Mekanizmaya bakalım: Faiz artarsa, krediler yatırımlar azalır; ekonomi daralır, işsizlik artar, enflasyon düşer. Faiz artışı erkence veya fazlaca olursa da durgunluk olur, Allah korusun, hızlandırması zor veya uzun olur. Bunları herkes bilir, kaç kere yaşadık, gördük. Dünya da 2008'den beri bunu yaşıyor.
Ama FED, (Amerikan Merkez Bankası) aslında artık dünyanın da merkez bankası, bu yılı kaçırmadan faizini arttırdı. Başkanın ilk cümlesi bu bildirim idi, cümlesini bir solukta tamamladı ve “ohh!” dedi.
*
Yukarıda dediklerimizin hepsi gerçekleşmeye başladı. İşin kötüsü de şu: Bunlar bütün dünyada gerçekleşiyor, sadece Amerika'da değil. Hem de Amerika'nın yeni Başkanı da, işleri açacağını, harcamaları arttıracağını, enflasyona bakmayacağını anlatırken.
Hem de başka merkez bankaları negatif faizle hala para bollaştırmaya devam ederken. Hem de bu ülkelerin müşterisi olan zayıf ülkelerde -GO (Gelişmekte Olan)- işler yavaşlarken.
*
Başkansız sürede faiz de artmış oluverdi. Keşke şu 2016 yılı 3 ay daha devam etseydi de FED ile yeni Amerika Başkanı görevde buluşsa idiler. Belki erken arttı, belki fazla arttı, görecekler.
Bunu da Mart 2017'de görecekmişiz.
*
Petrolde, hani hep OPEC'in üretimi kısması konuşuluyordu ya, OPEC dışı ülkeler de kısma kararı aldılar, geçen hafta. Ama komik de bir durum yarattılar: Yüzde 30 üretenler ile orantılı kesselerdi, kesmeleri gerekecek miktar (2,5 milyon varil) kesmeyi açıkladıkları (0,5 milyon varil) miktarın 5 katı olacaktı. Zaten OPEC dışı bir ülke, şimdiden, üretimini diğerlerinin kestiği toplam kadar (0,5 milyon varil) arttıracağını bildiriyor.
Fiyat arzın kısılması ile yükseltiliyor. Halbuki dünya talebi arttırmaya uğraşıyor. Fiyatı yüksek tutmak, zor gibi...
* * *
Öteki önemli olay da Suriye.
Rusya-İran-Çin grubu Amerikan planını durdurdu. Rusya sonsuza kadar süre ile Suriye'de askeri üssüne kavuştu, İncirlik üssünü karşıladı, memnun. Suriye iktidarı, ülkesini geri almaya başladı, toprak bütünlüğüne ilerliyor, memnun. Toprak bütünlüğü olan bir Suriye, Türkiye'nin de isteği, memnun. Galiba bu durum tarafların memnuniyeti ile yeni çözümüne doğru yol alıyor. Hayata yatırım yapma günleri yakınlaşıyor. Uzaklaşmıyor!
* * *
Kendimize bakarsak:
Özel sektöre verilen teşvikler ve muafiyetler eşsiz.
Otomotivin üretimi, ihracatı, satışı rekora gidiyor.
Sanayi Üretim Endeksi yüzde 2 artışta, ihracat miktar siparişi artışta.
İtalya gibi 390 milyar avro kredimiz ve de en büyük bankamız batık filan da değil!
*
Taşıma dünyasına bakarsak:
Kaptanlar Kulübü, her ay değişik dallarda ‘Ayın Kaptanı'nı seçiyor. Yazılarımdan birini hatırlıyorum: Taşıma Dünyasını Taşıyanlar.
*
"…Bütün bu taşımacılık dünyasını hareket ettirenler kimler? İyi sistemlerimizi, iyi araçlarımızı, değerli yükümüzü, değerli insanımızı, kısıtlı zamanımızı, gözbebeği yatırımımızı kimin eline teslim ediyoruz? Kimlerin emeği ile hareketleniyor bu koca sistemlerimiz? Kimdir sürücüler, şoförler, kaptanlar, pilotlar, operatörler?
Şoförleri temsil eden bir örgüt biliyorum: TŞOF, yani Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu. Federasyonun sayfasında üye sayısını göremedim; 2005 yılında çıkan yeni bir Kanun gereğince hepsi silinmiş..."
*
Bu kulübün yenice kurduğu Ulaşımda Teknoloji Platformu bu konuda etkin görev üstlenebilir. Verdikleri ödüllerin kaptanlara yararını arttırabilir. Hatırlarsınız, sürücü belgemiz 26 milyon adet.
İyi haftalar… ■