‘Akıllı Şehirler’ konusu hizmet parametreleri ile doğrudan bağlantılı olup Elektronik-Yazılım-Ulaştırma-Endüstri-Makina Mühendisleri’ni bir araya getirecek bir arka plana sahiptir. Bu anlamda Akademi-Piyasa Entegrasyonu, Teori-Uygulama Entegrasyonu ve benzeri birçok sosyolojik-felsefi-teknik entegrasyon anlamında içeriği doldurulabilecek bir geniş alanı ifade eder. Bu anlamda; caddelerden mahallere, ilçelerden yörelere geniş bir okuma ve yeniden yapılanma fırsatlarını barındırır. Aslında; Batının ve son dönemlerde Uzak Asya’nın öncülüğünü yaptığı teknik gelişmelerin ‘imkanları’nın salt okunurluğunun bizim olan bir ‘perspektif’ ile birleştirilip gerçek bir yeniden yapılanma ihtimalini ortaya koyar.
Sentez oluşturmalıyız
Modern ve Post Modern Süreçler’in iyi okunması, geleneksel olarak son iki yüzyıldır farklı toplumsal kesimlerce sürekli olarak bir şekilde dile getirilmekte olan ‘Batı’nın iyi yönlerini alacağız, yanlış yönlerini almayacağız ve buradan bir sentez oluşturacağız’ söyleminin ciddi bir değerlendirmeye tabi tutulmasını beraberinde getirecektir. Zira; dahil olalım ya da olmayalım, Batının Felsefi-Sosyolojik Hikayesini çok algılamalıyız. Bu; karşımızdaki muhatabımızı tanımamızı beraberinde getirecektir. Tarihi tecrübeye baktığımızda, hiçbir dönemde Hayatın tamamıyla Doğu-Batı, Kuzey-Güney olarak birbirinden tamamen kopuk bloklar halinde süregeldiği bir gerçekliğin olmadığını gösterir. Elbette ki özgünlükler mevcuttur, ama bir şekilde birbirini sürekli iten-çeken-etkileşen-aşan toplum-medeniyet ilişkilerinin olduğu bir vakıadır. Öyle ki; Batının ortaya koyduğu ve bir şekilde olumlu-olumsuz argümanlarla gönüllü-gönülsüz bütün coğrafyaları sürüklediği tecrübe; bir hikayeye ve arka plana sahiptir. Bu hikayede; Batının toplumsal-teknik-kültürel ‘karanlık çağları’nda, Endülüs, Selçuklu ve benzeri medeniyet tecrübelerimizi çok iyi okuduğu bir gerçektir. Bu okumaların doğru ya da yanlışlığı ayrı olmakla beraber, bütün bunları takiben Batının tarihin belli bir döneminde bu okumalardan çıkardıkları ile belirli bir aşama kaydettiği görülmektedir.
Ekonomik felsefi yaklaşım
Zira İslam Medeniyeti; farklı yüzyıllarda karşılaştığı Çin, Hint, Asya, Pers, Roma, Helen, Mısır medeniyetlerinden yaptığı okumalarla onlarla sadece askeri anlamda değil siyasi-kültürel-ekonomik-felsefi bir yüzleşme yaşamış ve onları aşarak, bir aşkınlık sürecinde kendi olgunluğunu ortaya koyarak Abbasi, Endülüs, Safevi, Selçuklu ve Osmanlı örneklerini sunmuştur. Hal böyle iken; diğer taraftan Batının son yüzyıldaki teknik-ekonomik üstünlüğünün ağırlık merkezinin Uzak Asya ve Güney Asya’ya doğru tedrici olarak kaydığı bir zamanı yaşamaktayız. Batının felsefesi yeni bir krizle karşı karşıya olup, ‘çok kültürlülük’ esası önemli ölçüde yaralanmıştır. Burada; Batının hangi dönemde hangi teknik gelişmeyi hangi gereksinim ve hangi dünya görüşü(mantık) ile realize ettiği önemli bir başlık ve sorular bütünü olmakla beraber, aynı zamanda bu yeni süreç ‘Teknik Gelişmeleri’ daha iyi okumamız, daha rafine olarak algılayıp değerlendirebilmemiz ve bunu kendi perspektifimizle ile bütünleştirip kendi akıl yatağımıza mal etmemiz için, son iki asırda hiç olmadığı kadar önemli fırsatları önümüze çıkartacak tarihi bir dönemeci ifade etmektedir.
