Kış lastiği zorunluluğunun başlayacağı 1 Aralık tarihinin yaklaşmasına da bağlı olarak, konu gündemde. Ben de konuyla ilgili bazı hususlar üzerinde durma gereği duydum.
Öncelikle böyle bir zorunluluk gerekli mi? Şüphesiz ki, evet. Kış şartlarından araçlar etkileniyor ve buna bağlı olumsuzluklar meydana geliyor. Bundan sadece araç sahibi değil, başkaları da zarar görüyor. Öyleyse, kış lastiği zorunluluğu yerinde. Bunun bir de kış lastiği-kar lastiği-dört mevsim lastiği boyutu ve tartışması var ki biz görmezden gelelim.
Mevcut mevzuatla kendimizi sınırlamazsak konunun üç önemli hususu var. Birincisi kış lastiği zorunluluğu; ne zaman başlayıp, ne zaman bitmeli. İkincisi ülkemizin hangi kesimlerinde (illerinde-ilçelerinde) uygulanmalı. Son olarak da hangi araçları kapsamalı?
Mevsimsel farklılıklar
Ülkemiz epey büyükçe bir alana yayılı. Üstelik coğrafi yapısında da farklılıklar var. Bazı yerler yüksek, bazı yerler ise düşük rakımlı. Yine bazı yerler deniz, göl, baraj etkisindeyken bazı yerler değil. Buna göre ülkemizde farklı kış koşulları yaşanıyor. Kışın erken gelip geç gittiği yerlerin yanı sıra kışın çok geç gelip kısa sürdüğü yerler var. Hatta kış koşullarının hiç yaşanmadığı yerler bile mümkün. Burada her ilin ayrı değerlendirilmesi akla gelebilir. Böyle bakıldığında kış koşulu yaşanmayan az sayıda il bulunabilir. Akla gelebilecek Antalya gibi sıcak iklimli bilinen yerler aldatıcı olabilir. Zira bu ilin hiç kış yaşanmayan yerleri var iken ağır kış koşullarının yaşandığı yaylaları da bulunuyor. Bu nedenle kış lastiği zorunluluğu bakımından ayrım yaparken dikkatli olunmalı. Bu kapsamda bazı iller tümüyle zorunluluk kapsamında, bazı iller tamamen zorunluluk dışı düşünülebilirken, bazı illerin bölgeleri için farklı uygulama gerekebilir. İzmir’in Karşıyaka, Konak gibi ilçeleri Muğla’nın Bodrum ilçesi, Antalya, Mersin ve Adana gibi illerin merkez veya sahil ilçeleri kış şartlarını yaşamıyor. Sadece burada seyahat eden bir araç için bu zorunluluk gerekli mi? Yine kışın yaşanmadığı yerlerde hizmet veren bir belediye otobüsü veya dolmuşun buranın dışına gitme ihtimali de bulunmadığı halde zorunluluk kapsamına alınmasında bir fayda var mı?
Her yer aynı mı?
Yine kış koşullarının yaşanıp yaşanmaması ötesinde bu koşulların yaşandığı il ve bölgelerde bunun yaşanmaya başladığı ve bittiği tarihler de farklı olacaktır. Erzurum’da Kasım ayı zorunluluk kapsamında düşünülebilirken bazı yerlerde 1 Aralık bile erken olabilir. Bu yıl, 15 Ekim’de Ardahan’a kar yağdığı haberini duyduk. Bakalım, Mersin’de ne zaman yağacak ya da yağacak mı?
İller arasında ayrım konusuna gelelim. Burada belirtelim ki, böyle bir ayrım yapılacak olursa; bu ayrımın o ile kayıtlı yani o ilin plakasını taşıyan araçlar için olmayacağı, orada seyreden tüm araçlar için kuralın geçerli olacağı şüphesizdir. Aksi halde sıcak bölgedeki bir ile kayıtlı aracın Erzurum’da kış lastiği takmaması, aksine Erzurum plakalı aracın Antalya sahilinde bile kış lastiği takması zorunluluğu gibi gariplikler yaşanabilir.
Araç ayrımı
Zorunluluk konusu olabilecek tüm araçlar yük-yolcu, hususi-ticari (yükte hususi var mı?) hafif-ağır gibi değişik kategorilere ayrılabilir. Bunlardan kıştan, kardan etkilenmeyeni var mı? Tabii ki yok. Erzurum’un kış şartlarında tüm araçlar zorlanıyor. Trafiğe ve başkalarına zarar verecek olumsuzluklar yaşayabiliyor. Belki bazı araçların verdiği zarar daha ağır olabilir. Örneğin; büyük tonajlı bir kamyonun kayması sonrasında diğer araçlara ölüm dahil büyük zararlar vermesi, kaldırılmasının zor ve zaman alıcı olması nedeniyle uzun süreli yolu kapatması gibi ağır sonuçlar yaşanabilir. Ancak bu durum dahi bazı araçların her yerde kapsam dışı tutulmasını haklı göstermez.
