Bu sayıdaki yazımda taşımacıların gündeminde olan 3 konu üzerinde durmak ve bir konu üzerinde de düzeltici bir özet yapmak istiyorum.
Yönetmelik iptali
2019 yılında yapılan bir değişiklikle Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 41’inci maddesine şu düzenleme getirildi: “Servis taşımaları yapmak üzere yetki belgesi alanlar, bu yetki belgesiyle servis taşımacılığı faaliyetinden başka faaliyette bulunamazlar.”
Şimdi, açılan bir dava sonucu bu düzenleme iptal edilmiş bulunuyor. Bununla ilgili değerlendirmelerde bulunmak istiyorum.
Bu düzenleme getirilmeden önce taşımacılık işleriyle ilgili bir belgeyle başka faaliyet yapmak serbest miydi de bu düzenleme ile yasaklandı? B1,B2, D1, D2 ve D4 belgeleriyle belge kapsamına girmeyen bir faaliyet yapmak serbest mi ki, yasaklanmamış! Bütün belgeler için kapsam dışı faaliyet yasağı zaten Yönetmelikte yok mu?
Şimdi bu düzenlemenin iptali ile taşımacılık belgeleriyle kapsam dışı faaliyet yasak olmaktan çıktı mı? Yani başka türlü faaliyetler de yapılabilecek mi? Taşıma ile ilgili belgelerde bu serbestlik geldiyse aynı durum diğer belgeler için de geçerli olacak mı?
Böyle bir iptal sonrasında artık D1 belgelerine servis taşımacılığında kullanılan taşıtlar, özellikle de 25 koltuktan küçük servis taşıtları yazılabilecek mi? Yazılabilecek ise bu durum B1 belgelerini de kapsamaz mı?
Bu durum geçen sayımızdaki yazımda önerdiğim B1 ve D1 belgelerine de küçük otobüslerin yazılabilmesi durumunu doğurmaz mı?
Bu düzenlemede sözü edilen servis taşımacılığı ile ilgili belge, Bakanlığın verdiği D4 Servis Belgesi midir yoksa belediyelerden alınan servis belgelerini de kapsıyor mu? Bakanlıktan alınan servis belgeleri kast ediliyorsa, bunlarla ilgili yeterli düzenleme zaten Yönetmelikte mevcut ayrıca bir düzenleme gerekmez. Eğer belediye alanı içindeki servis belgeleri de kast ediliyorsa Bakanlık Taşıma Kanunu ve Yönetmeliği’nin sınırlarının dışına çıkmış belediyelerin yetki alanına tecavüz etmiş olmaz mı?
Konu pek çok yönüyle ele alınabilir. Bakanlığın belediye alanındaki taşımalarla ilgili yetki tecavüzleri zaman zaman görülüyor. Otomobil taşımaları ve havalimanı taşımaları bunun başlıca örnekleri. Bunların da bir kısmı hukuk engeline takılıyor. Bu konu üzerinde ileriki yazılarımda daha geniş durmayı düşünüyorum.
Köprü geçiş cezaları
B1 ve D1 belgeleri ile yapılan tarifeli seferlerde 3. köprü yerine birinci veya ikinci köprünün kullanılmasına bağlı olarak taşımacılara cezalar kesildiği ve bunların tahsili yoluna gidildiği belirtiliyor. Büyük miktardaki bu cezaların belge sahiplerini mağdur edeceği şüphesiz. Bunun çözümü olarak da bu cezaların iptali ya da affı isteniyor. Bunun kolaylıkla mümkün olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca böyle bir çözümde, gelecekte yeni cezalar da gelmeye devam edecektir. Bunun çözümü bu konudaki haksızlığın giderilmesidir. Bu da diğer tüm yolcu taşıtlarına verilen birinci veya ikinci köprüyü kullanma imkanının B1 ve D1 belgelerine de tanınmasıdır.
--------------------------------
Artık bu haksızlık kökten giderilip D1 ve B1 belgelerine de birinci veya ikinci köprüyü kullanma hakkı verilmelidir.
