Fransız TGV; gerek hız-konfor-dakiklik-güvenlik ve gerekse de ağ dağılımı ve büyüklüğü itibariyle Japonya ile birlikte dünyada Yüksek Hızlı Demiryolları’nın itici gücü konumundadır. İlk etapta Paris merkezli olarak tasarlanan Fransa Yüksek Hızlı Demiryolu ‘TGV’, ülkenin her bir bölgesinin Paris’e erişebilirliğini öncelemiş ve bunda önemli bir yol kat etmiştir. Takip eden süreçte ise; parçalı ve entegre bir şekilde, ülkenin birçok şehrine ve komşu ülkelerdeki şehirlere ulaşımda YHD aksaksız işleyen birincil tercih halini almıştır. TGV’nin hemen hemen bütün hatları, aynı zamanda ‘Avrupa Yüksek Hızlı Demiryolu Hattı’nın da ana gövdesini oluşturmaktadır.
Fransa’da başlayan gelişme…
Tablo.1’de Fransa’da işletmedeki-inşa halindeki-planlanan ve konvansiyonel vb. hatlar üzerinde TGV hizmetlerinin sunulduğu güzergahlar verilmiş olup, TGV hizmetlerinin Paris merkezli olarak ülke geneline ve komşu ülkelere alabildiğine yayılmış bir ağ oluşturduğu görülmektedir. Bu bağlamda; 1000 km mesafelere kadar havayoluna göre daha rekabetçi bir ulaşım modu olan YHD’nin ülkeye-bölgeye sağladığı entegrasyon-refah-konfor-sosyal dağılım-erişilebilirlik gibi imkanların ne denli olabileceğini Fransa örneği ve TGV üzerinden okumak mümkündür. Bununla beraber; bir diğer önemli husus da merkez ve çevre şehirler arasında YHD hatlarının kurulumunun kısa-orta ve uzun vadede bu şehirlerin çevreleşme-merkezileşme eğilimlerini ne yönde nasıl etkilediği hususudur. Bu ülkelere ve ağ dağılımlarına göre değişebilmekle beraber, gerek bu konuda olsun ve gerekse de diğar ağ-entegrasyon-hizmet düzeyi-sosyal dağılım gibi konularda ülkemizin kısmen İspanya ile benzeştiğini ve buradan çıkarımlar yapılabileceğini ifade edebiliriz.
İspanya’da devam etti…
1992’ de İspanya’nın sanat ve kültür merkezi ve dördüncü büyük şehri Seville’de (Sevilya) düzenlenen ‘Dünya Ticaret Fuarı’, ülkeyi radikal bir kararla ‘YHD’ inşasına yöneltti. Bu karar, ilk olarak, başkent Madrid, ülkenin en büyük otonom bölgesinin başkenti Valensiya, Barselona ve Sevilya’yı içine alacak şekilde gerçekleştirildi. 1993’te Madrid-Malaga servisleri ile başlayan süreç aynı yıl içerisinde Madrid-Cadiz ve Madrid-Huelva servisleri ile devam etti.
İspanya’da gerçekleştirilen YHD yatırımları, ülke için entegrasyona ve sosyal kalkınma ile bütünleşmeye önemli katkı sağlarken aynı zamanda Portekiz, Fransa, Fas ileride Batı Sahra bağlantıları ile birlikte, Atlantik Okyanusu, Merkez Avrupa, Güney Avrupa ve Kuzey Afrika ile bölgesel entegrasyonu da güçlendirici şekilde önemli role sahiptir.
Çin devreye giriyor…
Çin Halk Cumhuriyeti; hızla gelişen ekonomik değerleri ve her yıl rekor kıran büyüme ölçeklerine paralel olarak geniş coğrafyasında ciddi bir ulaşım ihtiyacı ile karşılaşmış olup, bunuda kısa zamanda doğru bir yönetimle çözme yoluna gidebilmiştir. Demiryollarına yatırımda ’Maglev’i önceleyen Çin; son birkaç yıllık kısa dönemde, ulusal demiryolu şirketi CRCC’nin girişimleriyle YHD’de devasa yatırımlar gerçekleştirmiş, bu alandada yüksek hız değerlerine ulaşmış ve gerçekleştirmiş olduğu inşa süreciyle birlikte açık ara bir şekilde dünyanın en büyük YHD ulaşım ağına sahip olmuştur. Bu ulaşım ağını gerçekleştiren Çin, hem hammadde ve ürün taşınımı hem yolcu taşınımı ve hem de ulusal ve bölgesel entegrasyon adına yeni önemli hamleleri ortaya koymuştur. Bugün itibariyle Çin; ortalama 200 km/sa’i aşkın hızlarla 9.676 km’lik devasa bir ağ üzerinde YHD işletimini gerçekleştirmektedir. Çin’in bir ileri hedefi geniş ülke coğrafyasında aynı YHD yatırım hızıyla devam ederek, dünyanın geri kalanında daha fazla bir YHD ulaşım ağına sahip olmaktır. Bunun da ötesinde CRCC; hızlı büyümesini yurtdışına ve uzak coğrafyalara da lanse etmeye başlamış, yatırımlar bu bölgelere açılmıştır. Türkiye de bu bağlamda yatırım anlamında CRCC’nin ilgi alanındadır. Bu bağlamda Haziran 2011’de ülkenin en büyük iki ve dünyanın da sayılı büyük sanayi devi şehirlerinden Pekin-Şangay arası YHD hattı hizmete açılmış olup, buna Pekin-Tianjin YHD hattı eşlik etmiştir. Havayolu-YHD modal entegrasyonunun da önemli örneklerini görebildiğimiz Çin, sanayi-siyasi-ekonomik ve sosyal anlamda merkezi ve anakarası konumunda olan Güney-Doğu Çin ile ülkenin az gelişmiş ve otonom diğer bölgeleriyle entegrasyonu geliştirme anlamında da YHD yatırımlarına önemli bir rol biçmiştir. Çin; YHD yatırımlarında bir iki önemli kazayı tecrübe etmesine karşın bunları çözümlemeyi ve sınırlandırmayı başarabilmiştir.