Ne yapmalı?
Yukarıda belirtilen düşüncelere göre kış lastiği zorunluluğunun araçlara, seyir yapılan illere ve ilin bölümlerine göre ve farklı sürelerle belirlendiği yeni bir mevzuat uygun olabilir. Ancak bunun zor ve zaman alıcı olması, uygulamada bazı sıkıntılar yaşanabilmesi dikkate alınarak, büyükşehirlerde UKOME’lere, büyükşehir olmayan illerde ise valiliklere aşağıdaki türden yetkiler verilmesi kış lastiği uygulamasında etkinlik sağlayabilir.
* 1 Aralık olan zorunluluk başlangıcının bir ay öncesi ile 15 gün sonrası arasında zorunluluğun başlangıç tarihinin belirlenmesi. Aynı şekilde 1 Nisan olan zorunluluk bitişinin önceye veya geriye alınabilmesi…
* İlin durumuna göre ilin tamamında veya bazı bölgelerinde zorunluluğun kaldırılabilmesi…
* Zorunluluk kapsamındaki araçlardan sadece belirli bir il veya bölgede seyredenlerin zorunluluklarının kaldırılabilmesi… (belediye otobüsü-halk otobüsü, kamyonet, ticari minibüs veya taksi-dolmuş türü araçlar başka bölgeye gitmediklerinde uygun il veya ilçelerde zorunlu tutulabilir)
* İlin durumuna göre kış lastiği zorunluluğu süresince veya bu sürenin en ağır kış dönemlerinin yaşandığı tarihler arasında o il veya bölgede seyreden hususi araçlara zorunluluk getirilebilmesi…
* İklim koşullarında sürprizler yaşandığı da dikkate alınarak, özel durumlarda zorunluluk kapsamında olmayan araçlara da geçici zorunluluk getirebilme ve kış lastiği olmayan, hatta olsa bile trafiğe çıkmasında risk görülen araçlar için geçici trafiğe çıkış yasağı getirebilme…
Kış lastiği zorunluluğunun gerekliliği tartışılamaz. Bunda iyileştirmeler yapılması etkinlik sağlar. Bu etkinleşmenin en kolay yolu iller arası farklılıklar da dikkate alınarak, yerel kararlara imkan verilmesidir. Bunun, denetim ve cezalandırmayı da içeren bir kanun değişikliği ile yapılmasının uygun olacağı açıktır.
Yetki devri yapıldı
Bu yazı, yeni zorunlulukların getirdikleri dikkate alınmadan yazıldı. Kanun Hükmünde Kararname ile düzenlenmesi dışında 9 Şubat 2017 tarihli kış lastiği düzenlemesi çok yerinde. Belki valilikler yanında büyükşehirlerde UKOME’ye de yetki devri düşünülebilirdi.
Buna dayanılarak 1 Nisan 2017’de yayınlanan Tebliğ de büyük ölçüde olumlu. Sadece bunun ikinci maddesinde, “ilin hangi ilçelerinde, hangi araçlarda, hangi sürelerle” kış lastiği zorunluluğu aranması şeklinde iyileştirme yerinde olurdu. Burada, ticari otomobillerin de kapsamda olduğunu belirtip gerektiğinde özel otomobillere ve diğer ticari olmayan araçlara da kış lastiği zorunluluğu uygulanması, aksi halde bu araçların trafiğe çıkarılmaması yetkisi de valilere verilebilirdi. Bunun ihtiyaç olduğunu kışın göreceğiz.
Bir de hangi lastiklerin daha güvenli olacağı konusu var ki, onu da Sayın Alpay Lök gibi konu uzmanlarına bırakalım. ■
Düzeltme ve Özür:
Otobüsçüler Derneği adına çalışırken tüm Bakanlık kadrolarını bilir, hatta tanırdım. Şimdiyse haberlerdeki bilgilerle yetiniyorum. Arkadaşlarımın, Sayın Müsteşar Suat Hayri Aka’nın unvanını 20 Ağustos 2016 öncesinin alışkanlığıyla Müsteşar Yardımcısı olarak yazmalarına bağlı olarak ben de yanlış unvan kullanma durumuna düştüm. Düzeltir, kendilerinden özür dilerim.