Her türlü mevzuatta, zaman içinde değişiklik olması normal, hatta gereklidir. Bu değişiklik bazın mevcudun iyileştirilmesi bazen de mevcudun yürürlükten kaldırılıp yenisinin yürürlüğe sokulması şeklinde olur. Tabii, bir de değişikliğin sadece yönetmelikte olmasıyla yetinilebilirken bazen de kanunun da değişmesi gerekir ki bu durumda yönetmeliğin de değişmesi kaçınılmazdır. Yeni bir kanun yerine mevcut kanun üzerinde düzenleme yapılması sıkça pek çok değişikliğin yer aldığı torba kanunlar da yapılabiliyor. Benim torba kanun yerine ‘çorba kanun’ dediğim bu düzenlemeler çeşitli sıkıntılar yaratabiliyor.
Mevzuat uyumu yok
Karayolu Taşıma Kanunu ve Karayolları Trafik Kanununda, ‘çorba kanunlar’ içinde değişiklikler yapıldı. Yönetmelikler de bunlara göre değiştirildi. Ben, gerek taşıma gerekse trafik kanunlarının birbiriyle uyumlu biçimde yeniden hazırlanması gerektiğini yazıp söyleyenlerdenim. Büyükşehirler dahil belediyelerin taşıma/ulaşım/trafik hak, yetki ve sorumluluklarının da aynı kapsamda ele alınmasını şart görürüm. Halen yaşanan pek çok sıkıntı ancak böyle giderilebilir. Bu genel konuyu bırakıp Karayolları Trafik Kanun ve Yönetmeliğinde yapılan ehliyetle ilgili düzenlemelere gelmek istiyorum.
Ehliyetler değişiyor
Öncelikle belirtelim ki bazı mevzuat değişiklikleri vatandaşların sahip olmaları gereken belgeleri de değiştirir. Tabii, bu değişim iş yükü yanında keseye de dokunur. Ehliyetler de böyle… Bunun ötesinde ehliyetlerin alınması, kullanılması, geçerliliğini koruması veya kaybetmesi gibi konular da var.
Haberlerde duydum ki bu yaz ehliyetlerimiz değişecekmiş. Bu kapsamda ehliyetlerin sınıf ve türleri de değişiyor-muş. Peki, hangi tür yeni ehliyetler olacak? Henüz kesin değilmiş. Sadece mevcut 15-16 ehliyet çeşidinin 25 civarına çıkacağı söyleniyor. Peki, bu çeşitler ihtiyaçlara uygun olacak mı?
Ehliyet-araç uyumu
Şüphesiz ki ehliyetler kullanım amacına ve araç türüne uygun olmalı. Bunun için de araç türlerine bakmalıyız. Basitçe araçları yolcu-yük taşıtı, büyük-küçük taşıt, özel (hususi)-ticari şeklinde ayırabiliriz. Bu ayrımlar son mevzuat düzenlemeleriyle getirilen tanımlarla epey netleştirildi. Hala da net olmayan hususlar var.
• KTK ve KTY özel otomobillerle yapılan taşımaları taşıma mevzuatından (yetki belgesinden) muaf tutuyor. Bu özel otomobil kavramı Trafik Kanunu ve Yönetmeliğindeki hususi otomobile mi karşılık geliyor?
• Otomobil küçük yolcu taşıtı, büyüğüyse otobüs. Otobüsün de büyük-küçük, minibüs vs. tipleri var. Peki, bu büyük yolcu taşıtlarının, yani otobüslerin özel veya hususisi var mı, olur mu? Eğer varsa -ki B3, D3 belgelerine özel otobüs kaydedilebileceğine göre olmalı- bunların da tümüyle adı geçen mevzuat kapsamında olduğu şüphesiz mi?