Kaynaklardan yararlanma
Daha önce belirttiğimiz gibi ‘2023 Dünyanın En Büyük 10 Ekonomisi’ arasına girme hedefi; Planlama ve Ulaşım Sorunları’nı çözmekten, minimize etmekten ve bu argümanları en aktif şekilde kullanmaktan geçer. Bu argümanların maksimum kullanımı ise; Entegrasyon, Enerji Verimliliği, Alternatif Enerji konularıyla yakından ilintilidir. Bütün bu bağlamın merkezin bir yerde de ‘Akıllı Ulaşım ve Akıllı Şehirler’ kavramı vardır. Ülkemiz; Alternatif Enerji yönünden zengin ve bakir bir ülkedir. Günümüz itibariyle, kaynaklarımızdan maksimum düzeyde faydalanabilme noktasında değiliz, fakat 2023 Vizyonu çerçevesinde, bu kaynaklarımızın kullanımının maksimizasyonu yönünden bir ivmelenme sürecine girmemiz gerekmektedir. Ulaşımda nasıl ki çok modlu ve intermodal entegrasyonlu bir yapıya vurgu yapıyorsak, ‘Enerji’ başlığınıda bundan bağımsız düşünemeyiz. Öyle ki; Enerji Kaynaklarını alabildiğine çeşitlendirmeli, bunlar arasındaki uyum ve verimi yükseltmeli, lojistiğin desteğini bu alana sunarak en uygun mevsim en uygun yöre ve en uygun şartlarda ‘en uygun enerji çeşidi’nin temini üzerine çalışmalar ortaya koymak durumundayız. Bunun; anladığımız anlamda basit temel bir açıklaması yoktur, zira sözgelimi bir alternatif enerji kaynağı; farklı iklim koşulları farklı yöreler farklı aylarda maksimum verimi verebilecek şekilde, ekonomik optimizasyon koşullarına göre ‘verimlendirilebilir’.
Modlar arası taşımacılık…
Alternatif Enerji ve Yenilenebilir Enerji’nin yük taşımacılığndan yolcu taşımacılığına, demiryollarından denizyollarına, karayollarından havayollarına ve iç suyollarına, kentiçi ulaşımdan kentlerarası ulaşıma, toplu taşımadan bireysel ulaşıma, trafik denetim ve yönetişiminden güvenlik konularına, temel hizmet parametrelerinden stratejik planlamalara kadar çok geniş bir alanda ‘sürdürülebilir kalkınma’ eksenli etkinlik ve verimlilik alanı söz konusudur. ‘Enerji’ başlığı Avrupa ve ABD başta olmak üzere, son çeyrek yüzyıldır ciddi şekilde gündemdedir ve geniş bir çalışma alanını ihtiva eder. Bunun en esaslı sebebi ‘sürdürülebilir kalkınma’ kaygılarıdır. Bugün dünyanın hangi aktörü olursa olsun ve dünyaya bakış açısı ne olursa olsun, ‘Yüksek Derece Kapitalizm’in bütünüyle etkinlik alanına girmiş her taraf; ‘sürdürülebilir kalkınma’ başlığının hayatiliğinin farkına varmış ve bunun sosyal-ekonomik-teknik arka planlarının olduğunu bizzat toplumsal olarak tecrübe etmiş ya da etmektedir.
Hepinize sağlıklı, huzurlu, mutlu ve başarılı haftalar dilerim. ■