Merhaba 2017.
Geçen hafta AzimSebatUmut (ASU) vurgumuzla tamamlamıştık ilk 2017 yazımızı. 2016'nın sonuncu yazısında da her yılımızın zor olduğunu, bunu da iyi bildiğimizi yazdık.
Devletler kendi halklarının refahı ve selameti için diğer devletlerle rekabet ederler. Bu rekabet başka halklara zarar bile verebilir. Yerimizi korumak ve ilerletmek için yurttaş olarak da özenli ve dikkatli olmak gerekir. 1. Dünya Savaşından beri, 100 yıldır aralıksız süren siyasal varlık mücadelemizi ekonomik ilerlemelerle de sürdürüyoruz. İşimize her sabah sebatla yeniden başlayarak varlığımızı sağlam tutmaya çalışıyoruz.
Dünyanın belki de en yüksek trafikli olan bu bölgesinde yaşamak, burada yurt tutmak elbette zorlu oluyor. İşte bunun için azim gerek, sebat gerek, umut gerek.
* * *
2016 boyunca en fazla ucuzlayan para TL oldu, GO (Gelişmekte Olan) ülkeleri arasında, Meksika parasından bile fazla kayıpla. Bu kaybın büyük kısmı dünya ticaretinin rekor yavaşlaması olsa da kendi idari kabahatlerimizden sonuçlanan kısmı da önemli. Galiba içerden ve dışardan bakınca benzersiz zorluklara rağmen bu yıl ekonomik başarı elde ettik.
İhracatımız, geçen yıldan sadece yüzde 0,8 geriledi, yüzde 20 artan dolar üzerinden! Yüzde 5'lik miktar artışını dolar artışı ile de çarparsak ihracatın TL artışını buluruz, yüzde 25 yaklaşık.
Dünya ticaretinin yavaşlamasına bağlı olarak ihracat fiyatlarındaki düşüş yuvarlak 3,5 milyar dolar, çevre ülkeler kaynaklı kayıp 4 milyar dolar, parite kaynaklı kayıp da 1,5 milyar dolar oldu. Kaybın en büyüğünü yüzde 13 ile Rusya'da yaşadık. ABD, Almanya ve Irak ise ihracatımızın arttığı ilk 3 ülke. Kasım ve Aralık aylarında artışlar yüzde 7. Kısaca konuşursak, ihracatımızı arttırmayı başardık ve devam ediyoruz. 2017'de 155 milyar dolar hedefimiz var, yüzde 9 artış demek.
Azimle, sebatla, umutla çalışmaya devam...
* * *
Geçen yıl büyümenin büyü gibi anlatıldığını, pek de anlaşılmadığını irdelemiştik. 2016 sonunda, ‘Büyüme'nin hesap yöntemi iki sistemli olarak AB'ye uyumlu hale getirildi;
a- Ulusal Hesaplar Sistemi (SNA-2008) ve
b- Avrupa Hesaplar Sistemi (ESA-2010) sistemlerine uyumlandı.
Bu sistemler gereğince hesaplama yöntemine dahil edilen, yani önceki yöntemde bakılmayan, hesaplardan 3 önemli örnek vereyim:
1- TÜİK iş kayıtları sisteminde yer alan yaklaşık 3 milyon girişime ilişkin GİB'de ve SGK'de tutulan beyannameler incelenerek kayıtlarda uyumluluk sağlandı.
2- Mali şirketler sektörünün parçası olan bankacılık ve sigortacılık faaliyetlerine ilişkin idari kayıtların ulusal hesaplar sistemine entegrasyonu sağlandı.
3- Gözlenemeyen Ekonomi hesabı geliştirildi.
Bu 3 alanın birbiri ile konuşur hale gelmesi sayesinde makroekonomik durumumuzu daha doğru bileceğiz. Kayıt dışı ekonomi çok azalacak. Özendiğimiz Avrupa devletlerinin yapısına yaklaşacak devletimiz. Bu yeni yöntemin sonuçları, ekonomik moralimizi yükseltecek.
Azmimize, sebatımıza, umudumuza katkı yapacak...
* * *
Karşılaştırma:
Dünya Ticaret Örgütü, 2016 yılında global ticaretin finansal krizden beri en düşük düzeye gerilediğini açıklamıştı. 2017, dünya büyüme tahminini de yüzde 3,6’dan yüzde 1,8-3,1 aralığına indirdi. DTÖ bile rakam değil de bant bildiriyor, tahmin çok zor.
Türkiye, 2017'de yüzde 3,4 büyüme bekliyor.
Görsenize lütfen… Türkiye'nin gerçekleri iyi, algıları kötü.
Algıları biz düzelteceğiz!. ■