2025-03-11 12:58:06

Bayrama doğru

Dr. Zeki Dönmez

zeki.donmez@tasimadunyasi.com 11 Mart 2025, 12:58

Alışılmış hafta sonu tatilleri dışındaki tatiller, insanların hayatına renk  katar, heyecan getirir. Özellikle de başta dini bayramlar olmak üzere  diğer tatillerle birleşerek uzayan tatiller daha da önemlidir. Bu  durum yolcu taşımacılığı için özel bir önem taşır. Seyahat talepleri artar, hatta karşılanamaz. Yolcular yer bulamamaktan ve taşımacıların yüksek ücret almasından şikayet ederler. Taşımacılar ise bu dönemde indirim haklarını pek kullanmayarak tam ücrete yakın ücret alırlar. Ek seferlerle kapasitelerini arttırırlar. Bakanlığın izni ile başkalarına ait taşıtların boş kapasitelerini de kullanırlar. Bakanlık da olası kural ihlalleri nedeniyle, ücret ve güvenlik başta olmak üzere bu dönemlerde daha fazla denetim yapar. Bu bayram öncesinde taşımacıların alışılmışın ötesinde bazı taleplerde bulunduklarını öğrendim. Bunları da ayrıca ele alacağım. Ancak önce genel konular.  

Ücret tarifeleri  

Mal ve hizmet alımlarında olası haksız kazançları önlemek, kaba tabirle kötü satıcılar tarafından alıcıların kazıklanmasını engelemek amacıyla pek çok alanda ücret tarifelerinin yayınlanması esası getirilmiştir. Bilinmelidirki tarifelerdeki ücretler tavan olup üstüne çıkılamaz ama altına inilebilir. Bir hizmet sunumu olan yolcu taşımacılığında da hangi taşıma hizmetinin hangi bedelle alınabileceğinin belirtilmesi gerekir. Bu ihtiyaç karayolu, denizyolu, demiryolu, havayolu modlarının hepsi için geçerlidir. Bunun tek istisnası, taşıma hizmetinin özel bir anlaşmayla satın alındığı grup taşımalarıdır. B2 ve D2 belgeleri ile yapılan otobüsle grup yolcu taşımalarında bir tarifeden söz edilemez. Alınacak hizmetin niteliği de, ödenecek ücret de her taşıma için ayrıca taşıma sözleşmesi ile belirlenmek zorundadır. Tabii, B2 ve D2 belgeli taşımacılar verdikleri bu türden hizmetler için de bilgilendirici açıklama veya tarifeler sunabilirler.  

Mevzuatta ücret tarifeleri 

Karayolu Taşıma Kanunu, tarifeli yolcu taşımacılarına ücret tarifesi hazırlama, Bakanlığa bildirme, yolculara duyurma ve bunlara uyum yükümlülüğü getirmiştir. Bu da genel tarife anlayışına uygundur. Burada bir taşımacı örgütünün değil, her taşımacının kendisi için ücret tarifesi hazırlaması çok önemli ve çok yerindedir. Kanunda ifade edilen taşımaların ‘serbest rekabet ortamında gerçekleşmesi’ düzenlemesinin de gereği budur. Hiç kimse, hiçbir ücret tarifesini almaya zorlanamaz. Ancak Kanundaki bu hak Yönetmelik ile sınırlandırılmakta, adeta budanmakta ve Kanuna aykırı bir durum yaratılmaktadır. Bunun en belirgin şekli 4 ay dolmadan yeni tarife alınmasının yasaya aykırı bir biçimde engellenmesidir. Kanundaki kurallara aykırılıkların cezası zaten Kanunda vardır. Yönetmeliğe baktığımızda 4 aydan önce tarife alamama kuralının ihlali halinde yani taşımacının bir tarifeyi aldıktan bir ay sonra yeni bir tarife almasını engelleyen Yönetmelik kuralının ise hiçbir yaptırımı veya cezası yer almamaktadır. Bir cezanın öngörülememiş olması, durumu ortaya konmaktadır. Kanuna aykırı bir şekilde, bu kuralı koymak, serbest rekabet anlayışına açıkça aykırıdır. Üstelik yüksek enflasyon yaşanan dönemlerde bu, tamamen taşımacıyı maliyetler karşısında çaresiz bırakmaktadır. 4 aydan önce tarife hazırlayıp Bakanlığa bildiren bir taşımacıya Bakanlık ne yapacaktır? Kanuna göre, Bakanlığın taşımacı tarafından hazırlanan tarifeyi beğenmeme, onaylamama gibi bir yetkisi olamaz. Kısacası Kanuna aykırı biçimde Yönetmeliğe konan 4 ay sınırlaması, hem haksız hem de geçersizdir. Ben taşımacıları bu haklarını kullanmaya davet ediyorum.  

