2013-03-12 12:06:51

Türkiye’nin Coğrafi Önemi ve Kalkınma Ajansları-3

Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı

mustafa.ilicali@bahcesehir.edu.tr 12 Mart 2013, 12:06

Dünya ticaretinin tarihsel gelişimine baktığımızda İpek Yolu’nun kendini gösterdiği 600 yıl öncesine kadar gidilebilir. 1400-1800 arasında büyük çaplı ticaret akımlarının varlığına tanık olunmuştur. Çin, Hindistan ve Güneydoğu Asya Batı Avrupa ile uluslararası ticaretin doğu ayağını oluşturmuşlardır. Daha sonra Sanayi Devrimi, hem üretimde hem de ulaştırmada (buharlı gemiler, demiryolları) büyük etkinlik artışları getirirken, ticaret hacmi de devrimci boyutlarda genişlemiştir. Bu dönemde tanık olunan önemli bir gelişme de Asyalı ticaret odaklarının, başta İngiltere, Fransa ve ABD olmak üzere batılı güçlerin eline birer sömürge olarak düşmesidir. 20. yüzyıl ise ulaştırma teknolojisinde büyük ivmenin sürdüğü ve karayolları ile birlikte hava ulaşımının da öne çıktığı bir dönem olmuştur.

Küreselleşen ulaştırma…

20. yüzyılın son çeyreğinde ulaştırma kesiminde ortaya çıkan önemli teknolojik ilerlemelerin uluslararası ticaretteki etkinliği de artırdığını ve dünya ticaret modelinde ciddiye alınması gereken bir yapısal değişmenin oluştuğunu görüyoruz. Öyle ki, ulaştırma ve küreselleşme süreçlerinin etkileşimi uluslararası ulaştırmanın coğrafyasını da değiştirip ulusal sınırların önemini azaltmıştır. İktisadi bütünleşme süreçleri, Bu gelişme daha karmaşık ve karşılıklı bağımlılığın daha arttığı bir küresel ekonomi modelini ortaya çıkarmaktadır. 2003’ de uluslararası ticaret hacmi, 1950 sonrası için 2 katını aşan bir artışla, küresel gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 15’ine çıkmıştır. Bu süreç üç ana etkene bağlanabilir:

• Üretim sistemleri, mal ve hizmet değişimini cesaretlendirmek üzere, daha esnekleşmişlerdir. Önde gelen örnek Çin’dir.
• Ulaştırma maliyetleri, yenilik süreçlerinin ve ulaşım türleri ile altyapılarının etkinliklerinin artması sonucu, büyük ölçüde azalmıştır.

Bütün bu gelişmelerin sonucunda, uluslararası ticaret hem hacim olarak hem de değer olarak artmıştır. 1750 sonrası her ulaştırma türünde bir ‘makineleşme dönemi’ olarak tanımlanabilir. İlk en anlamlı yenilik, 18. yüzyılın sonuna doğru deniz ve demiryolunun etkinliğini artıran buhar makinesi olmuştur. İçten patlamalı motorlar teknolojinin özellikle karayoluna olmak üzere ulaştırma türlerine büyük ölçekli bir uygulamasını getirmiştir. Bunu, geniş karayolu ağlarının yapımıyla otomobil, otobüs ve kamyonların geniş bir yayılması izlemiştir. Hava ulaşımında içten patlamalı motor daha büyük uçakların yapımını mümkün kılarken, jet uçaklarının ortaya çıkışı büyük sayıda yolcuların ulaşımını sağlamıştır. Deniz ulaşımında teknolojik gelişme teknelerin hızından çok büyüklük ve uzmanlıklarını (petrol, kuru yük, konteynerler) etkilemiştir. Aşağıdaki tablo son kırk yılda ulaştırma teknolojisindeki belli başlı gelişmeleri özetlemektedir.

Ulaşımda ana teknolojik ilerlemeler - 20.yy'ın 2.yarısı:

Yenili
k: Süper Gemiler (1960-) Özellikler: Yarım milyon tona kadar yük taşıyabilen tekneler Rolü: Büyük ölçek ekonomileri sonucu taşıma maliyetlerinin azalması

Yenili
k: Konteyner Tekneleri (1968-) Özellikler: Konteyner taşıma için özel olarak tasarlanmış tekneler  Rolü: Ana kara ulaşım sistemlerini karşılayacak kapasite ile başlıca mamul mal taşıma

Yenili
k: Jet Uçağı (1958-) Özellikler: Ana kentsel merkezler arasında duraksız hızlı hizmet Rolü: Bankacılık, finans ve turizm gibi hizmet etkinliklerinin gelişmesi

Yenili
k: Yakıtta etkin araçlar (1970-) Özellikler:  Daha az ağırlık ve daha etkin motorlara bağlı olarak yakıt tüketiminde azalma Rolü: Karayolu ulaşımının kent ve kentler arası payını arttırmasını sağlaması

Yenili
k: Yüksek Hızlı Trenler (1964-) Özellikler:  > 200 km/sa hız yapabilen trenler Rolü: Yüksek nüfus yoğunluklu bölgelerde kentler arası havayolu ve karayolu ulaşımı arasında etkili rekabet

Küresel ekonominin belirleyicileri

Hava ve demiryolu ulaşımı da 1960’ların sonu ile 1970’lerin başında dikkat çekici gelişmeler kaydetmişlerdir. 1969’da Boeing 747’nin New York-Londra arasındaki ilk ticari uçuşu 400 dolayında yolcu taşıma kapasitesi ile gerçekleşirken uluslararası ulaşımda bir dönüm noktası olmuştur. Daha sonra (1980’lerde) yük taşıması da işlevleri arasına katılmıştır.

