29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bir deyişi aklımda: Cumhuriyet; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister. Böyle nesilleri her ulus kendisi için ister.
* * *
Kimin sırtında taşıma dünyası? Sürücülerin, kaptanların. Yani aracı sevk ve idare eden kişinin. Araç markaları bile, bu kişiyi muhatap alan, bu kişiye değer veren tutumlara başladılar. Geçen hafta Scania haberinde anlattım, “siz aracı alın; Scania sizde işe başlasın” cümlesiyle markanın sürücüye yakınlığını dile getirdim.
Hemen tüm markalar ürünlerinin ekonomikliğini sürücüler üzerinden kanıtlamak yolunda. Markanın gidişatı sürücülere bağlanıyor, giderek. Bu, markayı abat da eder; berbat da...
*
İşletmeci şirketlerin kaderleri de sürücülere daha yakından bağlı artık. Başarıda şirketin adı geçtiği gibi, yanlışlık olduğunda da yine şirketin adı geçiyor. İkisinin kahramanı da sürücü, abat da ediyor, berbat da…
Sigorta şirketleri bireysel uygulamalarda sürücünün kalitesine puan veriyor, bunu prim hesabına katıyor. Ticari uygulamada da şirketin sürüş siciline göre hesap yapıyor. Hasarı yüksek şirketin primi de yüksek oluyor, tabii. Hasarı yapan kimdi? Sürücüler. Abat da ediyor, berbat da.
Sürücü kendine nasıl iyilik yapabilir? Sürücülüğü, meslek sayar. Gereklerini yerine getirir, işine saygı gösterir. Parlak bir sürüş sicili yapar. Yapar da, nasıl anlatacak, belgeleyecek, kanıtlayacak, ikna edecek? Mesela ben, ancak sempatik yollardan, sürücü belge numaram veya TC kimlik numaram ile trafik sicilimi öğrenebilirim. Hasar riskimin düşük olduğunu, bakım maliyetlerimin düşük olduğunu, kullandığım aracın ikinci el değerinin yüksek olduğunu, yolcumun memnun olduğunu, yükümün güvende olduğunu, sigorta primimin düşük olduğunu kanıtlayabilir; karşılığında da daha yüksek bir geliri hak ettiğimi anlatabilirim.
Ama Çalışma Bakanlığım, meslek kodumu, hatta meslek standardımı bile belirlemedi, tanımlamadı, hala. Federasyonum, odalarım, üniversitelerim dahil… Yani, başvurup da bilgi isteyeceğim bir merci veya kanal yok. Yani benim çok iyi sürücü olduğumu belgelemem olanaksız. Abat mı ederim berbat mı, kendim bile bilemiyorum.
Bütün bu belirsizliklere rağmen iyi haber: Meslek standardı yolunda bir kriter listesi yayımlandı.
İstanbul UKOME İstanbul içinde, yolcu taşımalarının bir türünde çalışacak sürücülerin uyacağı kurallar dizisini açıkladı. Sürücü sicili oluşacak. Bu sicil takip görecek ve bedeli ödenecek. İşletmeler de bu sicilden sorumlu ve yükümlü olacaklar. Her ilimizin bir UKOME'si var!
*
Bu tür taşımada çalışan sürücü artık bu kriterlerin aradığı kaliteyi ve donanımı sağlıyor olacak. Bu kriterler sayesinde o sürücünün saygınlığı oluşacak ve de artacak.
Biraz pratik konuşursam; ülkemin 26 milyon sürücüsü, bir mucize ile benim kadar iyi sürücü oluverse, trafik hasarlarına yılda harcadığımız para Ar-Ge'ye yılda harcadığımızın çok çok altına düşüverir. Ulaştırma verimliliğimiz artar, bu sayede kendi ihracat yükümüzü başkalarına kaptırmaktan kurtuluruz. AB'den bile iyi duruma geçeriz.
Bence sürücü konusunu araç markalarının hizmet yarışı, üretimin süreklilik ihtiyacı düzeltecek, rekabet ortamında. İyi sürücülerle abat oluruz.
* * *
Bakalım haritaya, önce mali, sonra siyasi…
*
Mali harita iç içe geçmiş durumda. Faiz filan dersek; Japon ev kadınlarının yaptığının daha iyisini bankaların yaptığını öğrendik geçen hafta. Batı bankasından negatif faizli kredi kullanıyor, üstüne negatif faiz kadar para da alıyor… Hepsini burada Merkez Bankasına yatırıyor, bir de pozitif faiz alıyor ve karşılığında yüksek kurlu bolca TL alıp kredi vererek de yüksek faiz kazanıyor. Kimden çıkıyor bu faiz? Hep üretimden. Bankalar abat oluyor.
*
Siyasi harita daha karmaşık. ABD Başkan adaylarından biri, seçimi sadece kendisinin kazanması halinde sonucu tanıyacağını bildirdi. Mevcut Başkan, bu adayı, Amerikan devletinin seçim adaletini zedelediği ve demokrasi kültürüne zarar verdiği için hemen uyardı.
Tam da bu sıralarda Suriye'de renkler iyice ortaya çıkıyor. Dostumun dostu benim dostum olmayabiliyor. Benim ulusal geleceğim dostumun petrol tedarikinden daha önemli hale gelebiliyor. Çıkarlar ayrıldığında yollar da ayrılabiliyor. Abat olan da berbat olan da var, burada.
* * *
Karşılaştırma:
Karşılıksız çek, toplam çekli ticaretin yüzde 3'ü kadar. Asgari ücret artışının maliyeti ile eşit!
Beraberce abat olabiliriz! ■