Gazetemizin internet sitesinde detaylarını okuyabileceğiniz bir haber beni çok mutlu etti. Haberin özü şu: Sakarya ve Kocaeli illeri arasında belediye denetimli özel halk otobüsü seferleri başlıyor. Haber Kocaeli ve Sakaryalılara müjde olarak duyuruluyor. Aslında bunun bir öncesi de var. Kocaeli Belediyesi, İstanbul Belediyesi sınırları içindeki Kartal’a sefer yapmaya çok önceden başlamıştı. Ben bunun çok önemli bir yenilik olduğunu o zaman da yazmıştım. Şimdi bu iş genişlemekle kalmıyor. Karşılıklı bir hal alıyor. Önceden sadece Kocaeli Belediyesi İstanbul’a sefer yaparken şimdi Kocaeli ve Sakarya belediyeleri karşılıklı olarak birbirlerinin bölgelerine sefer yapacaklar. Bunun önemini daha sonra anlatacağım.
Yetki belirsizliği
Yolcu taşımacılığında iki otorite var: Ulaştırma Bakanlığı ve Belediyeler. Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nde belediyelerin bu konudaki hak ve yetkilerinin saklı olduğu belirtiliyor da, bu hak ve yetkilerin neler olduğu bugüne kadar Bakanlıkça bir türlü açıklanmadı, netleştirilmedi. Bu belirsizlik bu konuyla da sınırlı değil. B1, B2, D1, D2, D4 ve D4S gibi yolcu taşıma belgelerinin illerarası ve iliçinde hangi taşımaları yapabileceklerini net olarak bilmiyoruz. Bir genelgeyle bunun netleştirilmesini önerdim, ama duyan olmadı. Aynı şekilde bunun hangi taşımalarının hangi belgelerle yapılabileceğinin belirtilmesi şeklini de önermiştim. Burada belirtmek isterim ki, bu belirsizlik kötülerin hak gaspı yapmasına, kendilerine haksız menfaat sağlanmasına ve gerçek hak sahiplerini mağdur etmesine yol açar. Herhalde buna da göz yumulmamalı.
Eski bir örnek
Önceden büyükşehir olmayan illerde il merkezi belediyesi ilçe merkezi belediyeleri ve belde belediyeleri bulunurdu. Balıkesir de büyükşehir olmadan böyleydi. Burada Edremit ilçe merkezi belediyesi ve buna bitişik olarak Kadıköy belde belediyesi bulunuyordu. Bunu da sırasıyla Erdek, Güre ve Altınoluk belde belediyeleri takip ediyordu. Birbirine bitişik bu belediyelerden sonra yine bitişik olarak Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Küçükkuyu beldesinin belediyesi vardı. Kendi içindeki taşımaları düzenlemeye yetkili bu belediyeler, bu hattın tamamını kapsayan bir taşımaya ortak izin veremezler miydi? Ben bunun olabileceğini, olması gerektiğini söyledim. Zaten pratikte de bu vardı. Ancak Bakanlık mevzuatına göre bu taşıma bir belediyenin sınırlarını aştığı için D4 ile yapılmalıydı. Burada hassas olan husus; benim mümkün olmasını önerdiğim taşımanın hiç belediye alanı dışına çıkmaması, yani Bakanlık yetki bölgesine girmemesi idi. Aksi halde Bakanlık belgesi tabii ki gerekirdi. Tabii, Balıkesir, büyükşehir olunca bu ihtiyaç ortadan kalktı. Sadece Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ile Küçükkuyu arasında aynı düşünce geçerli olabilirdi. Bilmem nasıl çözülüyor, ama bu çözüm zaten işliyor.
