Tren kazaları; kamuya önemli bir finansal ve insani maliyet olarak yansımaktadır. Bununla beraber bütün kazalar ağır yaralanma ya da ölümle sonuçlanmamaktadır. Tren kazalarında en yüksek ölüm oranına tren-yaya çarpışmalarında rastlanmaktadır. Bunun en bariz örnekleri, Kuzey Carolina, Cape Town ve Avustralya’ da görülmektedir. Yaş, cinsiyet, yüksek oranda alkol alımı, intihar, günün saatleri bu konudaki önemli göstergelerdir.
Tren-yaya kazalarının sayısını azaltmak için yapılan çeşitli çalışmalar, emniyetsiz yaya davranışlarının eğitimi ve demiryolu sahalarına yaya erişiminin kısıtlanması konularına yoğunlaşmıştır. Bununla beraber bu potansiyel çözümleri uygulanabilirliği ve etkinliği konusunda yeterli literatür araştırması bulunmamaktadır. Yeni Zelanda Arazi Ulaştırma Güvenliği Otoritesi’ ne göre 1995-1998 yılları arasında Yeni Zelanda demiryolu koridorlarında izinsiz geçişe bağlı olarak 72 kişi kaza gerçekleşmiş olup bunların 46’ sı ölümlü, 26’ sı ağır yaralanmalı kazalardır.
Bu kazalardan; 3 ölümlü ve 3 ağır yaralanmalı olarak gerçekleşenleri özellikle bir noktada yoğunlaşmıştır. Bu nokta; Waitakere City, Auckland’ teki Henderson demiryolu istasyonudur. 1992’ de çıkarılan Demiryolu Güvenliği ve Koridor Yönetimi Yasası; herhangi bir otorite olmaksızın Yeni Zelanda demiryolu koridorlarında güvenliği sağlamayı amaçlamıştır. Bu yasa; ağır para cezası ve 6 ay hapis cezasını getirmiştir. Fakat bu yasa nadiren uygulanmış olup, Henderson istasyonunda yayalar için bir üstgeçit inşa edilmiştir. Demiryolu şirketi; raylara erişimi önlemek için çitleri bakımını periyodik olarak yapmış ve uyarı levhaları yerleştirmiştir. Fakat; kısa sürede uyarı levhaları deforme edilmiş, çitler kesilmiş ve yayalar demiryolu platformu üzerinden karşı caddeye izinsiz geçişlerine devam etmişlerdir. 1998’ de Waitakere Şehir Konseyi ve ulusal demiryolu şirketi olan Tranz Rail, kamu farkındalık kampanyaları, bölgesel okullarda eğitim ve demiryolu istasyonlarında yayaların izinsiz geçişinin engellenmesini içeren bir güvenlik programı oluşturmuşlardır.
Eğitim odaklı önlemler; iki temel mantığa dayanmaktadır. İlk olarak; insanlara demiryolu hattı üzerinden geçişin hayati tehlikesinin algılatılmasına önem verilmiştir. Bu; mevcut durumda yol kazalarının azaltılması için aşırı hız ve alkol kullanımının sonuçlarını gösteren görseller ve istatistikler ile birçok medya kampanyası ile yapılmaktadır. Bununla beraber; bu gibi kampanyaların tesiri konusunda dikkate değer görüş ayrılıkları da vardır. Risk algısı üzerine yapılan araştırmalar; genç erkek sürücülerin, tehlikeli sürüşte en yüksek grup olduğunu ve sürüş dikkatinde de kadın sürücüler ve ileri yaşlardaki erkek sürücülerin gerisinde olduğunu göstermiştir. Bununla beraber; risk algısındaki bu düşüş nedensel bir faktör olup riskli davranışlarla ilgili çok net sonuçlar vermemektedir. Bununla beraber, belirli bir sürüş davranışının risk alma eğilimi ile olan ilgisi de tartışılmaktadır. Ayrıca; demiryolu güzergahındaki izinsiz geçişlerin aydınlatılmasının da bu geçişlerdeki oranı düşüreceği dikkate alınmalıdır. Yasal olmayan davranışlara, trafik güvenliği kampanyalarıyla dikkat çekilirken, bu kampanyalar sıklıkla ortaya çıkacak olan zarara ve caydırıcı önlemlere vurgu yaptığından, emniyet tedbirleri ile desteklenmeleri gerekmektedir. Mevcut kampanyalarda; demiryolu hatlarında izinsiz geçişlerle ilgili belirlenen hedef duyurulmuş, ancak hedefle ilgili uygulamalar ortaya konmamıştır. Bu nedenle; yetersiz uyarı işaretlerinden dolayı birçok insan bu geçişlerin yasal olmadığını da bilemeyebilir, dolayısıyla bunun açıklanması kısmen bir etki oluşturabilecektir.
