İstanbul’dan yapılan şehirlerarası (gerçekte illerarası) yolcu taşımalarından tarifeli (düzenli, grup olmaksızın bireysel faydalanmalı) olanların kalkış-varış noktası olarak kullandıkları ana terminal olan Büyük İstanbul Otogarı’nın işletme süresi dolup mülk sahibi olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devri gerçekleşti. Gelecekte bu otogarın bu hizmete kapatılması ve yeni otogarlarda hizmet verilmesi artık kesin gibi. Bunun değiştirilemeyeceği kabul edilirse, geriye, değişim sürecinin iyi yönetilmesi kalıyor. Bu çok önemli konu üzerinde titizlikle durulmalı.
Alibeyköy Otogarı
Yapılan açıklamalarda buranın hizmetinin süreceği görülüyor. Bana göre konumu çok uygun bir yer. Eminönü’nden tramvay bağlantısı sağlandı. Yapımı süren Kabataş-Esenyurt (M7) metro hattı buradan geçiyor. Bunun Mecidiyeköy-Mahmutbey kesimindeki tünel çalışması tamamlandı. 2020’nin ilk yarısında bu bölüm hizmete açılacak. Böylece Alibeyköy’e erişim daha da kolaylaşacak. Kabataş-Mecidiyeköy ve Mahmutbey-Esenyurt kısmı da tamamlandığında erişim çok daha iyi olacak.
‘Büyük İstanbul Otogarı’nın gelirlerini düşürür’ diye buradan kalkış-varış yapılması hatta kullanılması engellenmeye çalışıldıysa da artık bu sorun çözüldü. Buranın kalkış-varışlara açılması hem yolcular hem de otobüs işletmecileri için çok iyi olur. Özellikle otogarın ve bağlantı yollarının kilitlendiği bayram günleri başta olmak üzere yoğun sezonda buranın kullanılması çok önemlidir. Yine buranın gelecekte hizmetini sürdürmesi için her ortamda çalışılmalı.
Büyük İstanbul Otogarı’ndaki değişim
Büyük İstanbul Otogarı ile ilgili, bana göre, geçmişteki yanlış düşünceler artık ortadan kalktı. Birincisi buranın ücretlerine ve hizmetlerine hiç söz söylenememesiydi. Uygulanan yeni fiyatlar düşük ücretin mümkün olduğunu gösteriyor. Hizmet kalitesi için iyileşme başladığını da söyleyebiliriz. Mevcut otogarı savunmak için buranın dışından yapılan kalkış-varışlar ‘korsan’ diye nitelenirdi. Halbuki bu otobüslerin pek çoğunun yetki belgesi mevcut olup korsan sayılması mümkün değildi. Tabii ki, bunlar kural ihlali yapıyorlardı.
Yeni otogarlar
Yazılarımda geleceğin İstanbul’unda Anadolu yönüne gidecek otobüslerin esas olarak Anadolu yakasından kalkış-varış yapmalarını gerekli gördüğümü çok yazdım. Şimdi bu ihtiyaç daha iyi görülüyor. Böylece taşıma maliyetleri ve seyahat süreleri azalabilecek. Bu da otobüslere talebi arttıracak. Bundan İstanbul trafiği de kazançlı çıkacak. Şunu belirteyim ki, bırakınız Anadolu’dan gelen otobüslere Avrupa’ya geçme yasağı konulmasını, haksız olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün kullanım zorunluluğu kaldırılsa bile Anadolu yakasından kalkış-varışlar tercih edilecek.
Gazetemizin bu sayısında, konu, resmi bir ağızdan geniş bir şekilde yansıtılıyor. İki yakaya iki otogar söz konusu. Ben bunu çok yerinde buluyorum. Tabii, mevcut otogarın avantajlarını da görmezden gelenlerden değilim.
Otogar yerleri
Bir otogarın başarısında ilk ve çok önemli husus yeridir. İki yakadaki iki otogar için aday yerler belirlenmiş. Bunların TEM güzergahında olacağı görülüyor. Faydalı görülebilir. Yerlerine de bakmak lazım.
Anadolu (Asya) Otogarı için Kurtköy Bölgesi’nde iki alternatiften söz ediliyor. Bence Kurtköy iyi bir seçim. Bazıları biraz uzak bulabilir, ama geleceği de düşünmek gerekiyor. Önemli olan TEM’den uzaklaşmaması Sabiha Gökçen veya Sultanbeyli gibi noktalara gelecek metro bağlantılarıyla mutlaka entegre olması… Bu arada Kurtköy bölgesinde TEM ile Kuzey Marmara Otoyolu arasındaki bir noktada olması ana yollara erişimi kolaylaştırabilir.
