2020 yılından sonra 2021’i de salgınla geçirdik. Yaraları sararız umuduyla girdiğimiz 2021 hiç de umduğumuz gibi olmadı. 2020’in sıkıntıları 2021’e sarktı. Bu kez iki yılın sıkıntıları katlanarak 2022’ye taşınıyor. Salgın süreci çeşitli varyantlarla devam ediyor ve ne olacağını da göremiyoruz. Salgın devam eder, yeni kısıtlamalar olur mu, olmaz mı bilinmiyor ama bir şekilde insanlar kendilerine kısıtlama getiriyorlar.
Maliyetler artıyor
Hareketlilikte bir azalma var. Özellikle toplu ulaşım tercihlerinde bunu yaşıyoruz. Bütün bunlar devam ederken devletten sağlanan destekler sektörün yaralarını sarmadı. Akaryakıt maliyetleri, asgari ücret artışı, vergilere, otoyol ve köprülere yapılacak artışlar maliyetleri artırıyor. Bizim beklentimiz otoyol ve köprü ücretlerinde makul fiyat artışları olması, hatta hiç artış olmasa iyi olur.
Önümüzü göremiyoruz
Belirsizliklerle dolu, kaygılarla dolu bir yıla giriyoruz. Peki bütün bunlardan sonra ne yapmalıyız; gerek ülke olarak gerekse de sektör olarak kaynak israfını önleyecek adımlar atmamız gerekiyor. Kaynak israfı nedir; boş sefer, ucuz sefer, haksız ve yıkıcı rekabet. Bir taraftan yolcu yok diye yakınıyoruz ama öbür taraftan boş şekilde otobüsleri sefere gönderiyoruz. Ondan sonra da başka hatlardaki yolcuları daha düşük fiyatlarla kapmaya çalışıp, yaraları sarmaya çalışıyoruz. Sefer sayısı ile yolcu sayısını doğru şekilde oranlayamazsak zarar sürekli olarak büyüyecek.
Yozgat’ın köyündeki örnek sektöre de uyuyor
Geçtiğimiz günlerde yapılan bir örnekleme bizim sektöre de çok uygun aslında. Yozgat’ın bir köyünde 40 köylünün 5’er dönüm arsası var. Toplam 200 dönüm. Her köylü krediyle traktör alıyor. Oysa traktörü senede ekerken ve biçerken iki kere kullanıyorlar. Kaymakam akıllı bir idareci. Köylülerle buluşuyor ve diyor ki, “Siz napıyorsunuz, senede iki gün kullanacağınız traktörü 40’ınız da alıyorsunuz. Sonra da bağırıyorsunuz, zarar ettik, traktörün borcunu ödeyemedik. Aslında iki traktör ile 200 dönümün işini görebilirsiniz. Kredi ödemek için çalışmazsınız. Üstelik hepiniz aynı ürünü ekerek yanlış bir üretim yapıyorsunuz. Sonra ektiğiniz ürün para etmiyor diye ağlıyorsunuz” Bu durum aynı otobüs sektörü içinde geçerli. Bir bölgede ihtiyaçtan daha çok firma kuruluyor, bu firmalar daha az doluluk ile sefer yapma yarışına girişiyor. Sonra yolcu kapma yarışında fiyatlar maliyetin altına iniyor ve sonuçta taşınan yolcudan para kazanılmıyor. Otobüs kredisi ödenemiyor.
Biz eski günleri arıyoruz
Havayolu ve trenin aldığı pay ve otomobil tercihi arttı ama biz hala eski günleri arıyoruz. Oysa bu kadar arz talep dengesizliği yaratmaya ne gerek var. Sakaryalı otobüsçüler kooperatif çatısı altında hizmet veriyor. Yıllardır çok doğru bir şekilde çalışıyorlar. İstikrar sağlandı ve kapasite verimli şekilde kullanılıyor. BOYKOPP Bursa Otogarı’nı yapan kooperatif. Türkiye’nin en güzel otogarlarından birini yaptılar ve kendi servis araçlarını aldılar. Yolcuyu taşıdılar ve servis ücretini de aldılar. Kayseri’de aynı şekilde belediye ile görüştük. 117 acenteden 5 adet terminale düşürdük. Tüm taşıma modları burada yer aldı. Bu birliktelik kaynak israfını önlüyor. Diğer şekilde ise firmalar, otobüsçüler hep zarar ediyor.
Ortak yazılım
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile görüştük; Bir yazılım oluşturma fikri aktarıldı. TÜRSAB modeline benzer. Diğer portallar da bu sistemde yer alsın ve bu sistem Bakanlığa entegre olsun. Ben gücü elime geçirdim, sektöre zulüm yaparız anlayışını da kabul etmeyiz ve gereken tavrı da alırız. Bu sektör fiyat istikrarı sağlamak için kendi yazılımını yapmak zorunda. Taban fiyatın altında bilet kesilmesi de engellenir. Bugüne kadar sektöre katkı sağlayan herkesle ortak noktada bir araya gelebiliriz. Ama sektörü tehdit etmek ve baskı altına almakla onlara yakışmaz.
Gaziantep toplantısı
Servis yükünün kaldırılması, fiyat istikrarının sağlanması ve kapasite kullanımının artırılması için firma kuruluşunun zorlaştırılması ve mevcut firmaları birleşmeye yönlendirilmesinin daha doğru olacağına düşünüyorum. Anadolu da bu yönde bir hareket başladı. Ocak ayı içinde Gaziantep’de bir toplantı yapılacak. Bu toplantıya katılacağız. Bu sektörün geleceğini beraber planlamak zorundayız.
Yönetmelik çalıştayı
Şu belli ki 2022 yılının ilk ayları sıkıntılı geçecek. Ocak ayının ikinci veya üçüncü haftasında Bakanlık ile bir Yönetmelik Çalıştayı yapacağız. Sektörün taleplerini karşılayan bir Yönetmelik için Bakanlık ile anlaşacağımıza inanıyoruz.
Ben bu duygu ve düşüncelerle bütün sektör mensuplarının sektörün lehine atılacak adımları desteklemesi ümidiyle herkesin yeni yılını kutluyor ve iyi seneler diliyorum. ■