Çalışma; Yeni Zelanda’ nın Auckland bölgesinde Waitakere City’ deki Henderson demiryolu istasyonunda gerçekleştirilmiştir. Bu istasyondan her gün 45-50 banliyö yük treni geçmekte olup değişen sayılardaki yük trenleri ise bu mahalde park etmektedir. İstasyonun güneyinde bir banliyö alışveriş alanı ve hükümet binası bulunmakta olup daha ilerisinde ise şehrin banliyö yerleşim alanları bulunmaktadır. İstasyonun kuzey, doğu ve batısında ise okullar, hafif sanayi ve yerleşim bölgeleri bulunmaktadır. İstasyonun düzeni ve çevresi Şekil 1’ de görülmektedir. İstasyon; kuzey ve güney olmak üzere iki platformdan oluşmaktadır. Her ikisi de 6 demiryolu hattından doğu yakasında olup, birbirinden 130 m mesafede ve betonarme platform ile birbirine bağlanmakta, birçok noktadan da hatta erişimi sağlayan yaya yoluna birleşmektedir. Bir yaya üst geçidi ve rampalarla doğu yakasındaki demiryolu yaya bağlantısından demiryolu koridoruna geçiş, güney platformuna en yakın girişten yaklaşık 100 m mesafedeki bir noktada, koridorun batı yakasındaki Hickory yaya yoluna bağlantı sağlanmaktadır.
Bunun dışında; demiryolu koridorunun batı yakasından platforma başka herhangi bir yasal yaya erişimi bulunmamaktadır.
Güvenlik programı; çevresel önlemler ve eğitim önlemlerinden oluşmaktadır. Çevresel önlemler; izinsiz geçişi önleyen tasarımlardır ve Hickory ile hat yakasında çitlerdeki boşlukların onarılmasını, kuzey platformunun karşısındaki Smythe yolunun bitiminde daha sağlam çitlerin kurulumunu içermektedir. Bununla beraber bir diğer önemli nokta; çalışma boyunca sabit olmayan izinsiz geçişlere göre önlem ölçüleri planlanmamıştır. Bütün üç gözlem periyodu boyunca günün değişen zaman aralıklarında Hickory kapısı açık bırakılmıştır. Kuzey platformunun karşısındaki Smythe yolunun bitimi civarındaki yeni çitlerin demir direkleri yerinden sökülmüş ve çitler kesilerek izinsiz geçişe imkan verecek yeni boşluklar oluşturulmuştur. Bununla beraber; son gözlemler ve saha çalışmasından önce yeni çitlerde açılan her bir boşluktaki demir direklere makine yağı sürülmüş ve geçişler zorlaştırılmıştır.
Saha çalışmaları; gözlemlerin 1.si ve 3.sünü takiben günün 07:00-15:00 saatleri arasında yapılmıştır. Belirli sayıdaki yerleşim birimindeki (banliyö trenleri ve istasyon mahalli, istasyondaki küçük fabrikalar ve mağazalar, yakındaki alışveriş merkezi) kişiler, bir araştırma asistanı tarafından yönlendirilmiş ve saha çalışması formu doldurulmuştur. Bölgede bulunan lisede öğretmenler, çalışma yapılan günde okulda bulunan bütün öğrencilere dağıtmıştır. Önlemlerden önce toplanan form sayısı 533, önlemlerden sonra toplanan form sayısı ise 516’ dır. Demiryolu koridorundan geçtiğini belirten insanların tamamı (gerek izinsiz geçişle, gerekse de üstgeçitten) analizde değerlendirilmiştir. Bu; demiryolu koridorlarından geçişlerle ilgili, önlem alınmadan önce 394, önlem alındıktan sonra 438 işlevsel form bulunduğu anlamına gelmektedir. Her bir araştırmadaki örneklemlerin yaklaşık yarısı öğrencilerdir. Uygulama öncesi ve sonrası araştırmaları kısmen değişiklik göstermektedir. Sorular daha çok; güvenlik ve yasa dışılık algıları, izinsiz geçiş sıklığı, üstgeçit kullanımı ve her bir geçiş yönteminin seçim sebebi üzerine yoğunlaşmaktadır.
Hepinize sağlıklı, huzurlu, başarılı ve mutlu bir hafta dilerim. ■