Fahiş ücret suçlaması 

Değişik ticari faaliyetlerde zaman zaman fahiş ücret şikayetleri duyarız. Ancak mevzuatta ne tanımı vardır, ne de böyle bir suçun karşılığı. Olsa olsa normalin çok çok üzerinde ücret talebini ifade eder. Acaba yapılan denetimlerde tespit edilen ücret fazlalıkları bu kapsama giriyor mu? Bu husus açıklanmadığı için bilemiyoruz. Ancak 1000 liralık ücret tarifesi olanın 1100 TL ücret alması, sadece tarifeye aykırı ücret alma suçunu oluşturur. Buna fahiş ücret demek insafla bağdaşmaz. Bunun oluşabilmesi için 1000 liranın çok çok üzerine çıkılması gerekmez mi? Taşımacıların bayram öncesinde yaptıkları önemli indirimleri, bayram döneminde kaldırıp tarifedeki tam ücreti almaları; ne bir suç, ne bir haksızlık, ne de bir fırsatçılıktır. Üstelik artan enflasyonun maliyet artışları karşısında tarifesini de değiştiremeyen taşımacının ücret tarifesini en üst düzeyde uygulaması bir zorunluluktur. Şu da bilinmelidir ki, bayram dönemlerinin ilk günlerinde gidişi dolu, dönüşü boş; son günlerde gidiş boş, dönüş dolu ek seferler gündeme gelir. Bu geliş gidişin maliyeti ancak tarifenin üst sınırını uygulamakla karşılanabilir. Hatta bu ek seferler için ek ücret tarifesi hazırlayıp duyurmak ve bunun imkan verdiği yüksek ücreti almak da haksızlık değildir. Kısacası taşımacılar tarife değiştirememe cenderesinden kurtarılmalı, serbest rekabetin verdiği hakları kullanmalarına imkan yaratılmalıdır.  

Rekabet durumu  

Havayolunda başlıca iki ana taşımacımız var. Bunların rekabeti çok az, hatta yok gibidir. Demiryolunda zaten tek işletmeci vardır. Denizyolu, söz etmeyi gerektirmeyecek kadar küçülmüştür. Buna karşılık otobüsle yolcu taşımacılığında çok sayıda taşımacı rekabet halindedir. Bu durum yolculara taşımacılardan uygun olanı seçme imkanı verir. Hal böyleyken fahiş ücret almak veya yolcunun fahiş ücrete razı olması nasıl mümkün olabilir? Aynı şey grup yolcu taşımacıları için de geçerlidir. Çok sayıdaki D2 belgeli taşımacı birbirleriyle rekabet halinde olup yüksek veya fahiş ücretli sözleşme yapmaları hiç mümkün değildir. Şüphesiz ki, her mesleğin içinde kurallara uymayan hatta zaman zaman fırsatçılık boyutunda ücret talep eden insanlar bulunabilir. Bayram döneminde sevdiklerine ulaşma arzusunın getirdiği yoğun talep, bunlara ortam da hazırlayabilir. Ancak bunlar bireysel suç olarak görülmeli ve tüm taşımacıları suçlayıcı ifadelerden kaçınılmalıdır.  

