Dünya haritam yine gerekli oldu; yerimizi bulmamız ve de kimlerle yaşadığımızı anlamamız için.
Bizim buralar, insanın avcılık ve toplayıcılık olan ilk evresinden tarımın başlaması ile 15 bin yıl önce yerleşik düzene geçtiği yerler. Bu bölge güneyde Basra, kuzeyde Güneydoğu Anadolu ve Doğu Akdeniz, batıda Suriye-Filistin ve Mısır’ın Nil Deltası ile vadisini kapsar. Haritada hilale benzer. Buralara “Bereketli Hilal” denir.
Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık bu bölgede ortaya çıkar. Yazı, alfabe, demir, buğdayın evcilleştirilmesi, tekerlek, medeni hukuk, tarih yazıcılığı, fayans ve seramik, papirüs, kağıt, kumaş, şarap, madencilik, mavnacılık, arıcılık, bira, gemi yapımı, ondalık sayılar, alaşımlı demir, sabun, trigonometri ve algoritma, cebir, satranç, güneş saati, güneş takvimi, dişli çarklar, cerrahi aletler, uçuş prensipleri, kubbe inşaatı, yel değirmenleri, gel-git olaylarının neden ve sonuçları bu bölgeden yayılır.
Bu bölgeye Ortadoğu da denir. Bu kabiliyetleri sayesinde 700 ile 1200 yılları arasında yaşadığı altın çağ, Orta Asya (Moğol) ve Avrupa (Haçlı) saldırıları ile kırılır. Lanetli Hilal olur. Bu lanet 800 yılı doldursa da bugün de devam eder.
Gördüğünüz gibi, yaşananların tamamı ekonomik nedenlere dayanır, dinsel veya ırksal değildir.
Son durumda, bence artık Batı ülkeleri Rusya'nın Suriye'ye yerleştiğini kabul edecek ve bu denge ile sular yavaş yavaş durulacak. Hilalin bereketi geri gelecek.
Ekonomik demişken de; Amerikan Merkez Bankası faizini arttırmaya geçebildi -yılın son haftasında- kaç yıldan beri anlattığı masalların altında kalmamak için. Masalları sayesinde dolar bolluğunu önlemişti, pahalandırmıştı. Pahalandırabildi, çünkü yıllardır bastıkları karşılıksız para karşılıksız masaldan korktu.
Ama ekonomilerin açılmadığını petrol gibi hammadde fiyatlarının inmesinden, dünya mal trafiğini ölçen endekslerin düşmesinden, petrol stoklarının 4 yılın en yüksek düzeyine ulaşmasından anlıyoruz. ABD ihracatı azalıyorken, istihdamı yarımgünlük işlerden oluşuyorken, işsizlik maaş başvuruları yüksek geliyorken, başka büyük merkez bankaları para basmaya devam ediyorken, gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri yavaşlarken; ister misiniz, bu yüzde 20 kadar pahalanmış dolarlar satışa çıkıversin? Ekonomiler, işte o zaman, açılır.
* * *
Kendimize bakalım, ortada dolaşan rakamlardan derliyorum, hariçten.
İnsani Gelişmişlik Endeksi (İGE) 2014 yılı rakamı çıktı. 2009-2014 süresinde 186 ülke içindeki 88’inci sıradan, 188 ülke arasındaki 72’nci sıraya ilerledik. Daha uzun bir listede 16 sıra ilerleme bu. Çin bile sadece 13 sıra ilerlemiş. İran 70’inci, Meksika 74’üncü sırada. Bu incelemeyi Birleşmiş Milletler yapıyor. 2009 milli gelirimiz 15 bin, 2014 ise 19 bin dolar. Bu rakamlar Satın alma Gücü Paritesi'ne (SGP) göre olan gelir, nominal (9.500 dolar) olan değil . Ülkelerin büyüme hesapları da SGP göre olan gelirden yapılıyor, zaten.
Bilgili kişilerimizin yüzde 2,7 beklediği büyümemiz yüzde 4 oldu ve şaşırdılar. Kredilerin yüzde 14 büyümesini nasıl gözden kaçırırlar? Bunun yanında bankacıların kar büyümesinin YAVAŞLAMASI'ndan şikayet ettiklerini de duymuş olmalılar. Bu bilgili kişiler asgari ücret artışının, kıdem tazminatı yenilemesinin, yapısal reformların maliyetlerini de mi bilmiyorlar, acaba? Halbuki bizi 72’nci sıraya hapseden eğitimdeki, gelirdeki, işgücündeki eşitsizliklerimizi bu rakamları bilenlerle düzelteceğiz. Rakam öğrenelim!
Eğitimde talebi tanımlamayan insan kaynakları camiasını ve duyarsız arzı, gelirde üst ile alt arasında 10 katlık uçurumu, işgücünde kadınlarımızın erkeğin üçte bir kadarcık kazanmalarını düzeltince daha iyi İGE sırasına yükseleceğiz. Hepimiz görevliyiz.
Sevincimiz; Prof. Dr. Aziz Sancar'ın "Kanserin Hücrede Yarattığı Hasarın Tamiri" konulu Nobel Kimya ödülü. Bu kişisel ödülünü ülkesine ve devletine armağan etmesi daha büyük sevinç. Yurdunu seven kişilere ihtiyacımız büyük.
* * *
Taşıma dünyasının projeci ve uygulamacı bakanı Binali Yıldırım'a yeni görev süresinde başarılar dilerim, ilgililer gecikmesiz izlemeli!
Taşıma dünyası ve lojistikçiler petrolün 35 dolara inmesinden memnun. 140 doları da gördüler, zamanında.
Sigorta şirketleri "Az Hasar, Az Prim" uygulamasını başlattı, kampanyalarla iyi sürücüler ortaya çıkacak. İşletmeler iyi sürücülerini ödüllendirmeli ki kötü olanlar iyileşsin.
Kaptanlar Kulübü, kaptanların "hayatlarını şoförlükle kazanan" kişi olduklarını Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu'na (TŞOF) anlatmalı. Ödüllü Kaptanlar grubu kurup kendilerini temsil etmeliler. Kaptanlık yüksek okullarından mezun olan gençler de diplomalarını aldıkları gün otomatik olarak TŞOF üyesi olmalıdır. Yardım edelim.
Zeyrek (anlayışlı, atik, zeki) olmanızı dilerim. ■