İstanbul’da deniz ulaşımı, boğaz geçişleri ve modal dağılım ile ilgili paylaşımlarda bulunacağım. Birçok kez değindiğimiz gibi; dengeli modal dağılım-modlar arası entegrasyon, ‘ulaşım sistemi’nin sağlıklı işlerliğinin olmazsa olmaz özelliklerindendir. Ülkemiz açısından; karayolunun; modal dağılımda dengesiz derecede yüksek bir pay edinmiş olması ve bununda kendi içerisindeki payda; ‘toplu ulaşım’ın olması gereken payı alamıyor olması, azalarak da olsa süren problemlerimizdendir. Ülkemizde ‘otomobil sahipliği’ oranları; -pay bağlamında- alabildiğine yüksektir. Bu; tüketim kültürü-alışkanlıkları, yerli üretim düzeyimiz ve on yıllardır sür git devam eden politik yönlendirmelerin bir sonucudur.
En aza indirgenmeli
Ülkemizin ekonomik kalkınma hedeflerinin, verimli çalışan ve sorunları en aza indirgenmiş bir ulaştırma sistemi ile sağlanabileceği açıktır. Bununla beraber; ekonomik kalkınma, sosyal ve kültürel kalkınmanın hem sebebi ve hem de sonucu olarak bütüncül bir yaklaşımı gerektirmektedir. Daha önceki yazılarımızda da ifade ettiğimiz üzere; her ne kadar ekonomik büyüme ulaştırma sistemi ile doğrudan ilişkili olsa da, şehirleşme ve benzeri konular nedeniyle, nicel büyümenin içini dolduracak olan nitelikli kalkınma, ulaştırma ve şehirleşme planlamasında ekonomik-sosyal-kültürel ve siyasi fazlara bütünleyici bir yaklaşım geliştirilmesi gerektiği açıktır.
Bilindiği üzere; ulaştırma-şehirleşme arasında doğrudan birbirini besleyen bir ilişki vardır. Dolayısıyla yapılacak olan istihdam yatırımlarının doğruluğunun bir sağlaması ‘ulaştırma sistemi’ üzerinden de okunabilir. Aynı şekilde ulaştırma yatırımları da doğrudan şehir gelişimini olumlu-olumsuz yönde etkileyecektir. Burada da; her zaman ifade ettiğimiz üzere en genel anlamda ‘planlama’ konusu öne çıkmaktadır. Entegrasyon, koordinasyon ve organizasyon, nitelikli bir planlamanın bileşenleridir. Bu anlamda; ülkemizde genel olarak uzun bir süre ‘planlama eksikliği’ önemli bir problemi teşkil etmiş olup, son dönemlerde bu konunun telafisi anlamında çeşitli çalışmalar yapıldığı bilinmektedir. Dolayısıyla, yapılacak yatırımların niceliği ne kadar büyük olursa olsun, eğer çoklu bakış açısına, planlamaya ve entegrist bir yaklaşıma sahip değilse, bu yatırımlardan aynı oranda bir verim alınamayacak ve yeni problemler oluşacaktır.
Dengeli modal dağılım
İstanbul özelinde konuya baktığımızda, son yıllarda ‘modlararası entegrasyon ve dengeli modal dağılım’ konularında iyileştirici çalışmalar yapıldığı bilinmektedir. Ancak buna karşın henüz istenilen seviyeye gelinememiş olup, genel anlamda orta ve uzun vadeli hedefler kapsamında nispeten iyileştirmeler gerçekleştirilebilmektedir. Bunları örneklendirmek gerekirse; yapılan metro yatırımları genel anlamda bahsini ettiğimiz konularda bir iyileştirmeye işaret etmektedir, ancak bunun yanı sıra kentiçi deniz ulaşımında istenen seviyeye gelinememesi, tam tersine modal dağılımda deniz ulaşımının payının düşmesi göze çarpmaktadır. İstanbul gibi kendine has bir içsuyolu olan ve denizle iç içe olan bir şehirde, ulaştırmada denizyolundan faydalanılamaması ve modal dağılımda denizyolunun ancak yüzde 1,5’lar seviyesinde yer alması düşünülemez. Burada; İstanbul’un çok yönlü ve çok merkezli olarak sürekli büyümesi, bu çerçevede şehrin birçok bölgesinin karasal bir alanda büyümesi gerçekliği elbette ki göz önünde bulundurulmalıdır.