--------------------------------
Bunlara bu imkanın verilmemiş olması zaten büyük bir adaletsizliktir. Öyle ki D2 belgesiyle İstanbul’dan Antalya’ya yapılacak tarifesiz şehirlerarası yolcu taşıması bu hakka sahipken aynı taşımanın B1 veya D1 belgesiyle tarifeli olarak yapılması nasıl suç olabilir? Taşımacılar ve onların örgütleri bu konuyla ilgili yeteri derecede mücadele etmemişlerdir diye düşünüyorum. Bakanlık da korunması gereken tarifeli taşımalar için böyle bir imkan getirilmesi yönünde yeterli desteği sağlamış gibi görünmüyor. Artık bu haksızlık kökten giderilip D1 ve B1 belgelerine de birinci veya ikinci köprüyü kullanma hakkı verilmelidir.
Yazdan kışa geçerken
Yolcu taşımaları yaz sezonunun ardından tümüyle normale dönmeye başlıyor. Bu da seferlerdeki dolulukları ve gelirleri azaltıyor. Özellikle doluluğu arttırmak için akla gelebilecek seçenek, fiyatları düşürerek yolcuları kendi taşımalarına yönlendirmektir. Tabii ki diğer taşımacıların eli de armut toplamıyor; onlar da benzer çaba içine gireceklerdir. Bunun çözümü asla taşıma ücretini düşürmek olamaz. Aklın yolu düşen yolcu talebine bağlı olarak taşımacıların yazlık seferlerini azaltmaları, hatta bazı hatlarda bitirmeleridir.
İçinde bulunduğumuz yüksek enflasyon ortamında, bırakınız ücret düşürmeyi ücretleri arttırmamak bile zaten kışa geçiş döneminde yolcu sayısını korumak için yeterli görülmelidir. Ücret düşürmeye gidildiğinde yaklaşan kış döneminde çok çok azaltmak gibi kötü duruma ulaşılabilir. Taşımacılar bu geçişi daha dikkatli ve daha akıllı yapmak zorundadırlar. Bu arada yaklaşan kış mevsimi için hazırlıklara da şimdiden yavaş yavaş başlanması gerekir. Uzun olmayan bir sürede bazı bölgelerde kışın zorlaşacak yol koşulları görülecektir. Taşımacıların bu koşullara hazırlanmaları ve olası olumsuzluklar için çözüm bulmaları hem ticari hem de insani açıdan görevleridir.
Belge düzenlemeleri
Geçen sayıdaki yazımda, yeterlilikleri gereği tarifeli taşımacılara tarifesiz taşımaları da yapma hakkı verilmesi gerektiğini belirtmiştim. Bu gerçekleştiğinde B1 belgelerinde yurtiçi ve yurtdışı tarifeli ve tarifesiz tüm taşımalar yapılabilecektir. D1 belgeleriyle de tarifeli ve tarifesiz tüm yurtiçi taşımaların yapılması imkanı doğacaktır. B2 ve D2 belgelerinin durumlarında bir değişim olmayacaktır. Ayrıca tarifeli taşıma belgelerinde tüm taşıtların kaydedilebilmesi imkanını da gerekli görmüştüm. Bu da yapılır, özmal karşılığı sözleşmeli taşıt oranları da tüm belgeler için eşitlenirse tüm taşımacılar B1, B2, D1 ve D2 belgelerinden sadece biriyle işlerini görebilecekler. Yani tüm taşıtlar sadece bir belgeye yazılıp etkinlikte kullanılabilecek. Asgari özmal kapasitedeki taşıtlarda ve yurtdışı seferlerde 25’ten büyük kapasiteli taşıtların kullanılması yine aranabilir. Yazımda karışan bazı hususları netleştirmek için bu önemli konuyu bir kez daha özetlemek istedim. Bakanlık, bu konu üzerinde durmalı, cesur adımlar atma imkanını aramalıdır. Bu tür düzenlemeler belge iptalinde gündeme gelen farklı taşıtların kaydı gibi sorunları da ortadan kaldırabilir. ■