• Benzer sorular yük için de var. Yük taşımacılığının küçük taşıtı kamyonet. Onların otomobiller gibi ayrı bir belgesi yok, ama ayrı bir statüsü hem var hem yok. Yük taşımacılığında kullanılan taşıtların (küçük-büyük) özeli olabilir mi? C1 ve K2’de belgeye tabi olarak var olduğunu görüyoruz. Ayrıca kamyonet türü yük taşıtlarının, ticari taşıma yapmamak üzere, belgeye tabi olmayanları var. Bu taşıtların hususi (özel) veya ticari olma durumu karışık.
Kiralık taşıtlar
Bir de kiralık taşıt konusu var. Burada, taşımacıların belgelerine sözleşmeli olarak kaydedilenleri kastetmiyoruz. Kiralık taşıt hizmeti verenler belgesi olmayan insanlara otomobilden öte kamyon, kamyonet, otobüs kiraya verebilir mi? Bu taşıtların hususi (özel) veya ticari olma durumu ne?
Bunları da geçsek bile kiralık otomobiller hususi mi, ticari mi? Bunların kiralanması özellikle de sürücülü kiralanması araç kiralama hizmeti vermek mi, yoksa taşıma hizmeti vermek mi?
Cevabı net olmayan bu sorular bazılarınca gereksiz bulunabilir. Unutulmamalıdır ki şeytan ayrıntıda gizlidir. Bunlarda netlik sağlanmadan ehliyetler doğru biçimde sınıflandırılamaz.
Bazı sorular…
Özel araçlar dışındaki tüm araçların kullanımları ticari olduğuna göre bunların ehliyetleri de ticari olmak zorunda değil mi?
Özel olsalar bile otobüs, kamyon, kamyonet gibi taşıtlar yetki belgelerine (B3, D3, C1, K2) yazılmak zorunda olduğuna göre bunlara da ticari sürücü belgesi gerekmez mi?
Bunlara ticari ehliyet gerekiyorsa, ticari taşıt olmakla birlikte sadece kendi işinde kullanılan K2 belgeli kamyonetlerin sürücüleri -sahibi de olsa- ticari ehliyet almak zorunda olacak mı?
Resmi taşıtlar
Bunların kullanımı özel/hususi olarak değerlendirilemez. Bu türden taşıtlar ve sürücüleri ticari şartlarına tabi olmalı. Sadece yolcu taşımacılıkta kullanılmayan, yani belediye taksisi, belediye taksi dolmuşu olmayan otomobiller hususi/özel muamelesi görebilir. Diğerleri belgeye kayıtlı olmasalar da sürücülerinin ilgili araç türüne göre ticari eşdeğeri ehliyetleri zorunlu olmalıdır.
Deneyim konusu
Pek çok kişi büyük araç kullanımının küçük araç deneyimine, şehirlerarası araç kullanımının şehiriçi deneyimine bağlanmasını önerir. Görünüşte güzel. Bu durumda önce küçük/şehiriçi sürücü belgesi alınmalı. Peki, bu alındıktan sonra deneyim nasıl kazanılacak? Hangi şartlarda kaç yıl sonra yeni belgeye geçilecek? Önceki belgenin yastık altında bekletilmesi yeterli midir! Uygun şartlar olmadan bekletmeyle turşu bile yapılmaz. Öyleyse eski belgeyle çalışılıp deneyim kazanıldığı nasıl belgelenecek? Tabii, adet yerini bulsun türü belgeleme hariç.
SRC konusu
Önce SRC kapsamını netleştirelim. Hususi otomobiller ile belge muafiyeti verilen hususi kamyonetler dışındaki tüm taşıtlar, yani taksi, taksi dolmuş ve A belgeli otomobiller ile diğer tüm taşıtlar SRC zorunluluğuna tabi. Bunlara yukarıda ticari sürücü belgesi önerildi. Yani, ticari sürücü belgeleri SRC zorunluluğuna tabi. Öyleyse ticari sürücü belgeleri SRC şartlarına da uygun olarak verilmeli. Ayrıca bir SRC eğitimi ve belgesi niye gereksin ki. ■