Denetim  

Yolcu taşımacılığında denetim gereklidir.Ancak bu husus ücretten önce can ve mal güvenliğinin sağlanması ile ilgili olmalıdır. İnsanlar ücret konusunda kendisini koruyacak zekâ ve imkanlara sahiptir. Ancak taşımacıları güvenlik yönüyle değerlendirecek bilgi ve imkâna pek sahip değildirler. Bu boşluğu devlet doldurmalıdır. Ücret yönüyle denetime gelince; gıda alanında örneklerini gördüğümüz, bir kişiye 
1000 liralık, 4 kişilik gruba 5000 liralık kahvaltı ve 3000 liraya makarna gibi fiyatlar akla gelmektedir. Buna rağmen bu konularda da denetimden ziyade müşteriler kendilerini korumalıdırlar. Hizmeti alacakları kapıdan girmeden önce fiyat tarifelerine bakma alışkanlığı kazanmalı ve bu işi devlete yaptırma kolaycılığından vazgeçmelidirler. Tarifelere bakma hususu yolcu taşımacılığı için de geçerlidir. Bayramla ilgili bu genel hususlardan sonra taşımacıların Bakanlıktan talep ettiği hususlar üzerinde tek tek duralım.  

Yeni ücret tarifesi alınması 

Taşımacıların talepleri arasında bayramdan önce her taşımacıya yeni ücret tarifesi alma hakkı verilmesi yer alıyor. Öncelikle belirteyim ki, Bakanlık taşımacıların taleplerine mevzuat çerçevesinde cevap verebilir.  Mevzuata aykırı talepleri karşılayamaz. Taşımacılar da talepte bulunurken bunu göz önünde bulundurmalıdırlar.  Mevzuatta 4 ayda bir yeni tarife alabilme imkanı bulunmaktadır. Bu hususu yukarıda değerlendirdim. Bu sürenin uzun oluşu nedeniyle başka bir düzenleme yapılması istenebilir. Ben yazılarımda 4 aylık sürenin 3 aya (12 haftaya) düşürülmesiyle mevsim başına bir defa olmak üzere yılda 4 tarife alma hakkını önermiştim. Bu süre daha da kısa örneğin iki ay bile olabilir. Ancak asgari bir sürenin bulunmadığı, istediğin vakit tarife değiştirme hali adeta tarifesiz çalışma anlamına gelir ve kabul edilemez. Bunun dışında tarife alınmasından sonra açıklanan enflasyonun belirli bir rakamı (yüzde 10-15 gibi) aşması halinde süreye bakılmaksızın taşımacıların yeni tarife alabilmelerini de öneri olarak sunmuştum. Bu konularda çaba  göstermeyen taşımacıların talebi nasıl karşılanacak?  Mevzuatta bayram öncesi tarife hakkı bulunmuyor. Bu talep ancak geçici bir düzenlemeyle mevzuata eklenirse karşılanabilir.  Ben başka bir yol görmüyorum. Bunu da önermiyorum. 

Haksız ve yıkıcı rekabetin engellenmesi  

Taşımacıların bu talebi biraz alışılmış bir ifade. Önce haksız ve/veya yıkıcı rekabetin varlığını açıklamaları gerekir. Tabii bunun için de bu rekabet türlerinin tanımlanması ve anlatılması şart. Mevcut karayolu taşıma mevzuatında böyle tanımlar ve bunları engelleyecek düzenlemeler yok. Bakanlığın ne yaparak bunları sağlaması isteniyor? Haksız rekabet konusu tüm ticari faaliyetler için Türk Ticaret Kanunu’nda yer alıyor. Böyle bir haksızlığa uğrayanların, buna karşı ne yapacakları da orada belirtiliyor. İsteyen bu yolu kullanabilir. Yıkıcı rekabete sıra gelince... 

Taban ve tavan ücret ilanı isteği

Yıkıcı rekabetle ilgili olabilecek konu bu olabilir. Zaten böyle bir istek talepler arasında yer alıyor. Önce belirteyim ki, şu anda taşımacılıkta tavan ücret gerektiren bir durum görmüyorum. Açıklanacak tavan ücret taşımacıların taleplerini karşılamayıp kendi tarifelerindeki ücretten bile az olabilir. Bu da bayram döneminde onlara sıkıntı yaratır. Tavan ücret istemek kanun ve yönetmelikte yer alan aşırı ücret uygulanması halinde mümkün olabilir. Böyle bir halin varlığı söz konusu mu, veya bayramda bu olacak da ona çare mi aranıyor?  

