Bu kez verimli çalışan ulaştırma sistemlerinde kayda değer bir pay edinmeye başlayan kablolu sistem uygulamalarına değinelim.
Dengeli modal dağılım ve modlar arası entegrasyonun, verimli bir ulaştırma sisteminin ön koşulları olduğu söylenebilir. Ülkemizde de İstanbul başta olmak üzere ulaştırma sistemimizde modlar arası dengesiz dağılım ve entegrasyon eksiklikleri kaynaklı yıllara yayılı problemler olduğu bilinmekte olup bunun ise temelinde planlama aksaklıkları ve disiplinler arası kopukluk yer almaktadır. Ülkemizde bilindiği üzere uzun yıllar karayolu ulaştırma modunun hem kentiçi ve hem de kentler arası ulaşımında yüzde 90’ın üzerinde bir ağırlığı bulunmakta olup son yıllarda bunun dengelenmesi adına önemli planlama ve yatırım çalışmaları gerçekleştirilmiş, nispeten de sonuçlar alınmaya başlanmıştır.
Bu çerçevede İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerde ve ülkede sathında raylı sistem yatırımları ve havayolu sektörüne yatırımlar yapılagelmektedir. Bu anlamda ülkemizde kablolu sistemler başta olmak üzere alternatif ulaştırma modlarının geliştirilmesi önem taşımaktadır.
İstanbul’da ulaşım sorunu
İstanbul Metropoliten Alanı; Türkiye Cumhuriyeti’nin batısında yer alır, Boğaziçi’nin iki tarafındaki Avrupa (Trakya bölgesi) ve Asya (Anadolu bölgesi) kıtalarını birbirine bağlar. Yüksek nüfus artışı ve otomobil sayısındaki artışın sinerjisine bağlı olarak; şehirdeki trafik talebi hızla artmakta, trafik sıkışıklığı iki Boğaz köprüsü vasıtasıyla kronik bir hal alarak şehir boyunca ve dışına taşmaktadır. Bu; seyahat süresinde önemli kayıplar, trafik kaza kayıplarında artış, park yetersizliği, hava kirliliği vb. gibi birçok ciddi götürülere neden olmaktadır.
Şu anda; şehirde demiryolları, tramvay, metrobüs, otobüs, feribot gibi birçok ulaşım modu işletilmektedir. Özellikle son on yıllık periyotta; yatırımlar -özellikle Avrupa yakasında- ağırlıklı olarak demiryollarına kaymıştır. Buna rağmen işletimdeki km’ler halen talebi karşılamaktan uzaktır ve ulaşım modları arası transfer merkezleri yetersizliği sebebiyle işlevsel değildirler, bu yüzden yolcu sayısındaki artış düşük düzeylerdedir.
Talep tahmini
Hazırlık Aşamasındaki Demiryolu Projeleri
Talep tahmini bir Ulaştırma Projesinde en temel ögedir ve ulaştırma sistemi seçimi ile proje boyutlarında karar kılınmasında anahtar konudur. Proje karlılığını sağlamak için; taleple açık bir şekilde örtüşen bir plan yapmak ve lüzumsuz yatırımdan kaçınmak gereklidir. İstanbul’da, çeşitli yolcu-seyahat araştırmaları yürütülmüştür ve talep tahmini için yeterli temel bilgi toplanmıştır. Bu bilginin iyi kullanımı ve projeksiyona yansıtılması gereklidir.
Kentsel alan görünümü
Monoray; 7-10 metrelik bir ray kirişi üzerinde cadde boyunca ilerler ve aynı kotta inşa edilir. Monoray; dar cadde boyunca ilerlediğinde -günışığına engel olma ve hattı iki yakasında kasvetli bir görünüm- gibi bazı olumsuz etkilere sebep olabilir. Bu olumsuz etkileri azaltmak için; monoray elemanlarının -mevcut kentsel alan görünümüyle harmonizasyonu ve kentsel çevre atmosferinin korunumu- çok önemlidir.
Yol kenarı düzenlemeleri
Ulaşım rahatlığı; sektörel olarak gelişecek olmasına karşın insanlar monoray kaynaklı gürültü ve titreşimden korkabilirler. Bununla beraber çelik tekerlek ve raylarla çalışan kotlu demiryollarından oldukça farklı olarak, monoraylar lastik tekerlek donanımlıdır ve bu tür problemler en aza indirilerek insanları can sıkıcı boyutlarda rahatsız etmesinin önüne geçilir.
