Büyümeyi kalkınmaya çevirmek yolunda 10 yılımızın kaldığını konuştuk geçen hafta.
Bir Alman sözü var “Güvenmek iyidir, ama kontrol gereklidir.”
Bir özel okul, 200 öğrencisine sıradan 100 tam puan veriyor… Hormonlu notlar haber oldu. Eğitim kalitemiz 144 ülke içinde 82’nci ve eğitimimizi yönetimde kullanma becerimiz 97’nci sırada olduğuna göre bu çok uygun bir hareket. Kabahat hepimizin!
Gelir vergisi mükellefleri 2011 yılında 3.370 TL yıllık vergi ödeyeceklerdi, 2012 yılında bu rakam 4.060 oldu. Aylık net gelirleri 950 TL.
Taşıma dünyasından, seyahat ve turizm işletmeleri 1.270 TL yıllık vergi ödediler: Aylık net gelirleri 413 TL.
Hiç beyan etmeyenler de var, onlara ne diyeceğiz?
İşgücü ahlakımız 144 ülke içinde kaçıncı sırada? 124.
* * *
Nüfusumuz yaş ve eğitim dilimlerine göre…
55-64 yaş yükseköğrenimli nüfusumuz Güney Kore, Portekiz, İtalya ile eşit.
30-34 yaş yükseköğrenimli nüfusumuz AB’nin yarısı kadar (AB’de yüzde 34, Türkiye’de yüzde 16).
25-34 yaş yüksek öğrenimli nüfus Güney Kore’de 5 katımız, OECD’de ise 3 katımız!
Nüfus gençleştikçe eğitim düzeyimiz hızla düşüyor. Başkaları hızla ilerlemiş, biz çok yavaş kalmışız.
200 öğrencinin tamamına 100 tam puan vermekle ortaya saçılan bu zayıflığımız bir şey kazandırmıyor, kazandırmaz da.
2023 hedefimiz 10’uncu büyük ekonomi olmak. 10’uncu büyük ekonomi olabiliriz; ama yukarıdaki dereceler ile yapabilecek miyiz bu büyümeyi, kalkınmaksızın!
Yüzde 26 olan 0-15 yaş dilimi, gelecekte 15-64 çalışır nüfus dilimine girdiğinde, yüzde 66 olan dilim çok büyüyecek. Yaşlı Batıda bu dilim küçülüyor.
Bizde Gençler Geliyor!
İK’ların şirket bütçeleri ile çalışanları eğitmesi bu oranları düzeltmeyecek. Şirketlerin “Ulusal Göz” stratejileri nedir?
Google’da “İK” aramaları 4 milyon sonuç veriyor, yarım saniyede. İlk sırada PTT İK Daire Başkanlığı var!
* * *
Şirketlerin farkındalıkları ne düzeydedir?
Şirketlerin sosyal sorumluluk uygulamaları yukarıdaki dereceleri iyileştirmeyecek.
Ekonomi yönetiminin temsilcisi olan örgütlerin Kamu Yönetimi ile olan paylaşımları nedir? Kalkınma Bakanını, Milli Eğitim Bakanını ziyaret etmişler midir, bilir misiniz? Hayır.
* * *
Kore gazisi olan otobüsçü büyüğümüz anlatıyor: “1950 yılında, Kore savaşında cephenin 20 km. gerisindeki okullar açıktı ve öğretim devam ediyordu. Cephe hattı geriledikçe 20 km’ye giren okullar kapatılır, hat ilerledikçe 20 km’den çıkan okullar tekrar açılırdı.” Farkı yukarıda gördük.
* * *
Kalkınmanın önemli teminatı adalet. Türkiye’de 100.000 kişiye 9 hakim düşerken;
Rusya’da 22, Polonya’da 25, Ukrayna’da 21 düşüyor.
Bize benzeyen İspanya’da 10, İtalya’da 11.
AB’den örnek olarak Belçika’da 15, Fransa ve Hollanda’da 12.
Bir de Almanya var: Almanya’da 25 hukuk hakiminin yanına 120 meslek hakimi var ve asıl önemlisi Almanya, yargıya tam 13 katımız bütçe harcıyor.
İnsan kaynağımızı kalkınma sonucunda üreteceğiz, beraberce.
Bu kaynağa paha biçenler ve yönetenler de şirketlerdeki İnsan Kaynakları Yöneticilerimiz.
İK’nın okulu var mı? Maalesef, şimdilik…
İK’nın “ulusal vizyonu” var mı? MEB Strateji Belgesi 2010 - 2014 az anlatıyor, katkınız gerek. ■