Mercedes, güvenli bir araçtı. Bedelinin karşılığını, tüketiciye fazlasıyla veriyordu. O bakımdan biz Has Ailesi olarak Mercedes’in Türkiye’ye getirilmesinde öncü rol üstlenmekten dolayı iftihar ediyoruz.
Can Has
Otomarsan Eski Yönetim Kurulu Üyesi
Kadir Has Vakfı
Mütevelli Heyet Başkanı
Mercedes, benim yaşantımda iz bırakmış bulunan çok güzel bir öyküdür. Rahmetli Babam Kadir Has Beyefendi, Otomarsan’ın kuruluşuna ortak olarak katılmış. Yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra, bu yarışın içerisine beni de dahil etti. O günler, çok heyecanlı günlerdi.
Düşünebiliyor musunuz, dünya devi bir otomotiv markası, Türkiye’de üretim yapıyordu. Mercedes, Türkiye’ye gelmeden önce, karayollarında yolcu taşımacılığı çok ilkel otobüslerle, çoğunlukla da kamyonlarla yapılmaktaydı. Piyasadaki otobüsler, sıradan atölyelerde imal edilen karoserler ve kamyon kasalarından oluşurdu.
Türkiye, 1960’lı yıllardan itibaren adım adım da olsa sanayileşmeye başlıyor, bu işe önce montaj sanayi ile giriyordu. Türk bürokrasisi, o tarihte çok tutucu idi. Özel sektör, henüz kendisinden beklenen rolü üstlenememişti. Yabancı sermaye ise, masal gibi geliyordu.
Ülkemizde, Avrupa görmüş insan sayısı da parmakla gösterilecek kadar azdı. Zaten, televizyonla da 1968 yılının Ocak ayında tanışmıştık. Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş sancıları çekiyorduk. Kırsal kesimin insanlarından bir kısmı “Tası toprağı altın” dedikleri İstanbul’a hücum ediyor, bir kısmı da Almanya’ya gitmek için fırsat kolluyordu.
İşte böyle bir ortamda, Mercedes, İstanbul’da otobüs kasası imal etmek teşebbüste bulunmuştu. O teşebbüsün Türkiye’deki aktörü, merhum Dr. İzzet İmre Bey’di. Babam merhum Kadir Has, Mercedes öyküsünü anlatırken, İzzet Bey’den daima övgüyle söz ederdi.
Otomorsan, Almanların yanı sıra, iki tür ortakla kuruldu. Bu ortaklardan birisi Mengerler firması, diğeri de Has Otomotiv’di. Has Otomotiv Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi’nde genel müdür yardımcısı olarak görev yapıyordum. Aynı zamanda Otomarsan’ın da yönetim kurulu üyesiydim. Rahmetli babam Kadir Bey, diğer ortaklarıyla birlikte dönüşümlü olarak yönetim kurulu başkanı ve yönetim kurulu üyesi olarak işin başında bulunuyordu.
Babam Kadir Bey, Mercedes otobüslerini ülkemizde imal eden Otomarsan firmasının kuruluş ve faaliyetlerini şöyle anlatırdı: “1964 yılında, dünya devi Coca Cola’yı Türkiye’ye getirdim. O teşebbüsüm, benim için daima bir gurur kaynağı olmuştur. Bir süre sonra, bu teşebbüsten kendi rızamla ayrılıp, hisselerimi kardeşim Kemal Has’a devrettim. Onun başarılı olmasını istiyordum.
Coca Cola ile evliliğimizi bitirdikten sonra, yeni arayışlara giriştim. Bu arada, çalışma arkadaşlarım Mercedes’in Türkiye’ye gelmek istediğini söylediler. Ben de, ‘araştırın bakalım.’ talimatını verdim. O yıllarda, Almanya, Berlin Duvarı ile ikiye ayrılmış, ünlü Mercedes fabrikası da, Batı Almanya sınırları içindeydi. Bu fabrikanın ürünleri, dünyada büyük pazar bulmuş ve markası, çok iyi isim yapmıştı.
Mengerler firması, Mercedes’i, Türkiye’de uzun yıllar mümessil sıfatıyla temsil etmiş, 60’lı yılların başında da ülkemizde üretim kararı alınmıştı. Ancak, finans sorunları çıkınca Almanlar, Türkiye’den ortak aramaya başlamışlar. Doğal olarak Mengerler firması Türkiye’deki ortaklardan birisi oluyordu. İkinci ortaklık için Genoto’nun sahibi Arif Bey’le görüşmeler yapılmış, hatta el sıkışılmış. Ancak, Arif Bey tereddüt edince, bana davet geldi.
Davete icabet için, Almanya’ya giderken, iyi bir dosya hazırlamıştım. Mercedes yöneticileriyle Batı Almanya’nın Stuttgart şehrinde bir araya geldik. Çok heyecanlıydım. Oysa Türkiye’deki çoğu arkadaşım ‘Dikkatli ol, bu heveslendiğin iş, büyük iş. Seni iflasa dahi sürükleyebilir.’ Demişlerdi. Kendimden emindim. Almanya’ya, ‘Hem bu işi alacağım, hem de başaracağım.’ Diyerek gitmiştim.
Stuttgart’ta müzakere masasına oturunca, Coca Cola Teşebbüsümü Almanlara anlattım. Merak ve heyecanla dinlediler. Sonra yönetim kurulu başkanları, bana aynen şunları söyledi: ‘Herr. Has, Coca Cola’yı devrettiğinize hiç üzülmeyin, çünkü onu şişe şişe satıyordunuz. Hâlbuki on binlerce şişeden kazanacağınız parayı, bir otobüsten kazanmanız mümkün.’
Mercedes otobüslerinin imalatını İstanbul’da başlattık. Böylelikle, Türk yolcusunu medeni bir araçla tanıştırdık ve onun hizmetine sunduk. O bakımdan, büyük hizmet yaptığımız inancıyla Mercedes’le geçen yıllarımdan dolayı gurur ve mutluluk duyuyorum.”
***
Evet, rahmetli babamın Mercedes öyküsü, özetle böyleydi. Gençlik yıllarımda Mercedes bünyesinde çalışırken, zaman bize kâfi gelmiyordu. Has Otomotiv olarak bir yandan üretim, bir yandan da pazarlama ve servis hizmetleri için koşturuyorduk.
Babam, Otomarsan’ın gelişmesi ve büyümesi için büyük çaba harcadı. Otomarsan, İstanbul Topkapı’da önce otobüs kasası yaptı, sonra da tamamını… Babam Kadir Bey, bununla da yetinmedi; Aksaray’da motor ve kamyon imalatı için çok çaba harcadı. Onda da muvaffak olunca, elveda dedi.
Aradan 40 yıl geçti. Mercedes, Türkiye’yi çok sevdi, türk insanı da Mercedes’i… çünkü Mercedes, güvenli bir araçtı. Bedelinin karşılığını, tüketiciye fazlasıyla veriyordu. O bakımdan biz Has Ailesi olarak mercedes’in Türkiye’ye getirilmesinde öncü rolü üstlenmekten dolayı daima iftihar ediyoruz.