2016-06-01 12:51:21

Ulaştırma Sistemleri, Trafik Güvenliği, Eğitim ve Bilinçlendirme Çalışmaları -6-

Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı

mustafa.ilicali@bahcesehir.edu.tr 01 Haziran 2016, 12:51

Bu bağlamda 6 yılı aşkın bir süre boyunca Bahçeşehir Üniversitesi bünyesinde çalışmalarını yürütmüş olan UYGAR (Ulaştırma Uygulama Araştırma Merkezi) akademi-piyasa entegrasyonu anlamında kayda değer projeler geliştirmiş olup bunların başlıcaları, Kentsel Sistemler ve Ulaştırma Yönetimi Yüksek Lisans Programı (YLP), Kentsel Sistemler ve Ulaştırma Yönetimi Doktora Programı, Ulaştırma Mühendisliği Lisans Programı ve İnşaat Mühendisliği Lisans Programı ile birlikte Lozan Üniversitesi’ nin öncülüğündeki uluslararası IGLUS (Büyük Kentsel Sistemlerin Yenilikçi Yönetimi) Yüksek Lisans Programı’nın İstanbul modülü, SRC Eğitimleri, ÜDY-ODY eğitimleridir. Kentsel Sistemler ve Ulaştırma Yönetimi Yüksek Lisans Programı’nda 5 yıllık bir süreçte, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ile yapılan protokol çerçevesinde belediye çalışanlarına yüzde 100 burslu olarak eğitim verilmiş olup program dahilinde bugüne kadar 300’ü aşkın mezun (tezli-tezsiz) verilmiş ve halen program bünyesinde 250 dolayında öğrenci de eğitimini sürdürmektedir. Ulaştırma Mühendisliği Lisans Bölümü ise Türkiye’de lisans düzeyinde açılan ilk program olma özelliğini taşımaktadır. UYGAR, Türkiye’de üniversiteler düzeyinde Türkiye’de ilk olarak T.C. Ulaştırma Denizcilik Haberleşme Bakanlığı onaylı ‘Mesleki Yeterlilik Belgesi’ne sahip bulunmaktadır. Mesleki Yeterlilik Belgesi ile üniversite bünyesinde SRC kursları ve sertifikaları verme hakkına ve yeterliliğine sahip olan UYGAR bugüne kadar bu kurs dahilinde 4 ayrı dönem halinde 2 yıllık bir süreç içerisinde 100’ü aşkın öğrenciye eğitim vermiştir.

SRC Mesleki Yeterlilik Eğitimi
• Özel sektörde, SRC Mesleki Yeterlilik Eğitimini veren kursların fiziksel, altyapı ve kurumsal yetersizlikleri
• Özel sektördeki kursların fiziksel alandaki yetersizlikleri nedeniyle asgari öğretim koşullarının sağlanamaması
• Özel sektördeki kursların gerek eğitmen sayısı ve gerekse de kurumsal yapıdaki eksiklikleri nedeniyle, katılımcıların istenen düzeydeki devamının sağlanamaması
• Özel sektördeki kursların kurumsal anlamda akademik bir yaklaşımdan uzak olmaları nedeniyle eğitim dönemlerinin ‘eğitim’ odaklı olmaktan çok ‘sertifika’ odaklı sürdürülmesi
• Özel sektör bileşenlerinin, organizasyondaki yetersizlik, çok parçalı yapı ve denetim yetersizliği gibi nedenlerle, sektörde komisyonculuk, sertifika satın alınması, sisteme bilgi girişlerinde denetimsizlik gibi sorunların yaşanması
SRC sertifikası adayı sürücülerde, sertifikanın önemi ve yetkinliği ile ilgili yeterli algının oluşturulamamış olması; bunda çalıştıkları kurumların, çalışma şartlarının ve özel sektördeki kursların yaklaşımı önemli etki oluşturmaktadır. 