Büyükşehir hali
Bilindiği gibi büyükşehir içinde tüm taşımalar büyükşehir yetkisinde. Böyle olunca da bunun alanında D4 belgesi ile yapılacak bir iliçi taşıma yok. D4’ler buralarda sadece ildışına çalışabilirler. İstanbul ve Kocaeli çok önceden beri tüm ili kapsayan büyükşehirler idi. Bu iki il arasında büyükşehir belediyesi alanından çıkmadan yani Bakanlık yetki alanına girmeden taşıma yapmak mümkün. Benim önceden olduğunu belirttiğim Kocaeli-İstanbul taşıması da buna uyuyordu. Bütün büyükşehirlerin il çapında genişletilmesiyle birbirine komşu tüm iki büyükşehir belediyesi arasında benzer taşıma yapma imkanı doğdu. Yani Kocaeli ile Sakarya arasında da bu imkan geldi.
Bir itiraz
İstanbul ile Kocaeli veya Sakarya ile Kocaeli arasındaki taşımalar iller arası olup Bakanlık belgesi ile yapılması gerekir denilebilir. Keza Manisa-İzmir için de D4 şart görülebilir. Bu taşımaların D4 ile yapılması mümkün olmakla birlikte niye belediyelerce de yapılamasın? Bakanlık D4’ler ile ilgili pek çok sorun yaşarken, iller arası taşımaların D1 belgesiyle taşıma yapılıp yapılamayacağı netleştirilmemişken yeni çözüm engellenmemeli. Bakanlığın dışında D1 belge sahipleri de Manisa-İzmir, İstanbul-Kocaeli, Kocaeli-Sakarya gibi taşımaların belediyelerce yapılmasının kendilerini mağdur edeceğini iddia edebilirler. Onlara şunu sormak gerekir: Sizin bu taşımayı yapma hakkınız var mı? Bakanlık bunu kabul ediyor mu? Eğer var diyorsanız, Yönetmeliğin 41’inci maddesinin 5’inci fıkrasını bir okuyun. Buna göre bu hakkınız sadece 22.01 ile 04.59 saatleri arasında var. Güle güle kullanın. Ama bunun dışındaki saatlerin sizin olmadığını, belediyelerin taşıma yapmasının sizin hakkınızı çiğnemediğini öğrenin. Benzer iddiayı D4’cüler yapar ise haklılık payları var.
Engel değil, destek
Diyelim ki, Kocaeli -Sakarya halk otobüsü taşımaları D4 olmadığı için engellenmeye çalışıldı. Ben olsam ne yaparım? İki taraftan kalkan otobüsler il sınırına yolcuları getirip burada değiştirerek kendi merkezlerine dönseler hiçbir şey yapılabilir mi? Hayır! Birinci aşamayı geçtik. Bir sonraki aşamada Kocaeli’den kalkan otobüs sınırdan sonra Sakarya’nın izniyle, Sakarya’dan kalkan otobüs de Kocaeli’nin izni ile karşı tarafa devam etseler bir kural ihlali var mı? Yok! Öyleyse bu iyi işi engellemek yerine kolaylaştırmak gerekir. Bunun da yolu var.
İşte kural
İki büyükşehir belediyesi birbirinin kara sınırı komşusu ise birbirleriyle anlaşıp sözleşme yapmak ve gerekli izinleri vermek suretiyle belediye alanı dışına çıkmaksızın Bakanlık izin veya belgesine ihtiyaç duymaksızın yolcu taşıması yapabilir. Bu kuralı getirdiğinizde o kadar çok büyükşehir arasındaki karşılıklı taşımalara bir çözüm getirirsiniz ki, bundan vatandaş da memnun olur. Zira belediye izinli bu seferlerin ihtiyaç duyulan farklı noktalarda kalkış, durak ve varış yapmaları mümkündür. Bunu sadece büyükşehir ile sınırlı tutmayarak büyükşehir olmayan illerdeki komşu belediyeler arasında ve büyükşehir ile komşusu büyükşehir olmayan belediye arasında da gerçekleştirebilirsiniz.
Bitirirken, bu önemli çözümde öncülük eden Kocaeli Büyükşehir Belediyesini ve onunla partnerlik yapan Sakarya ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerini kutluyorum. ■