Yerel düzeyde, yüksek-hızlı-tren ağlarının ortaya çıkması, özellikle Fransa (1981; TGV, 300 km/sa. kadar hız) ve Japonya’da (1964; Shinkansen, 275 km/sa. kadar hız) hızlı ve etkin kentlerarası hizmetler sağlamıştır. Otomobil imalatçıları gibi ulaşım araç ve donanımı yapan sınai şirketler küresel  ekonominin ana oyuncuları olmuşlardır. Uluslararası bir ulaşım türü olmasa da otomobilin yayılması araçların, yedek parçaların, ham maddelerin ve yakıtın (başlıca petrol olmak üzere) küresel ticaretini artırmıştır. Başlıca ABD, Japonya ve Almanya gibi ülkelerde yoğunlaşan otomobil üretimi, az sayıda oyuncunun katıldığı bir küresel sanayiye dönüşmüştür. Petrol üreticileri ile birlikte, otomobil yapımcıları otomobilin ana bireysel ulaşım türü olarak yayılmasını hedefleyen stratejiler izlemişlerdir. Bu, artan bir devinimliliği sağlamışsa da, yığılışmaya ve enerji savurganlığına da yol açmıştır. 21. yüzyıl başlarken otomobil gelişmiş ülkelerde toplam petrol tüketiminin yüzde 80’inden sorumludur.

Bilişim hareketleri

Uluslararası ulaştırmada 1970’lerden sonraki ana değişme alanları, telekomünikasyon, ticaretin küreselleşmesi, daha etkin dağıtım sistemleri ve hava ulaşımının büyük çaplı ilerlemesi olurken, telekomünikasyon özellikle finans ve hizmetler kesimleri için büyüyen bilişim hareketlerini mümkün kılmıştır. 1970’ten sonra telekomünikasyon bilişim teknolojileri ile başarılı bir biçimde kaynaşmıştır. Bu yoldan telekomünikasyon, diğer ulaştırma türlerini destekleme ve büyütme yanında, kendi başına bir iş yapma aracı da olmuştur. Fiber optik kablolar tedrici olarak bakır kabloların yerini alırken, bilişim otoyolları bir gerçekliğe dönüşmüştür. Ancak, bu gelişme bilgisayarların işleme gücündeki ilerlemenin yanında cüce kalmıştır.

İleri ulaştırma ve veri değişimi

Bilişim ve İletişim Teknolojileri’nin (BİT) ulaştırmaya uygulanması, özellikle kent ulaşımında karşılaşılan yer darlığı ve tıkanma gibi sorunların aşılmasında trafik yönetimi, inşaat mühendisliği gelişmelerine uygulanması, motor yönetim teknolojileri gibi alanlardakinden daha etkili ve olumlu sonuçlar verebilmektedir. Bu bağlamda, örneğin İleri Ulaştırma Telematiği (Advanced Transport Telematics, ATT) ileri bilişim işlemleri ve iletişimin güvenlik, etkinlik ve çevre konularına uygulanmasını gösteren bir dal olmuştur.
Bilişim teknolojilerindeki ilerlemeler ulaştırma-bağlantılı işlem maliyetlerini azaltma hedefini de yaratmıştır. Örneğin, elektronik veri değişim (EDI, electronic data interchange) sisteminin gelişmesi, gümrük işlemlerindeki geleneksel kağıt belgeleme rutinlerinin yerini almıştır. Küresel yer belirleme sistemi ile, firmalar, araçların yerini ve daha iyi yükleme ve yeniden-yükleme zamanlarını izleyebilirler. İnternet, taşımaların niteliği ile belirsizliği azaltarak daha esnek ve etkin ulaştırma pazarları yaratmak yoluyla, ulaştırma hareketlerinin yeni örgütleme yollarını açmıştır. Ancak, bu teknolojilerin kullanımı başlıca gelişmiş ülkeler ve büyük limanlarla sınırlıdır. Elektronik imzaların kullanımına ilişkin yetersiz bir yasal çerçeve yanında, iletişim altyapısı ve gerekli bilgi ve becerilerin yokluğu da ulaştırma-bağlantılı bilişim teknolojisinin gelişmekte olan dünyaya yayılmasına çoğu kez engeller çıkarmıştır.

Ticaretteki büyüme hızlanıyor

Geçen yüzyılın sonunu ve yeni binyılın başlangıcını betimleyen olaylar, teknolojik yenilikler, teknolojik ilerleme ve küreselleşme süreci bağlamında uluslararası ticareti sınırlayan engellerin kaldırılması olmuştur. Bu gelişmelerin katkısıyla, 1990’lı yıllarda küresel ticaretteki büyümede gözlenen hızlanma, 2001 ile birlikte yerini durgunluğa giden bir sürece bırakmıştır. 

Konuyu geliştirerek sürdüreceğiz.

Hepinize; sağlıklı, huzurlu, mutlu ve başarılı bir hafta dilerim. ■
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.