İstanbul’daki hatlı otobüsler ile turizm taşımaları dışında kalan ticari taşımaların taşımacı ve şoförlerine ilişkin olarak İstanbul UKOME’de kabul edilen bir düzenleme geçen sayımızda yer aldı. İki hafta önce de, yine İstanbul için getirilen turizm taşımalarına ilişkin taşıt yaşı vb. düzenlemelere yer verilmişti. Belediyenin taşımalara yakın ilgisi ve düzenleme çabaları tabii ki takdir edilir, ancak içerikleri uygun olmak kaydıyla.
Bir bakış açısı…
İki hafta önce yayımlanan köşe yazımda turizm taşımalarına getirilen kurallar konu edilmiş ve özünde 5 yaş kuralı yanlış/gereksiz bulunmuştu. Burada bir de minibüs ve otobüslerin en az 10 koltuklu olma kuralı vardı. O zaman da ifade etmeye çalıştığım gibi 10’dan daha az koltuğu olan taşıt zaten minibüs veya otobüs değil, otomobildir. Bu nedenle gereksiz bir kuraldır. Hani, şu askerlikteki “bölük dur” komutundan sonra “Kandıralı sen de dur” misali, gereksizdir. Bu bakış açısı bu haftaki yazımın konusu olan ticari taşımacı ve şoförlere ilişkin düzenlemeler için de geçerlidir.
Şoför kuralları
• Taşıta uygun sürücü belgesi zorunluluğu: Bu husus zaten Trafik Kanununda olup hatırlatılması dahi gereksizdir. Mevzuatlar hatırlatma notu değildir. Aynı husus, Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde de var (aslında bu da bir tekrar).
• Şoför yaşı: Genelde en az 22, servislerde en az 26 ve en fazla 65 yaş (66’dan gün almamış) olmalı. Yaş kuralı Trafik Kanununda, Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde, Öğrenci Servis Araçları Yönetmeliğinde varken yetmemiş mi ki buraya yazılmış?
• Deneyim zorunluluğu: Servislerde minibüs için 7, otobüs için 5 yıllık belge isteniyor. Yaş şartı varken buna ne gerek var? İfade edilen husus, deneyim değil belgenin eskiliği. Belgenin bekletilmesi ne işe yarar? Turşu mu ki, zamanla olsun? Cüzdanda veya yastık altında bekleyen belgenin sahibi zamanla ne kazanır? 30 yaşında minibüs belgesi alan kimse, neyi 37 yaşına kadar beklesin? Üstelik bu kurallar niye belge türüne göre yazılmamış? Belge türlerinin değişimi takip edilemiyor mu? Otobüs belgesi sahibi, 5 yıl sonra otobüs kullanabilirken aynı belgeyle kullanabileceği minibüs için niye 7 yılı beklesin?
• Mesleki saygınlık: İki maddede de bazı suçları işlememiş ve bazı cezaları almamış olma şartı var. Taşıma Yönetmeliğinin mesleki saygınlık anlayışına benziyor, ama uyumlu değil. Hangisi iyiyse, her yerde o aransın.
• Psikoteknik raporu: Eğer gerekliyse Trafik Kanunu ile tüm ticari taşımalara zorunlu kılınsın. Taşıma Yönetmeliğinde var, ama uygulanmadı. Gerekliliği tartışılmalı.
• Sağlık raporu: Taşıma Yönetmeliğinde yer aldı, ama uygulanmadı. Şimdi, trafik mevzuatına eklendi. Buradaki düzenleme yetmiyor mu?
• Taşımacı üzerine SGK kaydı: Taşıma Yönetmeliğinde de yer alan bu husus, zaten çalışma mevzuatının konusu değil mi? Taşıt sahibi kim? Araç sahibi mi, yoksa taşıtı firmasında çalıştıran mı? Araç sahibi kendi taşıtını kullanıyorsa durum ne olacak?
Kalite puanı ve ceza cetvelleri
Düzenlemenin sonunda, 10 maddelik bir ihlal ve yaptırım cetveli yer alıyor. Bir kısmı diğer mevzuatın tekrarı… Bir de 80 maddelik puan cezası cetveli var. Karayolu Taşıma Yönetmeliğindeki ihtar sistemine benziyor, ama ondan daha caydırıcı. Zira para ile ihlal sildirme yolu yok. Uygulanması ve takibi hayli zor, üstelik dili de kötü (Bu kusur hemen her yerde var). Bu cetveldeki cezalara göre işletilen bir kalite puanı ve yaptırım sistemi var. İyi ama karmaşık; bilgisayarla takibi şart. Ayrıca trafik mevzuatındaki puan sistemine de benziyor. Bir sürücüye, bir suç için farklı sistemlerle farklı cezalar verilmemeli.
İstanbul mu, Türkiye mi?
Söz konusu düzenlemeler arasında İstanbul trafik bilgisi gibi bir şey var. Bunun dışındaki hemen her şey, İstanbul’a özgü olmayıp genel nitelikte. Öyleyse bu düzenleme niçin İstanbul için yapılıyor? İstanbul UKOME tabii ki İstanbul için yetkili, ancak İstanbul bilgisini il bilgisi olarak yorumlayıp bütün iller için yaygınlaştırmak ilgili mercilerce mümkün.
Kararın altındaki imzalar arasında UDH Bakanlığı Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü temsilcisi de yer alıyor. Bunlar görüşülürken mümkün olan hallerde kendi mevzuatlarının esas alınmasını istemiştir herhalde. Eğer kendi mevzuatı yetersizse bunun sonrasında bu eksikliğin giderilmesi için de kendi birimini uyarmış olmalı.
Mevzuat geçerliliği…
Karayolu taşıma mevzuatı tüm taşımalar için hazırlandı, ancak belediye mevzuatına ilişkin hususlar sonrasında belediye alanında geçerliliğini büyük ölçüde yitirdi. Büyükşehirlerdeki iliçi yolcu taşımaları kapsam dışı kaldı. Geriye küçük illerdeki iliçi taşımalar ve esas olarak da şehirlerarası (aslında iller arası) yolcu taşımaları kaldı. Bakanlık bir daha düşünsün! Adı geçen düzenlemeler UKOME’nin mi, yoksa Bakanlığın mı alanında olmalı? Ben, UKOME yetkisinin aşıldığını düşünenlerdenim. Adı geçen düzenlemeler, iyileştirilerek tüm illere yaygınlaştırılmalı. İlin özelliğine bağlı hususlar dışında, ortak düzenleme gerekir.
Taahhütname
Acaba belediyeler, yani UKOME’ler neleri düzenleyebilir? Örneğin, para cezası koyabilir mi? Bence hayır. Buna UDH Bakanlığının bile yetkisi yok. Para cezaları kanunla getirilir. İstanbul UKOME de şüphe duymuş olmalı ki, taşımacılara taahhütname imzalatıyor. Aslında kuralı koyarsın ve uygularsın. Tabii, eminsen. Hakkın olmayan yerde taahhütname dayatması ile sorunu çözemezsin. Yoksa vatandaşlara da bir taahhütname imzalatır hak arama yolunu kapatmak mümkün olurdu.
Eğitim konusu…
Adı geçen düzenlemede Toplu Taşıma Aracı (Ticari Taşıt) Kullanım Belgesi ve Taşıt Şoförü Sertifikası gibi eğitime ilişkin hususlar da yer alıyor. Bakanlığın mesleki yeterlilik belgesi ve bunun eğitimleri ile de benzerlik gösteren bu hususları ayrı bir yazının konusu yapacağım. ■