Olağandışı veya olağanüstü iş, durum, faaliyet yaptığında arkadaşınız,
“Bakalım arkasını getirebilecek mi?” diye geçirirsiniz içinizden meraklanıp da. “Allah işini rast getirsin, ama biraz zor, zor kardeşim” sözleriyle paylaşırsınız duygunuzu… Arkasını getirmek kolay olmaz.
Şimdilerde bunun yeni adı var: Sürdürülebilirlik…
“… Ekonomik büyümeyi sosyal adalete taşımadığınız, herkesin faydalandığı bir kalkınma oluşturmadığınız, eko-sisteminizi korumadığınız sürece gerçek anlamda bir ‘Sürdürülebilir Kalkınma’dan söz edilemez.
Ekonomiyi büyütebilirsiniz, sosyal dengeyi kurabilirsiniz, çevreyi koruyabilirsiniz; fakat iyi bir hukuk devleti olamadıysanız, temel hak ve özgürlükleri geniş bir şekilde yaşayamıyorsanız, şeffaf ve hesap veren bir yönetim anlayışı oluşturamıyorsanız, özgürlüğü yaygınlaştıramıyorsanız kalkınmanın önemli bir ayağı eksik kalmış demektir.“ Bu sözler Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın…
Katma değer üretebilen eğitimli işgücünü çok özlüyoruz. 19 yaşından küçük 25 milyon insanımıza şimdiden gelecek planları uygulamalıyız…
Böyle işgücü yetiştirmenin maliyeti ve gerekleri nelerdir? Hele de ‘büyümek’ zorunda olduğumuza göre…
Geçenlerde, genel ihracatımızın kilosunun 1,5 dolar olduğu, bir sektörün ihracatının kilosunun 2,36 dolar olduğu, bir başka sektörün ise -yüksek katma değerden ötürü- ihracatının kilosunun 26 dolara geldiği haberleri vardı.
Birim Fiyat farkına bakarsak katma değeri katladığını görebiliriz; bu, 17 kat fazla katma değer demek olabilir.
Sayın Bakan’ın sıraladıklarının zamanlaması tek . Bunların hepsini aynı anda yapmamız şart. Büyümenin arkasını getirmek istiyorsak; büyümeyi kalkınmaya, kalkınmayı temel hak ve özgürlüklere yükseltmemiz gerek. Böyle toplumla büyümeyi sürdürebilir ve yüksek katma değere ilerleriz.
Bugün dünya nüfusunun yüzde 20’si, dünya malının yüzde 94’üne sahip. Bizim payımız, kalan yüzde 6’nın içinde. Durum 2060 yılı perspektifinde düzeliyor.
(Daha önce de bu konuya değinmiştim ama eksik kaldığı inancıyla devam ediyorum.)
TIMMS’de, 2011’de, -63 ülke ve 600 bin öğrenci içinde- Singapur 606 ile en yüksek puanı alırken bizim öğrencilerimiz 469 puan ve sonuncu Yemen 248 puan alıyor. Öğrencilerimizin yüzde 49’u ‘en düşük not’u aldı! Türkiye’de temsilciliği bulunan bu sınav 4 yılda bir yapılıyor.
Okuma-yazması bile olmayan şoförlerimiz var, trafikte!
Her sonucu insanın kalitesine ve donanımına bağlamak için her yer kanıt dolu.
Önce ekonomik barış ve ardından sürdürülebilir kalkınma şart.
10. Kalkınma Planı bunu anlatıyor.
Arkasını getirebilecek miyiz?
Sürdürebilecek miyiz?
Zorunlu evet. ■