Sayın Cumhurbaşkanımız Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, bir dünya liderine yakışacak ölçüde ciddi bir uyarı yaptı… Ortadoğu ve dünyada oynanan oyunla ilgili verdiği mesaj çok anlamlıydı. Dünyanın beşten büyük olduğunu, Birleşmiş Milletlerin yapısını, mevcut halinin ne kadar yanlış olduğunu, nasıl olması gerektiğini dünyaya öğretti. Cesur bir şekilde gündeme getirdi. Bütün dünyaya siyaset ve insanlık dersi verdi. Ben böyle bir Cumhurbaşkanımız olduğu için gurur duydum. Yıllardır bunu gündeme getirmeyenlerin utanması gereken konuydu bu. İşte lider böyle olunur.
Artık çarklar dönmüyor
22 Eylül Perşembe günü İstanbul Ticaret Odası’nda birçok konu gündeme geldi, ama en önemlilerinden birisi sigorta idi. Zorunlu Trafik Sigortası konusunda Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, bir açıklama yaparak, “Tüm sigorta şirketleri fiyatları bir portal halinde internet sitesinde yer alacak ve rekabet ortamı yaratılacak” dedi. Ama bu yeterli değil. Otobüslerin birçoğu yatıyor. İş yok, güç yok. Bu araçlar yola gitmediği halde Motorlu Taşıtlar Vergisi ve Zorunlu Trafik Sigortası ödüyor. Bu araçların kayıttan düşürülmesi ve buna yönelik işlemlerin kolaylaştırılması gerekiyor. Bu işlemlerin bedelsiz yapılmasına müsaade edilmesi ve bu vergilerin de ödenmemesi lazım. Çünkü artık çarklar dönmüyor. İstihdam giderek daralıyor. İnsanları işten çıkarmak çözüm değil. Mutlaka bir çözüm üretilmesi gerekiyor.
Gelecekten kaygılıyız
Sosyal güvenlik vergilerinin bir kısmının bir süre devlet tarafından ödenmesi, borçların faizsiz ertelenmesi sağlanabilir. Yoksa otobüsler işsiz, kaptanlar işsiz kalacak. Sıkıntı giderek büyüyor. Biz felaket tellalı olmak istemiyoruz, ama görünen köy de kılavuz istemiyor. Turist gelmiyor, çarklar dönmüyor. İnsanlar mutsuz, umutsuz, gelecekten kaygılı. 2017 inşallah iyi bir yıl olur. Temennimiz o, ama zorluklar giderek büyüyor. Dış siyasette ülkemiz sıkıntı yaşıyor. Allah siyasetçilerimize kolaylık versin. Ortadoğu’da oynanan oyun bizi tamamen içine çekti. Ekonominin çarklarının dönmesini sağlamamız, istihdamı arttırmamız, işsizliği azaltmamız lazım. Bunun için de herkesin elini taşın altına koyması ve devletin de bizim sesimize kulak vermesi lazım.
Motorlu Taşıtlar Vergisi
Akaryakıtın üzerine sabit vergi olarak yine 20 kuruş geldi. Dünya piyasalarında akaryakıt ucuzlarken bizde niye pahalanıyor, bunun hesabının sorulması gerekiyor. Bütçe fazla veriyor ama bizler sürünüyoruz. Bundan şu sonuç çıkıyor: zengin devlet, fakir millet olmaz. Onun için ticaretin, siyaset tarafından mutlaka koruma altına alınması lazım, vergilerde adaletin sağlanması lazım. Dolaylı vergilerin bu kadar yüksek olmaması lazım. Motorlu Taşıtlar Vergisinin ticari araçlardan kesinlikle kaldırılması gerekiyor. Tekstil makineleri için vergi verilmezken, ticari araçlar için niye biz her sene vergi veriyoruz? Özel taşıtlardan alınabilir, ama toplu taşıma araçlarından Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin mutlaka kaldırılması gerekiyor. Yoksa çarklar dönmüyor.