Taşımacılıkta aşırı ücret hali zaman zaman terminallerde gündeme gelir. Eğer böyle bir hal söz konusu ise bunun çeşitli örnekleriyle gösterilmesi ve buralarda tavan ücret gerekliliğine Bakanlığın inandırılması gerekir. Şu da bilinmeliki, açıklanacak tavan ücret tüm terminalleri kapsayacak şekilde olacaktır, olmalıdır. Eğer taşıma ücretlerinde taban ücret belirlenmesi isteniyorsa yandı gülüm keten helva. Önümüzde Ramazan Bayramı var. Pek iyi günlere gelmiyorsa da 23 Nisan ve 1 Mayıs tatilleri var. Hafta sonu ile birleşen 19 Mayıs tatili var. Bunun sonrasında Kurban Bayramı  ve takiben yaz sezonu geliyor. Bu arada bahar aylarında bir sürü yerde özel etkinlikler de olur. Bir örnek vermek gerekirse Alaçatı Ot Festivali gibi.. Böyle bir dönemde taşımacılar taban ücret istemeyecek kadar sorumluluk gösteremeyip taban ücrete ihtiyaç duymuşlarsa, onları kimse kurtaramaz, önce kendilerine baksınlar.  

Acente komisyonuna sınır 

Taşımacıların talepleri arasında online hizmet veren acentelerin komisyon oranlarının düşürülmesi yer alıyor. Bazı sorular soralım; Birinci soru niye? İkinci soru niye tüm acentelere değil? Üçüncü soru bu nasıl olacak? Taşıma mevzuatına göre yolcu taşımacılığında komisyonculuk yasak, acentelik var. Bu nedenle komisyon da denmemeli. Bunun yerine acente hizmet bedeli diyelim. Mevzuatta bununla ilgili bir husus yer almıyor. Yani acentelik hizmet bedelleri bir ücret tarifesine tabii değil. Bunlar taşımacıların yapacakları sözleşmeler ile belirleniyor. Bu sözleşmelere Bakanlık nasıl müdahale etsin? Bazıları ‘Bakanlık bir yazı yayınlasın’ diyebilir. Bakanlığın böyle bir yazı yayınlayıp acentelerin hizmet bedellerine müdahalesi mümkün mü? Acentelerin de Kanundaki serbest rekabetten faydalanma hakkı ve sözleşme hürriyetleri yok mu? Birşeyi önerirken lütfen bunun mevzuat içindeki yerini de düşünün.  

Son dakika 

Karayolu Taşıma Kanunu’nda taşımacılıkla ilgili suçlara uygulanacak para cezalarının bir güncelleme ile arttırılması yönünde bir çalışmanın olduğu haberi medyanın gündeminde yeni yer aldı. Bu önemli bir gelişme. Öncelikle şunu belirteyim; bu doğru olmakla birlike Karayolu Taşıma Kanunu’ndaki tek sorunun bu olmadığını düşünüyorum. 20 Ocak 2025 tarihli gazetemizde ‘Daha İyi Bir Taşıma Kanunu Mümkün’ başlıklı bir yazım yayınlandı. Bu yazıda Karayolu Taşıma Kanunu’nun iyileştirilmesine ilişkin düşüncelerime yer verdim. Eğer geç kalınmadıysa acilen bir çalışma yapılarak idari para cezalarına ilişkin kanun değişikliğinin içine diğer hususların da girmesi iyi olur. Bunun ötesinde taşımacılar kendileri tarafından işlenmesi söz konusu olmayan yetki belgesiz taşımacılık gibi fiillerin cezasının arttırılması düzenlemesinin yanında kendilerinin kusurları halinde uygulanacak idari para cezalarının da artmasını kabullenmeli ve konuya bu gözle bakmalıdırlar. Konuya ilişkin haberdeki hususlar üzerinde biraz duralım. Biletsiz yolcu taşımacılığı yapanlar ile taşıma sözleşmesiz taşıma yapanların kanunda mevcut 300-500 TL gibi olan cezaların; alt sınır 8 bin 500 TL, üst sınır 85 bin TL olarak değiştirileceği belirtiliyor. Öncelikle 300-500 TL’lik cezaların yeniden değerlemeler sonrasındaki güncel halini dikkate alarak karşılaştırma yapmak gerekir. Ayrıca mevcut düzenlemelerde olmayan alt ve üst sınır uygulamasının nasıl olacağı, hangi hallerde arttırılıp, eksiltileceği önemli. Bu konuda bilgi yok. Mevcuttaki belirli tek ceza hali daha iyi olabilir. Bu cezaların en yüksek olanının dahi en büyük suç olan yetki belgesiz taşımacılık cezasından daha düşük olması gerekir. Taşıma sözleşmesiz taşımacılık suçunun cezasının, sadece taşıma sözleşmesi yapması gerektiği halde yapmayan taşımacıya değil, taşıma sözleşmesi yapma hakkı bulunmadığı halde taşıma sözleşmesi yaparak taşıma yapan taşıt veya taşıt kartı sahiplerine de uygulanması düşünülmelidir. 

