Bizden…
“Sakar kazası” diye kalacak aklımda geçen haftaki anlaşılmaz kaza. 30 kişilik küçük otobüste 24 yolcunun anında öldüğü kaza... Otobüste fazladan kaç yolcunun olduğu bilinmeyen, söylenmeyen kaza.
*
Sorumlularının başka başka olduğu pek çok kusur toplandı, kaza oluştu ve bütün kusurların bedeli olan Hasarı, o aracın Trafik Sigortası ödeyecek. Yani, tek suçlu Trafik Sigortası.
*
Her bir yolcu için, yöredeki mahkeme, hala tekleştiremedikleri bir uygulama ile tazminat hesaplayacak, bunu sigorta şirketinin ölenin yakınlarına ödemesine hükmedecek, hüküm uygulanıncaya kadar şimdiden bilinmeyen bir irdeleme-inceleme süresi geçecek ve muhtemelen yıllar sonra, ölenlerin maddi tazminatı kalanlarının eline geçmiş olacak.
*
Trafik sigorta şirketi bu tazminatlar için hangi makamlara, hangi kişilere, hangi kurumlara rücu edebilecek; kimleri sorumlu tutabilecek bu tazminatlardan?
Turcuyu mu, araç sahibini mi, şoförü mü, yolcuları mı, İl Turizm Müdürlüğünü mü, İl Trafik Müdürlüğünü mü?
*
Yoksa bu tazminatlar hepimizin primlerine mi biniyor!
*
Sürücülerinin ilkokul mezunu olduğu karayolunda, sorumsuz-belgesiz-tanımsız Turcuların topladığı yolcuları, mesleki yeterlilikleri olmayan sürücülerle, teknik yeterliliği olmayan araçlarla ucuza taşımak, ülke turizminin tamamına zarar verecek kadar pahalı.
*
En küçük deniz aracını kullanmak için gereken Amatör Denizci Belgesi bile Sürücü Belgesi sınavından daha güncel ve geçerli sınavla alınabiliyor.
Tek kişilik bile olsa, küçücük bir uçağı uçurmak için gereken lisans o kadar çok ve kaliteli emek istiyor ki!
*
26 milyon sürücü belgemiz var, trafiğe 21 milyon aracımız kayıtlı. Karayolu trafik hasarlarına her yıl Ar-Ge bütçemiz kadar masraf ödüyoruz, milli gelirden.
Primlere tavan uygulanması da Trafik sigortasını durdurmuş durumda. Hazine, trafik sigortası yapmayan sigorta şirketlerini kovalıyor. Ticarete aykırı durum var ki, iş yürümüyor. Prime tavan koymak işin bozulmasının nedeni.
*
Hasara Uyumlu Prim yine esas olmalıdır.
Bu sayede sürücülerin sigorta performansı oluşacak ve iyiler kendilerini kanıtlayabilecekler. Değerli yolcular, değerli yükler değerli araçlarla, değerli şirketler sorumluluğunda, güvenli taşınacak, o zaman.
*
Belki de ancak o zaman Profesyonel Şoförler Derneği kurabilecekler. Profesyonel Futbolcular Derneği'ni örnek alabilirler. Varlıklarını duyurabilecekler, kaderlerini yönetecekler. Yılmak yok. Mesleki eğitim görecekler, meslek koduna kavuşacaklar, meslek standardını yazacaklar.
Halen bu profesyonellerin (SGK'lı) hiçbir temsil örgütü, odası, konfederasyonu, federasyonu, derneği yok. Mevcut örgütler Gelir Vergisi mükelleflerini alıyor.
* * *
Dünyadan…
İpek Demiryolu geçen hafta konu idi dünyada. Çin, bu güzergaha, 300 milyar dolar harcadığını anlattı. Çin ovalarını batıdan ayıran dağ sıralarını tünellerle geçtiğini duyurdu. Bu yatırımın tamamını Çin kendi karşılıyor. Pekin'den kalkacak ticaret treni kesiksiz ve aktarmasız Londra'ya varacak.
Bakü-Tiflis yolu ile İstanbul Boğaz geçişi bu yolun iki önemli aşaması ve sorunsuz. Çin bu yola, Ejder-Hilal yolu da diyor; Ejder'den (Çin) başlıyor, Hilal'e (Türkiye) eriyor.
Bu nedenle olsa gerek; Çin sadece 3 devletin başkanını devlet töreni ile karşıladı: Biri Türkiye, diğeri Rusya. Bu yol, ihtiyaç sahibi 4,5 milyar insanın yaşadığı doğu coğrafyamızı bağlayacak. Doğumuzdaki 60 ülkenin stratejisini değiştirecek! Çok kamyon, çok otobüs lazım.
*
Hedef 2030!
Ne hazırlığınız var?
Konuyu incelediniz mi?
İşte konu: https://www.google.com.tr/search?q=ipek+demiryolu,+Londra-+Pekin&tbm=isch&tbo=u&source=univ&sa=X&ved=0ahUKEwjv35eLwvnTAhXmKJoKHf-UANIQsAQIOQ&biw=1280&bih=662#imgrc=U0mtwhWwp-RN3M:
*
Düşünmeli haftalar dilerim... ■