Sigortaya taban fiyat
Türkiye’de yüzde 25’e yakın sigortasız araç var. Zorunlu sigortanın maliyeti, kaskonun maliyetini aştı. Bundan 5 sene öncesine göre 5 kat arttı. Biz yabancı sigorta şirketlerini baklava, börek ile davet etmedik ülkemize ama geldiler… Kendi ülkelerinde rekabet ederken burada zorunlu trafik sigortasını istedikleri gibi artırıyorlar. Bakanın fiyatları portal üzerinden yayınlayacağız, rekabet ettireceğiz demesi, bizim ne kadar haklı olduğumuzun göstergesi. Bence taban ücret yayınlanması ve bu fiyatın da makul olması lazım. Bugün dolaylı ve dolaysız olarak kazaya karışıyorsun, ertesi sene iki kat fiyat. Öyleyse ben sigorta yaptırmayayım. Keyfi sigorta değil ki, zorunlu. Evet, sürekli kaza yapan, riski yüksek kişilerin maliyeti yüksek olsun. Hiç kaza yapmayanlar da kaza yapanların bedelini ödüyorlar. Biz, İTO’da, sigortacılarla zümre toplantısı yapılması talebinde bulunduk. Şunu çok iyi bilmemiz gerekiyor; kayıt dışılık artıyor, motorlu taşıtlar vergisini ödemeyen taşıt sayısı artıyor. Yolu paylaştığımız unsurlarla risk yaşıyoruz. Ulaşım sistemi giderek çöküyor. Karayolu yolcu ve yük taşımacılığı bu ülkede kaderdir ve uzun yıllar da devam edecektir. Ulaşımın bu anlayışla yönetilmesi gerekiyor. Ulaşım sistemindeki sorunların çözüm yollarının görüşüleceği bir şura talebimiz sürüyor.
Milletin köprüsü olsun
Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün otobüslere zorunlu olması ile ilgili çözüm için bekliyoruz. İnanıyorum ki talebimiz yakın bir zamanda Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın gündemine gelecektir. Yavuz Sultan Selim Köprüsü İstanbul halkına eziyet için değil, halkın refahı için yapılmıştır. Bu bizleri mutlu etmiştir, ülkemiz bir eser kazanmıştır. Yavuz Sultan Selim Köprüsü otobüsle seyahat edenler için eziyete, sektörümüz için ise maliyete dönüşmüştür. Biz, kamyonlar 3’üncü köprüye gidecek, bizim için bir rahatlama olacak derken bu noktaya gelinmesi bizleri üzüyor. Sıkıntımızı Sayın Bakan’a aktardık.
Cezayı göze alarak…
Bayramda seferlerimizi tam anlamıyla yapamadık. Otobüsler cezayı göze alıp, ikinci köprüyü kullanmak zorunda kaldı. Zamandan kazandı çünkü. İstanbul’un transit trafiği yüzde 8’i geçmez. Ben otobüsleri 3’üncü köprüye zorlamanın anlamı olduğuna inanmıyorum. Devlet, işletmeciye bu köprünün parasını ödeyecek; “ben bunu İstanbul halkına vergi olarak yansıtıyorum, parasını da sana ödüyorum” diyebilir. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün müteahhidin değil, milletin köprüsü olmasını istiyoruz.
Büyük firmaların aklını başına toplaması lazım. Marmara Denizi’ni İDO ile konuşarak daha yoğun kullanabiliriz. Yolcu hareketliliğinin yüzde 40’ı Marmara Denizi etrafında gerçekleşiyor. İki yakadaki yolcuları transfer ederek seyahat ettirmek mümkün. Ro-ro seferleri başlatmamız lazım. Bu konuda çalışmalarımız var.
Turizm camiasının başı sağ olsun
Turizm sektörünün çok önemli duayenlerinden birini kaybettik. Aydın Opçin çok iyi dostumuz, abimizdi. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun. ■