İndirme - bindirme konusu

Terminal ve ara durak dışındaki yolcu indirip, bindirenlere 5 bin ila 50 bin lira ceza verilmesi hususu üzerinde ayrıca dikkatle durmak lazım. Ara durak konusu hayli karışık. Ara durak, herkesin hizmet alabileceği bir durak, bir yermidir, yoksa sadece kalkış ve varış noktaları arasındaki terminallermidir? Uygun yerde yetki belgeli terminal olan hallerde bu kısıtlamaları kabul etmek mümkün olsa bile olmayan hallerde bunlar taşımayı zorlaştırabilir. Bir yerleşim yerinden geçerken orada uygun yerde inmek isteyen yolcuya, ‘30 km sonra yetki belgeli terminal var orada inersin’ denilebilir mi? Taşımacılar sıkça ihlal ettikleri halde ceza görmedikleri bu türden ihlaller için karşılarına çıkabilecek belirsiz ağır cezalar için iyi düşünmeli, bu ceza başlarına geldiğinde ‘Bu ceza taşımacıya zulümdür’ demenin kendisine haklılık kazandıramayacağını bilmeli.

Şimdiden dikkatli olmalılar.  

Kanunun terminal maddesinde ara durağın terminalden farklı ancak indirme,bindirme yapılabilen bir yer olduğu ve özelliklerinin Yönetmelikle ayrıca belirleneceği yazılıyor. Halbuki Yönetmelik buna aykırı durumda. Yönetmeliğin 58’inci maddesinde ara durakların sadece yetki belgeli terminaller olabileceği belirtiliyor. Ara durak tanımına bakacak olursak... Ara durakların kalkış ve varış noktaları arasında olacağı belirtiliyor. Yani Ankara-İstanbul taşımasında Sinop, Bitlis, Muğla, Edirne...ara durak olamaz. Bu ifade çok faydalı. Ayrıca yolcu indirilip, bindirilen yer olduğu ifade ediliyor. Durak zaten başka türlü olabilir mi? Bir de yolcuların asgari ihtiyaçlarının karşılanmasından söz ediliyor. Bunun şartları Kanuna rağmen Yönetmelikte yer almıyor. Tabii böyle olunca da terminal dışında bir ara durak olamıyor. Ben yolcu, taşımacı ve kamunun hak ve sorumluluklarını dikkate almaya çalışan biriyim. Ancak yalnışlara da yalnış derim. Terminal, kalkış-varış, indirme-bindirme ve biraz da bilet satış düzenlemelerindeki gereksiz ve yalnış bazı şartlar tarifeli taşımacılığı zora sokuyor. Günden güne de küçülüyor. Herhalde tarifeli taşımacılığa yapılmak istenen iyilik böyle olmamalı. Yoksa tarifeli taşımacılık bitecek, hiçbir sorun da kalmayacak. Bu konulardaki düşünce ve önerilerimi anlatmak istediğim yazıları umarım fırsat bulup en kısa sürede hazırlayabilirim.  

Son sözler 

Mevcut bilgilerimle şimdilik söyleyebileceklerim bunlar. Kanaatimce çok da acil olmadığını düşündüğüm ceza artışları için acele edilmemeli. Hem bu alanlarda netlik sağlanmasını, hem de diğer ihtiyaçların giderilmesini içeren bir Kanun değişiklik çalışması hızla yapılmalıdır.  

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. ■

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.