye gelebilirdi. Ancak olmadı; olamadı. Bunun nedenleri daha sonra konuşulabilir, ama 24 Ağustos’a kadar yeni bir hükümeti oluşturacak koalisyon kurulabilir mi, bunu bilmek şu an için hiç de kolay değil.
Hep söylenen bir söz var ya, “Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir”. Evet, gerçekten bunun çok uzun bir süre olduğunu geçmiş siyasi gelişmeler de bizlere gösterdi. Bakalım, sonucunu hep birlikte göreceğiz. Eğer kalan süreçte yeni bir hükümetin kurulması mümkün olmuyorsa, daha fazla beklemeden çok hızlı bir şekilde yeni seçimin yapılması; hem ekonomimiz hem de ülkemizde huzurun tekrar tesis edilebilmesi için çok çok büyük önem taşıyor. Çünkü 7 Haziran sonrasında artan terör olayları ile birlikte, siyasi istikrar arayışı ekonomiyi çok olumsuz şekilde etkilemeye başladı.
Ekonomi belirleyici…
Kurlar artıyor, artan kurlar akaryakıt fiyatlarına yeni zamlar, sektörümüze de yeni yükler getirebilir. Üstelik dünyada petrol fiyatları yeniden gerilerken bunları yaşıyoruz. Bütün bu yaşananlar eşiğinde, ekonomide yaşanan her olumsuz gelişme en çok taşımacılık sektörüne yansıyor. Yük ve yolcu taşımacılığının verileri ekonomideki yavaşlamayı veya büyümeyi en iyi şekilde gösteriyor.
Sezona yönelik umudumuz
Yük taşımacılığında ihracatta yaşanan düşüşler, üretim sürecinde yaşanan sıkıntıların en önemli göstergesi. Üstelik etrafımızdaki ülkelerde ticaretimiz de giderek daha riskli ve daha yapılamaz hale geliyor. Kendi sektörümüz olan yolcu taşımacılığında görüyoruz ki, hiç de iyi bir dönem yaşamıyoruz. Hep söyledik, bayram ve bayram sonrasında sektörümüz iyi bir sezon yaşamaya yönelik büyük bir umut içindeydi. Ancak bu mümkün olmadı. Üstelik hükümetin kurulamaması ve yeni seçim ortamına doğru gidilmesi de olumsuzluğu arttıran en önemli unsur haline geldi. İyi bir sezon geçirmeyen sektörümüzün kışın yaşayacaklarını tahmin etmek çok da zor değil. Zaten düşen yolculuk talebi sektörümüzün sorunlarını daha da içinden çıkılmaz hale getirecek.
Rekabetin boyutları…
Sıkıntılarımız daha da büyüyecek. Diğer taşıma modları ile rekabetin boyutu da giderek artacak. Bugüne kadar taşımacı dostlarımıza hep tavsiyelerde bulunduk; bıkmadan, usanmadan önerilerimizi dile getirdik. Yine getirmeye devam edeceğiz. Buna bağlı olarak ekonominin üreten ve tüketen her kesimi için çok zorlu bir süreci yaşıyoruz.
Taşımacılar da bu zorlu süreçte daha iyi bir maliyet hesaplaması ile daha kurumsal bir kimlik içerisinde çalışma biçimini hayata geçirmenin öneminin farkına varmalı ve daha sistemli çalışmalı. Birlikte hareket edilerek bu zorlu süreçleri aşmamız mümkün, yoksa gerçekten bu süreçte en büyük yaraları alan sektörlerden biri olacağız. Aman dikkat diyorum ve sektör mensuplarımızı daha mantıklı davranmaya çağırıyorum.
Herkese iyi haftalar diliyorum. ■