İktisatçıların, ekonomistlerin, ekonomi yöneticilerinin olacağını bildikleri gelişmeler şimdilerde oluyor…
ABD, bastığı paralarla ekonomisini düzelme yoluna soktu. Basılan paralardan birazı ülkemize öyle hızla dolmuştu ki dolar iyice ucuzladı o yıllarda. Döviz kredileri yaygınlaştı, herkes liranın "aşırı değerli" olmasından şikayet bile etti. Merkez Bankası doları bir türlü pahalandıramamıştı, yıllarca…
Bolluktan yararlandık; otomobilde ithalat yüzde 80'e tırmandı, kredi büyümesi yüzde 35 oldu, cari açık yüzde 10'a ulaştı.
ABD ekonomisinde düzelme başlayınca, bastığı parayı azaltmaya başladı. Para bolluğu da azalmaya başladı. Dolar yükseldi nihayet ve aşırı değerli olan Türk Lirası da uygun bir değere geriledi, aşırılık şikayeti gündemden düştü.
Fakat… Dolar o kadar da fazla yükseldi ki Merkez Bankası bu defa Doları kendi kaynaklarından bollaştırma yoluna gitti. Sattı, sattı…
Kıtlık bastırıyor, Dolar yükseliyordu. Başka şeyler de yapmak gerekti ve Merkez Bankası bu defa TL'nin değerini arttırmak için TL faizini yükseltti, doların yükselmesini yavaşlattı.
Şimdi yeni denge noktası oluşacak; yükselmiş faiz, biraz yükselmiş dolar, biraz pahalanmış finansman ve karşılığında biraz yavaşlamış büyüme, biraz pahalanmış hayat, azalmayan işsizlik. Üzüleceğiz.
Turizm gelirleri artacak, ihracat gelirleri artacak, aramal üretimi artacak, istihdam artacak, ithalat azalacak, dış ticaret dengesi iyileşecek. Bunların hepsinin ortak sonucu olarak cari açık azalacak, dış finansman ihtiyacımız yavaşlayacak, sevineceğiz.
Etkin ve katılımcı yönetim gerek!
ABD'de, para basmak 2014 sonunda duracak. Japonya'nın ve AB'nin para basmasının devamı bekleniyor, başka konu, bunların hepsini biliyorduk… Bilemediğimiz bir konu var sanki:
Yukarıdaki üzülme noktalarımız bize benzeyen tüm ülkelerde var. Acaba bir durgunluk yaratacak mı?
ABD Merkez Bankasının yeni Başkanı geçen aylarda ABD ekonomisinin artık dünya ekonomileri ile yakından bağımlı olduğunu bildiklerini; karar alırken o ekonomilerin olumsuz etkilenmelerini en aza indirmeye dikkat ettiklerini söylemişti.
Bu, onları çalıştırmaya, durdurmamaya dikkat edecek demektir. Durdurursa eğer, kendi de ardından durur, tekrar!
Göreceğiz.
Basılan bu paraların bir de geri toplanması var. Şimdilerde henüz konuşulmuyor ama gereğince koyuyor planlarına, 2015'den itibaren, hem kamu, hem özel sektör. O hayat daha da sert olacak. Şükür ki her ilgili bunu biliyor. Başka konu!
Konunun ‘bilenler'i yine “Yapısal İyileştirme”lerden konuşmaya başladılar; katma değerli üretim, tasarım ve yenilikçilik, Ar-Ge verimliliği…
Bolluk zamanlarında bunlar akademik çevrelerin alanlarında ama uygulamacıların dikkatlerinden uzakta kalmışlardı.
Bu konular eğitim, istihdama duyarlı öğretim, paylaşım, erişim, hukuk düzenlemelerini anlatıyor sanki sevgili okurlar; yani ‘kalkınma'yı…
Önce güçlü ekonomiyi kuracağız, kalkınma sayesinde güçlü siyasete kavuşacağız: Kendi siyasetimize! ■