Metro yatırımları
İstanbul’da modal dağılıma bakıldığında, metroya yapılan yatırımlarla kentiçi ulaşımda demiryolunun payı yüzde 30’lara ve üstüne çıkartılabilir, denizyolu için ise İstanbul’daki modal payda olması gereken oran yüzde 20’lerdir. Bu çerçevede, İstanbul’un ulaştırma sisteminde modal dağılım planlamaları yapılmalı, tüketim kültürünü destekleyici oluşumların ve kararların, İstanbul’da dengeli modal dağılımı olumsuz yönde etkileyeceği dikkate alınmalıdır. Bu çerçevede kablolu sistem yatırımları için öncelenmiş olan Çamlıca-Altunizade-Zincirlikuyu-Mecidiyeköy teleferik hattı ilerleyen süreçte Boğaza paralel düşünülen kısa ve uzun mesafeli teleferik hatları, İstanbul’un belirli bölgelerdeki şehir gelişimleri göz önünde bulundurularak tasarlanmış hatlar olarak göze çarpmakta, birçok farklı ulaştırma türünün bir araya geldiği-geleceği transfer (aktarma) merkezleri ise bulunduğu bölgenin gelişimini radikal bir şekilde etkileyecektir.
Ana istasyonlar
Bu çerçevede; öncelikle 1.Boğaz Köprüsünün inşası ile birlikte gelişim süreci hızlanan Altunizade’nin, metrobüs hattındaki ana istasyonlardan birine dönüşmesi paralelinde, yapılan yatırımlarla değerini ve merkezi konumunu güçlendirdiği görülmektedir. Takibinde; inşaatına yakın bir geçmişte başlanan ve hızla devam eden, 2017’de bitirilmesi öngörülen Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy-Sancaktepe Metro Hattı’ nın ana istasyonlarından biri de yine Altunizade olacaktır. Ayrıca; asrın projesi olarak görülen ve en genel ölçekte Pekin-Londra kesintisiz demiryolu hattının önemli bileşenlerinden biri olacak olan Marmaray projesinin iki yakasının çok yakın bir tarihte açılmasıyla beraber, Altunizade; projenin iki ana aktarma merkezinden birine ev sahipliği yapacak olan Üsküdar’a da yakınlığı nedeniyle, bu yatırımdan doğrudan etkilenecektir. Yine; Üsküdar-Altunizade-Çamlıca-Ümraniye hattında yapılmakta olan yatırımlardan biri olan ve basında sıkça tartışılmış olan ‘Çamlıca Camii’ ve çevresini kapsayan proje ile ana bağlantıyı tesis edecek olan teleferik projesi söz konusudur. Bu teleferik projesinin de ana istasyonlarından birisi Altunizade olacaktır. Dolayısıyla; gerek karayolu Boğaz Köprüsü geçişi, gerek metrobüs, gerek metro, gerek Marmaray projesi ve gerekse de teleferik hattının toplandığı ve dağıldığı bir alan, Altunizade’ nin merkeziliğinde tesis edilmiş olacaktır.
Diğer merkezler…
Benzer şekilde; uzun bir süre Anadolu yakasının merkezi bir konumunda yer alan Kadıköy ilçesi bugün itibariyle ulaşmış olduğu yaklaşık bir milyon nüfusluk çekim alanıyla önemli ulaştırma-şehirleşme yatırımlarıyla kendi içerisinde bir yenilenme sürecini yaşamaktadır. Bu çerçevede komşuluğundaki Üsküdar-Acıbadem-Altunizade-Çamlıca hattının gelişim süreciyle beraber, Ataşehir ve Çekmeköy’de yapılan yatırımlar ile Pendik in hızlı gelişiminin merkezinde yer alan Kadıköy’de kamuoyunda sıkça tartışılmakta olan önemli projelerle gündeme gelmektedir. Bu çerçevede geçtiğimiz yıl hizmete açılan ve bugün itibariyle sistemi oturmuş olan Kadıköy-Kartal metro hattı, yerleşim için önemli bir fonksiyonu icra etmektedir. Yine; geçtiğimiz yıllarda metrobüsün işletime girmesiyle birlikte, Kadıköy Söğütlüçeşme ana istasyonlardan birini teşkil etmektedir. Bununla beraber bir sahil yerleşimi olan Kadıköy; deniz ulaşımı işletiminin de gerçekleştiği bir yerdir. Kadıköy’de, geçmiş yıllarda hizmete alınan İDO’nun süreç içerisinde olumlu gelişimiyle Kadıköy-Bakırköy hattı başta olmak üzere birçok hat Kadıköy merkezliğinde verimli bir işletim sergilemektedir. Özellikle Kadıköy-Bakırköy hattı oldukça işlevsel çalışmaktadır. Bununla beraber, Kadıköy; gerek Marmaray’dan ve gerekse de inşasına yakın bir dönemde işletime alınan Avrasya Tünelinden doğrudan ve önemli ölçekte etkilenecektir.
Hepinize sağlıklı, huzurlu, mutlu ve başarılı bir hafta dilerim. ■