Karadeniz Ekonomik İşbirliği Kara Taşıma Dernekleri (BSEC-URTA), 2001 yılında UND'nin önderliğinde Antalya'da kuruldu. Geride kalan 12 yıl içerisinde BSEC-URTA, herşeyi bir kenara koyalım, 2010 yılında KEİ Geçiş Belgesi'nin hayata geçirilmesini sağlayarak önemli bir başarı elde etti.
Birlik, 2012 yılında KEİ Geçiş Belgesi'nin pilot aşamayı tamamlayıp sürekli bir belge olmasını müteakiben, esasen 2009 yılında isteğe bağlı olarak yürürlüğe giren ancak 56 imzacı devletin hiçbirinin daha sonra tatbikata geçirmek için hiçbir gayret sarfetmediği Birleşmiş Milletler Ağırlık Sertifikası'nın enazından istekli olan KEİ ülkeleri arasında hayata geçirilmesi için çalışmaya başladı.
BM Ağırlık Sertifikası, 1982 tarihli Eşyaların Sınır Kontrollerinin Uyumlandırılmasına Dair BM Anlaşması'nın karayolu taşımacılığına mahsus olan 8 numaralı Eki ile düzenleniyor. Düzenlemenin temel amacı, uluslararası yük taşımacılığı yapan bir kamyonun BM tarafından belirlenmiş olan standartlara uygun ekipmanlarla tartılması ve araç ağırlığının şekil ve örneği EK 8'de verilen BM Ağırlık Sertifikasına işlenip ulusal makamlarca yetkilendirilmiş bir kurum tarafından onaylanması halinde; sözkonusu aracın, güzergahı boyunca Anlaşmaya taraf ülkelerde tekrar tartılmamasını öngörüyor.
Türkiye gibi ihracata dayalı büyüyen ve taşıma maliyeti ve süresinde sağlanacak iyileştirmelerin ülkenin toplam ticaretine önemli katkılar yapacağı bir ülke için böyle bir kolaylığın önemini anlatmama gerek olmadığını düşünüyorum.
Neyse, devam edelim...
BSEC-URTA'nın bu konuyu gündeme getirmesine paralel olarak KEİ çerçevesinde önemli sayılabilecek bir ivme sağlanmış bulunuyor.
Herşeyden evvela bu konuda IRU'nun tam siyasi ve yapılacak hazırlık çalışmaları için uzman ve maddi desteği sağlanmış durumda.
Buna ilaveten Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) da bu konuda BSEC-URTA ve IRU tarafından yapılacak projelere dahil olmaya karar verdi. Öyle ki, UNDP ve BSEC-URTA geçtiğimiz sene Kasım ayında Kişinev'de resmi bir İşbirliği Anlaşması imzaladılar.
Bütün bunlara paralel olarak BSEC-URTA Derneklerinin yürüttüğü çalışmaların da katkısıyla Arnavutluk, Ermenistan, Gürcistan, Moldova ve Romanya olası bir pilot projeye katılma kararı aldılar. Üstüne üstlük Rusya ve Ukrayna da katılma konusunda henüz bir karar netliği bulunmasa da projeyi desteklediklerini ifade ediyorlar.
Sağlanan bu olumlu havanın sonucu olarak KEİ Dışişleri Bakanları Konseyi geçtiğimiz Aralık ayında İstanbul'da yaptığı toplantısında BM Ağırlık Sertifikası'nın hayata geçirilmesine dair yol haritasını belirlemesi için bir KEİ Görev Grubu (Task Force) ihdas etmeye karar verdi.
Sözkonusu Görev Grubu, ilk toplantısını Mart ayında İstanbul'daki KEİ Uluslararası Sekreteryası'nda gerçekleştirdi ve bu projeyle ilgili olan ülkelerin bir ay içerisinde tespit edilmesi ve müteakiben IRU, UNDP ve BSEC-URTA'nın yapacağı teknik saha çalışmalarına paralel olarak yılın ikinci yarısında bir yol haritası ve eylem planı oluşturulmasına karar verdi.
Buraya kadar anlattıklarımın hepinizi mutlu ettiğini ve özellikle kamyonlarımızın uluslararası yollarda önemli bazı avantajlardan artık faydalanmasının mümkün olacağını gördüğünüzü düşünüyorum.
İşte mesele tam da bu noktada...
Ağırlık Sertifikasında ağır kalıyoruz
Maalesef sizin gördüğünüzü tahmin ettiğim bu durum, henüz ilgili Türk makamları tarafından aynı netlikte görülebilmiş değil.
Nereden mi çıkarıyorum?
Çünkü bahsettiğim tüm bu uluslararası çalışmalarda ve toplantılarda Türkiye, bu konuya destek vermeyi bir kenara bırakın, sözkonusu Sertifika'nın hayata geçirilmesi konusunun bir yılı aşkın bir süredir ilgili makamlarca hala değerlendirilmekte olduğuna yönelik kaçamak bir pozisyonla durumu geçiştirmektedir.
Ençok faydalanan ülke olacağı aşikar olan Türkiye'nin bu pozisyonu ise diğer ülkeler tarafından anlaşılamadığından, ‘acaba ortada başka birşey var da göremiyorlar mı’ düşüncesiyle diğerlerini de tedirginliğe sevketmektedir.
Üstüne üstlük Türkiye, KEİ tarafından bu yıl içerisinde artık fiilen şekillenecek olan BM Ağırlık Sertifkası Pilot Projesi'ne katılacağını veya katılmayacağını da hala söyleyememektedir.
Anlaşılan odur ki, nakliyecilerin ve Türkiye dış ticaretinin genel menfaatine olan BM Ağırlık Sertifikası'nın, bizim henüz göremediğimiz bir ağırlığı Ankara'yı etkisi altına almaktadır.
Umut ediyorum ki bu belirsizlik bir an önce ortadan kalkar ve Türkiye her zaman olduğu gibi bu projede de uluslararası ticaretin ve karayolu taşımacılığının önündeki engelleri ortadan kaldırmaya çalışan bir bölgesel lider ülke olduğunu teyit eder.
Hepinize baharın artık iyiden iyiye kendisini hissettirdiği bu günlerde, güzel ve sağlıklı bir hafta dilerim. ■