Depreme dayanıklı düzenli projeler
1999 Marmara Depreminden bilindiği gibi; Türkiye, Japonya gibi deprem eğilimli bir ülkedir. Bu nedenle; her yapı ve işletme için yeterli deprem dayanıklılığının sağlanması önemlidir. Monoray tren dizisi hiçbir zaman deprem sebebiyle raydan çıkmaz. Bununla beraber, şiddetli bir yakın civar depremine bağlı olarak kiriş yapılarda oluşacak hasar, geçiş halindeki trenler için tehlikeli bir durumdur. Buna bağlı olarak; ilk öncelik iyi bir deprem dayanımının sağlanmasıdır. Diğer taraftan; düzenli alan tasarımı ve gereksiz yatırımlardan kaçınarak projede mümkün olduğunca tasarruf sağlamak gereklidir.
Monoray ve mevcut otobüs güzergahları arasında daha iyi bir koordinasyon sağlamak, otobüs güzergahları entegrasyonu, yer değiştirmesi ve iptali için; kullanıcının bakış açısı ve yolcu sayısı sınanmalıdır. Dizi işletimi, altyapı bakımı, işletme ve depolama, uygun hizmet düzeyi vs. gibi çeşitli ögelerin dikkatli hazırlanması; yeni oluşturulan sistemin tam kapasite çalışma imkanını sağlar.
Yapım Fazındaki Konular
a. Monoray sistemi; cadde merkezleri kotu boyunca inşa edildiğinde; birçok ölçüt -yapım fazı boyunca- başta kavşak kesişimleri olmak üzere trafik akışını sağlamayı gözetecek şekilde alınmalıdır.
b. Monorayın; dar sokak geçişlerinde arazi kazanımı ve ana istasyon alanlarından geçişlerinde de ulaşım modları arası geçiş ve yolcu hizmet sunum işletmelerinin yapılması birer gerekliliktir. Projenin baştan sona düzenli yürüyebilmesi için; bütün paydaşları için olan yeni bir yerel müzakere komitesi oluşturulmalı ve istasyon alanları ile çevrelerindeki gelecek gelişimleri birçok farklı kulvardan insanın bakış açısıyla; avantajlı ve dezavantajlı yönleri ile ele alınmalıdır.
İstihdam da Sağlayacaktır
Türkiye’nin ekonomik ve politik olarak önemli bir bölgesi olan İstanbul’un; ekonomik potansiyelini arttırarak daha yüksek milli gelir ve yerel ekonomide daha çok iş fırsatları sağlaması beklenmektedir. Ayrıca; İstanbul’un; Türkiye’nin mevcut düşük üretim kapasiteli ve emek yoğun ihracat ürünleri temelli imalat endüstrisinde bir dönüşüme liderlik etmesi ve ‘yüksek değerlerde sonuç veren teknoloji yoğunluklu üretime’ taşıması gerekmektedir. Bununla beraber; İstanbul’un mevcut gözlemlenmiş koşulları altında Kent Yapısı ve Kent Ulaşım Sistemi gelişimi bağlamında hatırı sayılır derecede problemler mevcuttur. Topolojik yerleşiminden dolayı, başka bir deyişle; Boğaziçi’nin engebeli arazisinden dolayı tarihsel olarak da; konutlanmanın düzenli dağılımı ve etkili ulaşım ağı hatlarının gelişimini sağlamak zor olmuştur. Bu faktörler; İstanbul’da trafik durumu hatırı sayılır derecede etkilemiş ve hemen hemen bütün metropoliten bölgesinde görülen kronik trafik sıkışıklığı ile sonuçlanmıştır. Ayrıca; ‘asgari gelir’ deki artış sebebiyle araç sahipliğindeki gelişimden dolayı, İstanbul’da trafik koşulları daha da ağırlaşacağa benzemektedir.
Monorayla ilgili paylaşımlarımda ilgili çalışmada emeği geçen asistanım Mehmet Çağrı Kızıltaş’ a teşekkür ederim. Hepinize sağlıklı huzurlu mutlu bir hafta dilerim. ■