UYGAR’ın karşılaştığı sorunlar
• Konu ile ilgili ve genel anlamda kurumsal yapı ve anlayışlardaki yetersizliklerden kaynaklı olarak, öğrencilerin asgari düzeyde bilgilendirilmemiş olmaları, ikili ilişkiler vasıtasıyla sorunları çözme eğiliminde olmaları, süre-fiyat-devam-performans gibi kriterlerden bağımsız olarak her koşulda iş çözme eğiliminde olmaları ve bunun doğrudan kurumlarınca tarafımıza aksettirilebilmesi
• Sisteme bilgi girişlerinde, öğrencilerin bilgilerinin tarafımıza eksik, çelişkili (iletişim bilgileri) ve gecikmeli olarak ulaştırılması
• Özel sektördeki muhataplarla sağlıklı bir iletişim kurulması yönünde yaşanan sorunlar
• Özel sektördeki muhatapların, karşılıklı bilgi alışverişi ve veri depolama gibi konulardaki yetersizlikleri, dolayısıyla sürekli olarak tarafımızdan geriye dönük bilgi talep edilmesi
• Özel sektördeki muhatapların, süre ve kriterlerle ilgili takiplerinin yetersiz olması dolayısıyla, tarafımızdan ilgili kriterlerin dışında taleplerde bulunabilmesi, bu muhatapların işi bir süreklilik algısı içerisinde yürütememesi
• Üniversitemiz dışındaki muhatapların, üniversite tarafından eğitimin verilmesine ön koşullu olarak olumlu bakması, ancak üniversitenin kurumsal ve akademik yapısından kaynaklı düzen ve disiplininin gereklerini yerine getirmedeki yanlış yaklaşım ve eksiklikleri
• Tarafımızca devam, performans, süre tahditleri gibi konulara gösterilen riayetin, öğrenciler ve kurumları tarafından esnetilebilir ve değiştirilebilir olarak algılanması
• Öğrencinin (sürücünün) kurumu ile olan iletişimini doğrudan tarafımıza taşıma eğilimi. Öğrenci, muhatap olduğu kurumda işleyişten kaynaklı ikili ilişki ve iletişimi, kurumundan yeterli bilgilendirmeyi almaması nedeniyle tarafımızla olan iletişime taşıyabilmektedir
• Sektörde hemen her bileşende anlayış, organizasyonel yapı ve denetim yetersizliği kaynaklı sorunlar bulunurken, tarafımızın ilgili resmi kuruluş ile ilgili sistemsel ve/veya resmi her işleminde yoğun bir denetim ve uzun bir prosedüre tabi tutulması

Bütüncül yaklaşım…
Ülkemizin ekonomik kalkınma hedeflerinin, verimli çalışan ve sorunları en aza indirgenmiş bir ulaştırma sistemi ile sağlanabileceği açıktır. Bununla beraber; ekonomik kalkınma, sosyal ve kültürel kalkınmanın hem sebebi ve hem de sonucu olarak bütüncül bir yaklaşımı gerektirmektedir. Daha önceki yazılarımızda da ifade ettiğimiz üzere; her ne kadar ekonomik büyüme ulaştırma sistemi ile doğrudan ilişkili olsa da, şehirleşme ve benzeri konular nedeniyle, nicel büyümenin içini dolduracak olan nitelikli kalkınma, ulaştırma ve şehirleşme planlamasında ekonomik-sosyal-kültürel ve siyasi fazlara bütünleyici bir yaklaşım geliştirilmesi gerektiği açıktır. 

Artan nüfusun etkisi
İstanbul’un nüfusu 1970’lerden günümüze geometrik olarak artmış, nüfus 4-5 misline katlamıştır. Aynı süreçte; özel otomobil sayısı, nüfus artışından daha da yüksek bir oranla artış göstermiş, 1970’lerden 2000’lere gelindiğinde trafikteki özel otomobil sayısı 30 katı artmıştır. Otomobil sahipliğindeki artışın, oldukça yüksek olan nüfus artışından dahi belirgin bir şekilde yüksek olması, Gayrı Safi Milli Hasıla’daki (GSMH) artış, tüketim kültürünün radikal bir şekilde değişimi ve karayolu ulaşım türünün gerek ulaştırma sistemindeki ve gerekse de toplu taşıma sistemindeki ağırlığı olarak açıklanabilir. Bu dönemde; kişi başına düşen özel otomobil sayısı; 1970’lerde 0,017; 1980’lerde 0,042 ve 2000’lerde 0,140 olarak gerçekleşmiştir. Bu da; son 30 yılda yaklaşık 10 katı bir artışa tekabül etmekte olup günümüz itibariyle bu oranlar daha da ileri bir seviyeye gelmiştir. İstanbul; Cumhuriyet döneminden öncesinde sadece Tarihi Yarımada merkezli olup, takibinde Beşiktaş-Ortaköy-Taksim şeridinde ve Asya yakasında Üsküdar-Kadıköy hattında gelişmiştir. 1990’lardan itibaren İstanbul’da çok merkezli gelişim hızlanmış olup, şehrin nüfus ve istihdam yoğun bölgelerinin oluşturduğu ağırlık merkezi, git gide tedrici olarak Boğaz’dan ve denizden uzaklaşmıştır. Boğaz köprülerinin işletime alınması ve ilgili bağlantı yollarının tamamlanmasıyla, boğaza mesafesi olan bölgelerde yeni istihdam alanlarının açılması da kolaylaşmıştır.
Hepinize huzurlu mutlu sağlıklı ve başarılı günler dilerim. ■
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.