Merhaba.
Bir yoğun yılı bitirdik. Makro-ekonomik açıdan tüm taraflar somut olarak memnun. İhracat arttı, krediler arttı, yatırım maliyetleri azaldı, bankacılık kârlı, şirketler kârlı, cari açık düşük, faizler düşük.
2020 yılının benzer geçeceğini, makro-ekonomik dengesizlik beklenmediğini dinliyoruz, bilenlerden.
Verimli olsun 2020 yılı, bize ve tüm dünyaya.
* * *
Dünya ayakta da,
Bir şeyler mi oluyor, ya da ne oluyor?
Her şey normal aslında, hep olanlar tekrar ediyor.
John Perkins anlatıyor, sıralı 4 kitabında…
Metot kısaca şu: Önce elçi geliyor, gelişmeye açık bir fikir atıyor ortaya. Ardından bir danışman geliyor, konu hakkında ayrıntılar, sunumlar, öğretimler yapıyor.
Üçüncü posta kişiler geliyor, proje sunuyor yararlarını, gereklerini, süresini, ekonomikliğini, maliyetini, finansmanını, ödemesini, siyasal iktidara yararlarını anlatıyor.
Devlet bu projeyi kamuoyunda ilerletiyor ve usulünce sunuyor, zamanı geldiğinde.
John Perkins, Ekonomik Tetikçinin İtirafları (ISBN: 9 789 756 00 6030) adlı, 4 kitaplık serisinde anlatıyor, uygulanmış hallerini. Bu kitaplarda Türkiye'ye rastlamadım. Belki onun görev kapsamında değildir. Ama muhakkak birileri bölgemizde kafalarımızı karıştırıyor. O ülkelerin bankaları, sigorta şirketleri, finans şirketleri bizi yüzde 75 oranında beğeniyor ama biz kendimizi yerden yere vuruyoruz.
Bu bilmeler Bilişim sayesinde oluyor. Artık her olanı erkenden öğreniyoruz, biliyoruz, hatta olurken izliyoruz.
Mesela İngiltere gözümüzün önünde AB'den çıkmak için çabalıyor…
Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi, gözümüzün önünde yığılıyor Kıbrıs dolaylarına, sözüm ona doğalgaz paylaşmak için. Söz konusu gazın miktarı sadece 1 yıllık dünya tüketimine eşit. Gaz satan ülkelerde ise bu miktarın binlerce katı var. Zaten o ülkeler de aynı üşüşmenin kurbanı. Mesele gaz değil, alan.
Çin ile Amerika'nın bugünlük uzlaşması Amerika'nın yerli ve milli üretimini kurtarmayacak. Yeni kavgalar sonunda yeni dengeler oluşacak. Çin kazanacak.
Libya ile deniz sınırı kurmamıza İtalya, Yunanistan ve hatta Fransa karşı duruyor. Bizim sınırlarımıza gelişlerine de karşı duruyoruz. Bunları şimdi yerimizden günlük biliyor ve değerlendiriyoruz.
IMF Başkanı, Hazine Başkanı, Başkan Danışmanı Prof. Dr. John Stiglitz diyor ki: "Her gittiğimiz ülkede bizim işimizi bizim kadar bilen kişiler artıyor ve işimiz her yıl zorlaşıyor."
Bilenler artıyor, sırlar dökülüyor...
Araştırmalarda, demokrasiyi her insana eşit hak ve özgürlükler tanıyan bir toplumdan ziyade bir tür "çoğunluk diktatörlüğü" olarak anlayanlar artıyor.
Talepler yükseliyor, yaygınlaşıyor.
* * *
Otomotivde 8 ayın stokları iki ayda satıldı. Krediler normalleşince müşteri ortaya çıkıverdi ve şimdilerde iki aylık sıra olan modeller oluştu. Otomotivden konuşurken TEMSA'yı anmak gerek. TEMSA pek çok ülkede yerli markamızı başarı ile dolaştıran, ihraç geliri sağlayan, bağımsız ve ulusal markamız. Uzun yol otobüsü üreten tek markamız. Türkiye pazarında etkili bir üretici. Mali durumunu düzeltmesini dilerim.
Konut satışları da geçen ayların adetlerini katladı.
Taşıma dünyamız, 150 yıl öncesinde düşünülmüş İstanbul kanalı ile galiba 10 yıl sonra tanışacak. Konuyu anlatanlar bilmiyor, bilenler anlatmıyor. Öğrene öğrene ilerliyoruz. Bilgi her yerde var araştırınca.
* * *
Bir de karşılaştırma çıktı, dünün haberlerinden. İyi yönetilen bir banka sadece yüzde 5 tahsilata memnun oluyor. Yüze 95'i alan veresiyeciler rahatta.
Bakkal bile veresiye hesaplarda yüzde 70 tahsilat yapıyor. Neler oluyor, orada?
Bakkal bile veresiye hesaplarda yüzde 70 tahsilat yapıyor. Neler oluyor, orada?
Yeni yılımız verimli ve sağlıklı gelsin... ■