Türkiye’de durum…
Ülkemizde YHD yatırımları, bütün bu verilerin ışığında; trafik problemlerinin çözülmesi, trafik güvenliğinin sağlanması ve kaza kayıplarının minimize edilmesi, havayolları ile rekabetçi şartların sosyal dengeyi daha gözetici şekilde sağlanması ve yöresel-bölgesel-ulusal ve coğrafi entegrasyonun maksimizasyonu açısından hayati ve tercih edilir olmuştur. Daha öncede değindiğimiz üzere YHD’nin; dakiklik-hız-konfor-güvenlik-zaman kazancı-yakıt tasarrufu ve alternatiflendirilmesi-modal entegrasyon ve sosyal gelişim yönünden birçok getirisi olması YHD’yi ülkemiz koşulları için hayli elverişli kılmaktadır. YHD’yi ‘sürdürülebilirlik’ üzerinden okuyan; gelişmekte ve dinamik yapılı ülkelerin hızla yatırıma yöneldiğini görmekle beraber bu coğrafi eksenin merkezinde olan ülkemiz ve bölgemiz için bu yatırımlar vazgeçilmez durumdadır.
Vazgeçilmez yatırımlar…
Psikolojik konfor bağlamında baktığımızdada YHD’ler komşu ve civar iller arasında günübirlik ev-iş ve ev-okul seyahatlerine dahi imkan tanımakta olup hızla üniversiteleşen ve sanayileşen ülkemizin bu yönde de hareket kabiliyetini arttırıcı bir rol üstlenebilir. Bu bağlamda ilk olarak Ankara-Eskişehir YHD hattının hizmete girmesi başlayan süreç İstanbul-Eskişehir YHD hattını takiben, daha da genişleyen bir alanı hizmet kapsamına almıştır. Böylelikle İstanbul’dan Konya’ya günübirlik yolculuğa imkan veren ve hizmet parametrelerini üst düzeyde sağlayan bir YHD hizmeti alıyoruz. Ankara-Kayseri YHD hattı gün sayıyor. Bütün bunları takiben aynı dönemde Ankara-Yerköy (Yozgat)-Sivas-Erzincan YHD hattının etapları baştan sona inşa halinde hızla ilerlemektedir ve bu hattın belli etaplarının açılışına yakın dönemde şahitlik edebileceğiz. Bu hattın Erzincan’dan Erzurum-Trabzon ve Kars’a ulaşacağını da düşündüğümüzde, yakın bir gelecekte İstanbul’dan Kars’a YHD koşulları altında seyahat edebileceğimiz gerçeği karşımızda durmaktadır. Bu hattın Sivas’a ve Erzincan’a ulaşan kolları inşa halinde olup takibinde Erzurum ve Kars’a ulaşacak olması, Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı ve Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projeleri ile beraber düşünüldüğünde devasa bir potansiyel ortaya çıkmaktadır.
YHD ile gelişmenin önü açılıyor
YHD ile Erzurum ve Atatürk Üniversitesi hak ettiği stratejik konumun imkan ve gereklerine daha da yaklaşmış olacaktır. Böylelikle Erzurum; Kuzey Doğu Anadolu (Kars, Ardahan, Iğdır, Ağrı, Erzincan, Gümüşhane, Bayburt), Doğu Karadeniz (Trabzon, Rize, Artvin, Giresun, Ordu), Gürcistan yöresi, Ermenistan yöresi ve Nahcivan’ın doğal bölgesel merkezliği konumuna ulaşacaktır. YHD’nin etkin ve verimli yatırımlarla gerçekleştirilmesi sayesinde; Erzurum’dan Erzincan, Sivas, Trabzon, Batum, Tiflis, Revan (Erivan), Kars, Ahılkale, Iğdır, Ağrı, Nahcivan ve civar kentlere ‘günübirlik yolculuk imkanları’ oluşacaktır. Erzurum’umuzun önündeki ana olgular; ‘göç, ulaşım imkanları, iklim şartları, arazi yapısı ve stratejik konum’dur.
Erzurum merkez olabilir…
Hal böyle iken; güçlü bir kültüre, birleştirici bir etkiye sahip, merkezi bir işlevi olan Erzurum’umuzun ‘iklim koşulları ve arazi yapısı’ doğru yatırımlarla fırsata dönüştürülebilecekken, ulaşım imkanların maksimizasyonu (had safhada kullanımı) ile birlikte Erzurum hakkettiği konumu kazanacaktır. ‘İklim koşulları’ nın fırsata dönüştürülmesi adına; Erzurum, Kars, Ağrı, Bitlis’in beraber çalışabileceği şartlar da oluşturulabilir. Ülkemizin kuzeybatısının merkezliği (İstanbul küresel merkezdir) nasıl ki Bursa ise, Kuzeydoğusundaki merkezliği de Erzurum’dur. Bütün çalışmalar ve yatırımlar bu perspektif üzerinden yürütülmelidir.
Hepinize sağlıklı, huzurlu, mutlu ve başarılı bir hafta dilerim. ■