Bu söz, 1300 yıllarının başlarında, Bilecik'te Şeyh Edebali tarafından Osman Bey’e söylenmiş. Bakalım…
“Yeni dünya, yüksek donanımlı, yenilikçi, katma değerli insan varlığı istiyor.
Bunun adı ‘Kalkınma'dır.
Yaşayarak anlıyoruz…” demiştik geçen hafta.
Müşteri (TKİ) 2012'de 3 milyar ciro ile 1 milyar dolar kâr ettiklerini performans olarak açıklıyor, kâr yüzde 50 eder!
Müşterisine yüzde 50 kâr ettiren hiçbir tedarikçi yaşayamaz. Bu kârdan bir talebi olur.
Buradaki tedarikçi (Soma Holding) yaşıyor, talebi yok. İşe hevesle devam ediyor.
Üretimi 2 milyon tondan 6 milyon tona da çıkarıyor, yüzde 300 artış!
O da devletin 140 dolar olan maliyetini 28 dolara indirdiğini kamuoyuna açıklıyor.
Bu işi bilenler bile merak etmiyor bu yüksek performansı!
Bizler de -herkes- bu sonuçları ‘Özelleştirme'nin yüksek performansı olarak görüyoruz ve de memnun oluyoruz. Nereye kadar?
Kazaya kadar, hastalığa kadar, ölüme kadar… Yaşayarak gördük, bir kere daha.
Müşteri kapıda bekliyorsa, üretimini arttırmak, daha çok satmak, daha çok kazanmak normal.
Performansı arttırıyoruz. Bunun bir durma yeri yok mudur? Zincir zayıflar. Üretimin sürekliliği esastır. Böyle zincirleri yönetenler zayıflayan halkaları, kopacak noktaları bilirler, önlem alırlar.
“İşgücünün rekabetçiliği” endeksinde 144 ülke içinde rekabetçiliğimiz 43’üncü sırada.
Çok iyi, çünkü bedavaya çalışıyoruz.
Şimdi üretim kesik.
Rekabetçi olan bu işgücünün verimliliği 133’üncü sırada, eğitimi 124’üncü sırada, işgücünün yönetim ilişkisi 125’inci sırada. Önlemlerin kalitesi, yaygınlığı, denetimi zinciri kuvvetlendirecek ve üretimin sürekliliğini arttıracak elbet. Bu, ‘kalkınma’ ile olacak. Kalkınma için daha sevimli bir tanım çıktı yakında: “Merhametli büyüme”.
Merhametli büyüme, Kalkınma, Ekonomide demokrasi, Sosyal ekonomi, Sosyal devlet, Sosyal adalet talepleri bilişim sayesinde daha yaygınca, yazılı, resimli, anında dile geliyor ve talep ediliyor.
Yukarıdaki sıralamalar merhametle mi düzelir? Kimde var bu kadar merhamet!
İnsanımıza ve eğitilmiş insanımıza verdiğimiz değeri arttırdıkça bu sıralamalar düzelecek. Bu da büyümeyi kalkınmaya çevirmekle olacak.
Rakip olduğumuz ülkelere bakarsak çok ve çok yavaş kalkınıyoruz. İhraç malın kilogramında, dünya ortalaması, bizim 3 katımız.
Bu kötü durumumuzu ekonominin STK'ları yakından biliyorlar. Bizim bilginimiz bundan 700 yıl önce uyarmış: “İnsanı yaşat ki; devlet yaşasın.”
* * *
Şehirlerarası otobüsçülüğün en verimli hattı olan Ankara - İstanbul hattında YHT yakında sefere başlıyor.
Demiryolunun, yolcu payını yüzde 10'dan yüzde 78'e çıkarması bekleniyor. Demiryolu yolcusu 8 kat artacak demektir. Arz artınca muhakkak yolcu da artacaktır. Demiryolunun payı daha hızlı artacağı için otobüs yolcusunun azalacağı öngörülebilir.
Ama otobüsçülerin son 2 yılda yaklaşık 3 bin adet otobüs aldıklarını düşünürsek, toplam yolcunun artmasını öngördükleri belli.
Araştırmalara göre de Türkiye'de yolcu sayısı artmaya devam edecek ve otobüsün yolcu sayısı azalmayacak. ■