Trakya (Avrupa) Otogarı için Başakşehir’in kuzeyindeki aday yerlerden söz ediliyor. İstanbul’un merkezine epey uzak. Merkeze daha yakın yer aranmalı. Bir de TEM’in kuzeyi yerine yakın civarı uygun olur. Burada da yukarıda sözü edilen Kabataş-Esenyurt Metrosu’nun istasyonlarından birine entegre olması çok çok önemli. En kötü halde bu entegrasyon ilave projelerle sağlanmalı.
Otobüsçüler ve onların sivil toplum kuruluşları bu yer konularına ilgi göstermeli. Mevcut otogar devam etsin diye ilgisiz kalmak, yanlışlara sebep olabilir. İsterseniz taşınmaya itirazınızı sürdürmekle birlikte, değişimin iyi olması için de çaba gösterin. Bir de şunu bilin ki, bu değişim en az iki yılı aşkın bir süre alacak. Raylı sistem haritalarında Havalimanı Metro yolu üzerinde Işıklar Otogarı İstasyonu görülüyor. Burası çok kuzeyde ve İstanbul’a uzak, umarım doğru değildir.
Diğer konular
Yerin iyi olması yetmiyor. Hangi büyüklükteki otogarın hangi anlayışla, hangi proje yaklaşımı ile yapılacağı da belirleyici. İleride yüksek otogar ücretleriyle karşılaşmamak için uygun büyüklükte ve lükse kaçmayan, ağır işletme maliyetleri getirmeyecek projelere yönelinmeli.
Otogarı kimin işleteceği çok önemli. Burada tek doğru var: Otobüsçüden en az ücreti alıp, yeterli hizmeti verecek işletmeci en iyisidir. Görüldüğü üzere bunu sağlayabilecek olan da kamu işletmeciliği yani belediyedir. Hemen denecek ki, otobüsçüler işletsin. Gerekçesi de otobüsçülerin para kazanması olacaktır. Bu kazanç mutlaka ücretleri artıracak, hizmetleri kötüleştirecektir.
Kimin işleteceği konusu kimin yapacağı ile yakından ilgilidir. Belediye ancak kendisi yaparsa kendisi işletebilir. Burada kendisinin yapması, kendi kaynaklarıyla yapması anlamındadır. Yoksa ‘belediye inşaat işine soyunsun’ demek istemiyoruz. Bunun için de belediyenin kaynak durumu gündeme gelecektir. Kaynak yetersizliği nedeniyle yap-işlet-devret veya benzeri modeller gündeme gelebilir. Burada otobüsçülerin zarar görmeyeceği sözleşmeler yapılması, belediyenin de özel sektörün işletmeciliği dönemlerinde her türlü kontrol yetkisini elinde tutması şarttır. Bu arada otobüsçüler dahil hiç kimseye ayrıcalık tanınması söz konusu olmaksızın herkesin katılabileceği ihalelerle sonuca gidilmesi gerekir.
Şehiriçi acenteler
Zaman zaman bilet satış acentelerinin düzenlenmesi, bir yerlerde toplanması dile getiriliyor. Görünüşte iyi gibi. Ama gerçek bu değil. İsteyen istediği yerde acentelik hizmeti verebilir. Acentelik hizmeti verilmesinin kimseye bir zararı olmaz. En kalabalık yerlerdeki alışveriş merkezlerinde bile bilet satılabilir. Bir yerde bilet satılması oradan ücretsiz servis hizmeti verilmesi zorunluluğunu veya hakkını getirmez. Bir kimse Taksim’de veya Eminönü’nde bilet satış hizmeti verebilir ama buraya ücretsiz servis getirme hakkı talep edemez. Ücretsiz servis hizmeti vermek isteyenler buna uygun yerlerde acenteler/yazıhaneler açmak zorundadır. Herkesi bir noktaya zorla toplamak hem hukuksuz hem de gereksizdir. Belediye hangi nokta ve güzergahlarda ücretsiz servise müsaade edeceğini veya etmeyeceğini açıklar, olur biter. Herkes buna göre kendi yolunu çizer.
Şunu da belirteyim ki, ücretsiz servis yer ve güzergahları otogarın yapılacağı yere göre değişecektir. Şurada iki yıl ömrü kalmış Büyük İstanbul Otogarı’na göre ahkâm kesmek yanlış olur. Yeni otogar yerleri belirlendikten sonra ücretsiz servis izin politikası oluşturulabilir. Burada yeni otogarın toplu taşıma imkanları önemlidir. Raylı sistem ihtiyacın büyük bir kısmını karşılarsa, geriye kalan çok az ihtiyacı karşılamak üzere ücretsiz servis, belediye otobüsü, minibüs hattı ve özel taşıma yöntemleri (Havaist, Havabüs vb.) hayata geçirilebilir.
Bir önemli nokta da; iki yakaya yapılacak iki ayrı otogarın arasındaki yolcu transferi için de yukarıdaki anlayışla taşıma sistemi oluşturulmasıdır. Böylece şehirlerarası otobüslerin az bir yolcu ile diğer otogara devam etmesi gibi gereksiz yükler oluşmaz. ■